30 Kasım 2009 Pazartesi

hello angara

pek hoş bulmadım bebişim. yo soğuğundan ayazından değil şikayetim. artık sevmiyorum seni. istanbul hiç sevinme seni de sevmiyorum. başka şehirlerde iş bulacam ben.
yol yine git git bitmedi. bi de dünya tatlısı üniversiteli bi genç kız vardı yanımda. megapopolu. pek güleryüzlüydü sağolsun. daha otobüse yeni bindik, sevgilisini aradı, "canıım şu an köprüdeyim of çok güzel yaaa.. ayy... deniiz.. masmavii... evler gemileer..." diye mıymıy konuşuyor. bi ara trip attı galiba çocuğa. ben kitap okumaya çalışıyordum zira tam dinleyemedim. dünyatatlılığı da şöyle oluyor, içim darlandı 450km boyunca. insan bi gülümser he mi. ya da atıyorum bişi ikram ederken bile eccük sıcak tonlamaylan sorar demi. yoh. insanlık ölmüş. (antiklişe timi, kapının arasına terlik koydum, uykumda gel bebeyim)
insan 4 5 günlüğüne evinden köyünden ayrılırken derli toplu bırakmalıymış ortalığı onu gördüm. buzdolabımda bi nimet çürümesin nolur ya. yarvalıyorum ya. yemekler küf olmasın, şeker de yiyebilsinler. litfen ya.
geleli 3 saat oldu, hala valizi açmadım.
banyo yapmam gerek, gözlerim kapanıyor.
durup durup "lenka - trouble is a friend" mırıldanıyorum.
mp3çalarımı azarlayasım var, 5 saatlik yolda 3 tane kaliteli ince kalem pil bitirdi göt.
yarın sabah 9da dürdaneye gitmek ço zor. of. ölüm.
ankara seni hiç özlememişim.
ha bi de, gökçek'in eceli yaklaştı bence. adamı yokluyorlar. akşam armada'nın orda otobüs beklerken baktım kimse ego neyim basmıyor. oha dedim. istanbul'da bile yapmadılar lan. akbil kullanıcılarına %50 indirim oldu o kadar. burda bedave. gökçek.. bedave... gökçek... bedave?...

çarşamba günü kütüphaneye gitmezsem allah bin belamı versin diyesim geliyor. artık ödevden kaçmamalıyım. kıçımı kaldırıp merkez kütüphaneye gitmeliyim.

yarın sabah ders..
off...

0 şahıs gencim güzelim diyor:

 
;