Eveet. Türklerin 1071'de malazgirt zaferiynen yerleşik hayata geçmeleri misali, bugün yerleşik hayata geçmiş bulunmaktayım. halbuki yollar, yolcular, yolculuklar, yolda bülent ortaçgil dinlemeler, anadolu ovalarına dağlarına bakarken tarih kitapları okumalar.. kah derede denizde yüzmeler, kah dağ tepelerine çıkmalar.. ne güzeldi be.

neyse. hocalarla bi arada olmak, dersdışı aktivitelerde bulunmak başta garip gelmişti. kolay alışıldı tabi ki. "bot safari" dediğimiz olayda hani sanki okulda sana zorla selam verdiğini sandığın hoca var ya, mevcut oyunun getirdiği gazla üzerine uçan, tuttuğu gibi suya atmaya çalışan, yeri gelip boğan, burnunu kıran, kürekle boğazına sarılan hoca oluyor. ister istemez oha diyorsun yuuh hocam bırrrrşş diyorsun. adam gülüyor. yaa. oluyor böyle şeyler.
sonra güzel arkadaşlıklar oluyor. gülünüyor eğleniliyor içiliyor..
uykuyla harcanan zamana üzülüyor orada insan o grupla.
(enam boynum büküldü, hüzünlendim yazarken ha)
yolculuk hallerinden bahsedeyim size bi ara. erzincana tren yolu olsun, kamil ağbiyle ankara olsun. inebolu insanı olsun.. evet .
Seyahatname'nin ikinci satırını yazdım mıydı buraya?
kaçıranlar için;
Anadolu güzel ama ter kokuyor. Memleket toprağı öyle kıymetli ki vatandaş ucuza işetmiyor. (Çiş 1 lira olur mu yahu? Devlet bize yardım etsin!)
1 şahıs gencim güzelim diyor:
öle deme bazı yerlerde 60kr alıyolar=))
Yorum Gönder