İyi ki arabam yok a dostlar.
Valla iyi ki yok gerçekten. Yoksa evi köyü satıp benzine yatıracakmışım, hoş zaten eve girmez arabada yaşardım ya ben neyse. Fakirliğin gözünü seveyim be!
Yazacak zibil şey birikti. En göze çarpanı tabi ki Ankara hasretim. Şarabımı alıp inecektim çimenlere. Temiz hava, harika gece manzarası.. Belki yine birkaç damla ağlardım ruhum hafiflerdi. (Hep senin yüzünden bunlar Jülide! Sayende Birsen Tezer'i hatırladım oradan oraya derken Ortaçgil'inden tut Pearl Jam Black'ine kadar gitti bu beyin.) (daha da gidiyor repertuarına kurban olduğum beynim) Şimdi bu ekstra kalabalık şehirde nereye tek başıma gitmeye kalksam ertesi gün 3. sayfadaki haberim canlanıyor gözümde otomatik olarak. Otobüs firmalarının biletlerine baktım, allah belanızı versin lan adiler. Masaj mı yapıyorsunuz 6 saat boyunca? 50 TL ne arkadaş? Neyin parası neyin kafası? (Şimdi buradan bisiklete atlayıp gitmek de var, tabana kuvvet yürümek de.. Ço şükür sağlığımız yerinde lakin yine 3. sayfalar gözükmeye başladı ucundan ucundan) (Şehirlerarası otobüs dedim de aklıma bu geldi, affınıza sığınaraktan şey ediyorum. http://www.youtube.com/watch?v=I3GLI7jz5SA)
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
1 şahıs gencim güzelim diyor:
tren diye bir şey var arkadaş senin gidesin yok bahane arıyorsun ya da en başta dediğin gibi para yok dolayısıyla bahane çok :)
o değil de bira ısmarlayan yok mu
Yorum Gönder