18 Mayıs 2010 Salı

boş gezenin hoş kalfasıyam


kendi kendimin patronuyam.
efenim dün tarihte bi ilki gerçekleştirdim (ya da gerçekleştirmeyeli o kadaar uzun zaman olmuş ki hatırlamıyor ben) sabah evden çıktım.. fotoğraf makinalarımla.. kabataşa gittim. ordan sultanahmete fırladım. derken müzelerin kapalı olduğunu farkettim. arada bi sergiye girdim. derken sirkeci'ye kadar yürüdüm. sonracığıma nikon'un servisini buldum üşenmedim. makinan en az bi hafta kalır öyle arızasını söyleriz dediler. bi settürün gidin dedim. çıktım ordan. aslında karaköye kadar yürürmüşüm.. yürümedim. bindim trenli zıbıdıya. çok kalabalıktı denyo. kabataşa kadar gittim yine. ordan da yürüyerek beşiktaşa vardım. ço eylenceliydi. başka naaptım. beşiktaşta kardaşcuğazımlan "adı temmuz"la buluştum. ordan vapıra bindik. kadıköye geçtik. kadıköyde oturduk. bizim nonike bira ısmarladım. beğenmedi pek. hehehe. sonra ordan beşiktaşa döndük.
aslında şöyle oldu. ben hiç bakmadan iskeleye girdim. hatta teyzenin biri "bu beşiktaş vapuru mu" dedi. ben de " evet beşiktaş, zaten o çeyrek kala çeyrek geçe geliyor" dedim. haa evet dedi kendisi de. sonra bi bindik. kabataş vapuruymuş. ahahah. teyze inşallah bana uymamıştır dedim. kabataştan da otobüs neyim vardık eve.
  • kabalcı'da aradığım kitapları bulamadım.
  • yine bisürü yer değişmiş.
  • sabah bindiğim tren zıbıdısında yanıma oturan çocuk sirkeci-tophane arası 20dk sürer mi diye sordu. kabaetim cevapladı hemen. yok dedim en fazla 15dk. sürer. teşekkürler dedi. inerken de iyi günler dedi. dedim kibar insanlar ölmemiş, şeker de yiyebiliyorlar...
  • tren zıbıdısı kalabalığında arkamdaki iş adamı amcalar konuşuyordu işte aman ne kalabalık varoğ falan diye. sonra aralarından biri ankaradan geldiğini söyledi. nassın hemşerim diye atlamamak için kendimi zor tuttum. angaralıyam artıh.

0 şahıs gencim güzelim diyor:

 
;