Günlerden salıydı. ödev tesliminin son günü cuma olmasına rağmen çarşamba akşamı başlayan şenliklerde kafasının rahat olmasını isteyen deli gönül salı günü bütün ödevini bitirmek istiyordu. kitaplarını alıp bölümdeki bilgisayar labına gitmişti. o esnada lab dersi olmasına rağmen devamsızlık hakkını kullanıp ödevi yazmaya çalıştı. Mac bilgisayarlar çok güzeldi. tıkır tıkır yazıyordu örnek öğrencimiz. arkadaşları dersten çıkmıştı hep birlikte yemek yenecekti. ödevin son halini kaydetmesi lazımdı. bitmemişti sonra devam edecekti. kaydet e tıkladı. birkaç kez daha tıkladı. kapat a bastı. bilgisayar "save" "dont save" "cancel" gibi öneriler sundu. her defasında "save" dedi. save diyip kapata basınca yine aynı öneriler geliyordu. artık küçük kutucuğu görmekten bıkmıştı ki "eeeh dont save o zaman lan elli kere kaydete bastım zaten" dedi.. dedi ve sonradan yazdığı bütün sayfaların yok olduğunu gördü. önce gözleri büyüdü.. sonra kafasını masaya vurmaya başladı.. insanlar şaşkın, insanlar korkmuş, insanlar değişik şekillerde bu garip insana bakıyorlardı. meliyka pükpük gerçekten silinmiş olabileceğine inanmayıp bilgisayarı kontrol etmeye başladı. o sırada burcunun saçlarından kıvılcım çıkıyordu ve o lafları etti.. "bu gece bu ödev bitmezse 55 yaşıma kadar evlenemeyeyim inşallah, na buraya yazıyorum" diyerek işaret parmağnı masaya sürdü. yapma etme öyle şeyler deme dediler.. yok dedi. o gece ödev bitmeden uyumayacaktı.

ÖSS'de de böyle yaptım ben. soru çözmeye hiç bi zaman bayılmadım. günde 150 çözüyorum falan diye hava atamadım. içim bayıldı gözlerim büyüdü sorular arttıkça. sene başında yılların hocası da az çok beni tanımış olacak ki yemin ettirdi bana. "ÖSS'ye bi hafta kalana kadar günde en az 50 soru çözmezsem hiçbir yeri kazanamayayım" diye yemin ettim. çok hasta olursam o gün çözmeyecek ama mutlaka telafi edecektim o soruları. yaptım mı yaptım. kazandım mı kazandım..
Başarıya giden yolda değişik yöntemlerim var evet.
0 şahıs gencim güzelim diyor:
Yorum Gönder