30 Ağustos 2010 Pazartesi 0 şahıs gencim güzelim diyor

davul olasıca

ulan ramazan davulcusu seni unuttum sanma, hala yerinde gözüm var lan! gün gelecek bütün bu sokaklar benim olacak. ben çalacam davulu. burda saksı gibi duruyorum! saksı değilim ben! ben byk'yım! ben reytingi ççok iyi bilirm. been gelmiş geçmiş en büyük sanatçılardan biriyim. en çok bana soracaksınız. en çok banaa!
o değil de;
-bi tur çalayım mı ağbi?
:(
28 Ağustos 2010 Cumartesi 0 şahıs gencim güzelim diyor

çocuk olmak var lan

Durakta annesiyle otobüsün gelmesini bekleyen 6 yaşındaki çocuk dondurmasından güzel bi parçayı yuttuktan sonra sesine hakim olamayarak söyledi;
Annee, ben en çok kimi seviyorum biliyor musuun??
Dünya'yı!
cevap vermeyen annesine açıklama gereği hissetmiş olacak ki devam etti;
O hiç kötü değil ki..

İşe gitmek için otobüs bekleyen bünyeme nasıl da güzel geldi bu muhabbet. ne güzelsin sen çocuk.
Tabi dalgınlığım sağolsun pek güzeldi bugün. metroda yanlış yöne binip geri dönmek zoruna kaldım. fişi yanlış okuyup olmayacak yerde olmayan şeyler aradım. yanlış iliklediğim bi gömleği defolu ilan ettim. güzel yani. bugünüm dünden iyi gibi. müziklerim güzel. ahanda bugünün şarkısı: Kelis - Fireworks
23 Ağustos 2010 Pazartesi 0 şahıs gencim güzelim diyor

uç lola uç

"Bana herşeyi diyebilirsin ama sakın bitti deme.."

Hava çok sıcak, yapılacak işler çoktu. O gün onun belge toplama günüydü. Sağlık ocakları, nüfus müdürlükleri, bankalar, adliyeler, kırtasiyeler..
Sabah evden çıkarken hırka almıştı hava serin diye, ancak onu eve geri göndermesi çok isabetli bi karardı. Başından aşağı bi şişe suyu dökerken bunları düşündü.
En son yemek yemesinin üzerinden 6 saat geçmişti, açtı, susuzdu ancak bişi yiyemiyor içemiyordu yollarda. (Herkes oruçlu da sana mı oruçlu bre dingils)
Başvurduğu tırıvırı iş kabul etmişti onu. Belgelerini teslim etti oraya. Oradan okula yöneldi.
yönelmek kolay gitmek zordu. Başlamak bitirmekten kolaydı. Hava sıcaktı. (hepsi sıcaktan..)
Mecidiyeköyden kadıköye gidecekti. İyisi mi trafiğe takılmadan metrolarla kabataşa ineyim ordan vapurla uçarım dedi. Saat 3'e geliyordu, 5te kayıtlar kapanırdı. Gözlerinin önüne bi anda sıçtığının resmi geldi. Hemen bu görüntüyü kafasından atıp hızlıca metronun yürüyen merdivenlerinden aşağı koşmaya başladı. Sonra sabit merdivenlerden basamakları atlayarak yukarı tırmandı. Taksime vardı. Oradan kabataşa geçti fünikülerle. Okuduğu bunca senelerce her türlü garip kelimeyi telafuz etmeye hazırdı ama şu fünikülere sinir oluyordu inceden. Hiç bi anlam ifade etmedi o kelime o sıcakta.
İskeleye vardı. Adalar vapuru yanaşmıştı. Oradaki görevliye sormaya niyetlendi, kadıköy vapuru kaçta gelirdi, cık dedi adam. Sanki dişlerinin arasından kürdanla temizlenen bi cıktı bu. Peh dedi bizimki. Personele bak.. Jetoncu amcaya sormaya niyetlendi. Para uzatılan küçücük pencereden bakmaya çalıştı, içerde meğerse dev varmış, 150kiloluk amcanın gıdısından yukarsını göremedi. kadıköy seferi yok mu buradan dedi. Adam bişi demedi. Gıdısı hafifçe gerildi. Başı yukarı kalkmıştı galiba. Bu hayır demekti.
Eeh dedi. Atladı ilk otobüse. Gitti beşiktaşa. Bindi hemen vapura. Sonra yeniden otobüs kovaladı. derken okula varmıştı. 4te kayıt odasına girmişti. Öğrenci numarası verdiler ona. Hemen bankaya koş dedi oradaki kız yüzünde tatlı bi pembelikle. Uçtu bizimkisi bankaya. Önünde tam 38 kişi vardı. Haha dedi. Şaka olmalıydı. Yarından itibaren işe başlayacaktı başka zamanı yoktu. Bugün mutlaka kayıt yaptırmalıydı. 4'10 geçe girdiği bankadan beklemek sebebiyle bütün sinirleri gerilmiş olarak 5'e 10 kala çıktı. Kayıda yetişmesi çok zordu. Caddede koşmaya başladı kampüse doğru. Dişi mirkelam dediler arkasından bakanlar. Rüzgarın kızı süreyya oldu vardı binaya. Hemen alt kata indi, saat 5'ti. Kayıtların bitmiş olmasından korktu, odadaki personele haykırdı:

