12 Eylül 2012 Çarşamba

Çiğ mi bu?

Uzun zamandır çiğköfte yemediğimden olsa gerek 5 saat geçmesine rağmen hala sindirebilmiş değilim. Sindirim sistemim bitti bitecek. Zaten canım sıkkın, olmuşum toptan gelecek kaygısı. Bi çiğköftem eksikti, şimdi tamamım.
Artık gerçekten sıkılmaya başladım. Haberleri izlemiyorum ona rağmen moralim dengesiz arkadaş. Hani o biyoloji diplomasını aldığıma o kadar pişmanım ki kelimeler kifayetsiz kalır, öyle söyleyeyim. Ne bereketsiz ne meymenetsiz...
Neyse. Şu an koltuğumu çok özledim. Bari ondan bahsedeyim de azıcık kafam dağılsın. Efenim bundan 3-4 yıl evvel bizim eve bir koltuk geldi 4 kişilik. Nasıl güzel.. nasıl yumuşak.. Koltuğa uzanıp gözünü kapadığında adeta cennettesin bak. Ben o zamanlar Ankara'dayım. Yaz tatilinde koltukla aramda resmen duygusal bağ oluştu. Koltukla derdimi tasamı unutuyorum, notlarımı düşünmüyorum. Tam tatil oldu yani. Neyse, okullar açılınca bir seneyi zor geçirdim Ankara'da. Hemen yaz gelsin de koltuğuma döneyim derdindeyim. O sene kış bitmedi bana. Nitekim finalleri atlattık tatil başladı, eve uçuyorum derken bi baktım koltuk yok! Olacak iş değil. Anneme soruyorum hayırdır? Neymiş işte diğer mobilyalara uymuyormuş da çok yer kaplıyormuş da. Yaz günü bunalımın dibine vurdumdu anam sağolsun.
Kimbilir nerdesin be ciğerim, hasretinden prangalar eskittim. Of. Derdim bin idi binbir oldu. Aferim Burcu, alkış. 

0 şahıs gencim güzelim diyor:

 
;