"Bana herşeyi diyebilirsin ama sakın bitti deme.."
0 şahıs gencim güzelim diyor

bilg-i sayar

merhaba bulog.
kendi bilgisayarıma iyilik edeyim dedim, harici disk buldum, bende ne varsa attım oraya yedekledim. sonra da çocuğa bayramlık niyetine antivirüs yükledim. aklansın paklansın abdest alsın deyü.
hanımefendi artık 4 yılda açılıyor. dün akşam tam 1 saat başında bekledim. sakin sakin oturdum. iki kez tıklamıcam, bi kere tıklıyıp beklicem sakin olucam dedim. denyo dingil sinirimi bozdu..
internete bile giremedim lan!
neyse. evin bilgisayarını kullanıyorum ben de. bu da öküz mübarek, binbeşyüz çekirdekli, kasadan açma tuşuna bastıktan 15 sn sonra internettesin. dizi film izlemek aşırı güzel, ekran donması diye bi kavramı yok kendisinin. e tabi ben de inceden inceden buraya yerleştim.
önce masaüstünde bi iki klasör..
sayfalarda şifre hatırlat önerilerine evet demeler..
resmen ruhuna işlicem bilgisayarın az kaldı.

öbür bilgisayarım (ahaha öbür dedim, sanki ondan başka bilgisayarım varmış gibi! )cd/dvd sürücüsünü görmüyor, söylemiş miydim? hani cdyi çalıştırınca o okuma sesi geliyor ama bilgisayarım şeysinde simgesi yok adı yok hiçbişiysi yok.. üzülüyorum mütemadiyen..

19 Ağustos 2010 Perşembe 0 şahıs gencim güzelim diyor

havada ağda sıcağı var kenanım.

hellolar hellosu.
ramazan geleli çok oldu ancak sıcaklardan yazılmıyor be güzel kardeşim. oysa size üzülerek yine ramazan davulcusu olamadığımı, üzüntümden gecelerce ağladığımı söylemek isterdim. kısmet.
adamları çok feci kıskanıyorum lan! hem gecenin bi vakti uyuyanın uykusuyla sıcak saatler geçir, bayram zamanı da utanmadan para iste. var mı böyle meslek lan, ço güzel mınakey..

neyse efenim. marmara üniversitesi yüksek lisans öğrencisi oldum ben. nerden nereye azizim..
nikonum hala kırık(*). benimle sirkeci'ye gelmek isteyen var mıı? :) (gelin bence vellaha, kıçımı kaldırıp cancağızımı doktoruna götüremeyorum. yazıklar ola bana.)

sıcaklar kötü, terleyerek 3 kilo vermişim. sıçacam ha! sanki kolay alınıyor bu kilolar, kaç iskender kaç beyti yicim şimdi. (of bayılırım lan, ölürüm)
o değil de lökü 5ateşten daha çok sevdim ben, kemaliye'den lök getürün baaa, canım çekiyiii

house izlemeye başladım, tivibu sağolsun her gün iki film izliyom, kitap okuyom, yan gelip yatıyom. ço güzel hayat.
bunları yapmamın sebeplerinden biri de şu, efenim şimdi ben şehirdışından eve geldiğim zaman evden çıkasım gelmiyor. na 3 duraklık levent bile gözümde büyüyor çok uzak la diyorum. o yüzden 4-5 gün paso evde oturuyorum. yani yine o dönemdeyim. yakında ipimi koparırım.
o değil de harbi sıcak lön..

aha son olarak size benimle futbol maçı izlemenin keyfinden bahsetmek isterdim. hayvanlar gibi gülüyoruz söylemesi ayıp. işalla bi gün sizle de izlerük :)
tenk yu.sit davn



tanıştırayım hayvan dostları!
kendisi benim yeni ev hayvanım. cici örümceğim. maksat aileyi evde yaşayan bizden bitkilerden ve de buzdolabındakilerden başka canlılara alıştırmak, hazırlamak. kendisi pek bişi yemiyor, paso ağ yapıyor garibim. dün akşam sinek attım (ölü), yemedi zaar. bu inadı neden anlamayom çocuğu. Misumena vatia. ergin erkek birey.
işte sıcakların insan üzerinde bir diğer etkisini gördünüz bayanlar baylar.

(2 ördek almayı planlıyorum şimdi he)
15 Ağustos 2010 Pazar 1 şahıs gencim güzelim diyor

yeni kayıt!

özledim vallaha sanşayn. yeni kayıt girmeyi özledim, seni özledim bebeyüm.

Eveet. Türklerin 1071'de malazgirt zaferiynen yerleşik hayata geçmeleri misali, bugün yerleşik hayata geçmiş bulunmaktayım. halbuki yollar, yolcular, yolculuklar, yolda bülent ortaçgil dinlemeler, anadolu ovalarına dağlarına bakarken tarih kitapları okumalar.. kah derede denizde yüzmeler, kah dağ tepelerine çıkmalar.. ne güzeldi be.

Erzincan - Kemaliye (Eğin) . bilenler için cümle kurmama gerek yok, onlar oranın ne kadar güzel olduğunun farkındadırlar zaten. ama bilmeyenler için ne yazsam nasıl başlasam bilemiyorum. (http://www.dogaokulu.net/) sayfasına bakıp, ayrıntılı bilgiler alabilirsiniz. orada yazmayanlara değinmek gerekirse, bi kere yemekler şahaneydi! 2 yıldızlı lüks otelimiz bozkurt otelin çok lezzetli bi mutfağı var. bütün gün yürümek olsun, efenime söyleyeyim yüzmek olsun, tırmanmak olsun çok iş yaptığımız için benim porsiyonlarım büyük oldu genelde. tepsideki çeşit sayısından ödün vermedim. hayvanlar gibi yemek yememe rağmen geldiğim kiloda döndüm ya...
neyse. hocalarla bi arada olmak, dersdışı aktivitelerde bulunmak başta garip gelmişti. kolay alışıldı tabi ki. "bot safari" dediğimiz olayda hani sanki okulda sana zorla selam verdiğini sandığın hoca var ya, mevcut oyunun getirdiği gazla üzerine uçan, tuttuğu gibi suya atmaya çalışan, yeri gelip boğan, burnunu kıran, kürekle boğazına sarılan hoca oluyor. ister istemez oha diyorsun yuuh hocam bırrrrşş diyorsun. adam gülüyor. yaa. oluyor böyle şeyler.
sonra güzel arkadaşlıklar oluyor. gülünüyor eğleniliyor içiliyor..
uykuyla harcanan zamana üzülüyor orada insan o grupla.
(enam boynum büküldü, hüzünlendim yazarken ha)

yolculuk hallerinden bahsedeyim size bi ara. erzincana tren yolu olsun, kamil ağbiyle ankara olsun. inebolu insanı olsun.. evet .
Seyahatname'nin ikinci satırını yazdım mıydı buraya?
kaçıranlar için;
Anadolu güzel ama ter kokuyor. Memleket toprağı öyle kıymetli ki vatandaş ucuza işetmiyor. (Çiş 1 lira olur mu yahu? Devlet bize yardım etsin!)
 
;