17 Ağustos 2009 Pazartesi

yazmak, yazamamak, beter olmak.

minik yazar uzun zamandır yazılarına ara vermişti. yazası gelmiyordu hiç. yine de her gün sayfasına bakıp okuyan var mı diye kontrol ediyordu. işin kötü(?) yanı vardı okuyan. her gün aynı yazıyı görüyorlardı muhtemelen. belki de içten içe kıl olmaya başlamışlardı sayfa sahibine.ne gerzek bi insandı. iki satır bişi ekliyemiyordu.
yazar kendi hakkında böyle düşündüklerini varsayıyor üzülüyor, her gece yatağında ağlıyordu usulca. bir gece, deli gibi uykusu olmasına rağmen, yıllardır görmediği ilham perisi( ilham perisi ?) gelmişti. cümleler kafasındaydı ufaktan. tek yapması gereken gecenin 3ünde yatağından kalkıp bilgisayarı açmak, internete bağlanıp, sayfayı bulmak ve şelaleye giden bi nehrin sularına atlar gibi, kendini bırakmalıydı. (şelaleye giden nehre atlamak?)
çok üşendi. uykuya teslim etti kendini. cici uyku. tatlı uyku. ne güzeldi uyku. rüyasında sayfasının binlerce kişi tarafından takip edidiğini, yorumlar yapıldığını, gün içinde insanların kahkahalarla yazıları birbirlerine anlattıklarını gördü. o kadar mutlu uyandı ki, yataktan yükselmişti sanki mutluluktan.
yazmalıyım dedi kendine.
ama önce güzel bi kahvaltı yapıcaktı ki zihni coşsun. çaydanlığa su koydu. domates peynir neyim çıkardı. televizyonu açtı. dizi izlerken kahvaltısını yaptı. biraz esnedi gerindi. boş boş camdan dışarı baktı. karşı binadaki inşaat hala bitmemişti. ne biçim gürültü geliyordu yahu. camları kapadı. evdekilere baktı. herkes kendi alemindeydi.
internete girdi, sayfasını açtı. hala 21 izleyicisinin olduğunu gördü. başını öne eğdi, aldırma gönül dedi kendine. 21 izleyicimin 21ini de çok seviyorum dedi. 21 uğurlu sayım olsun dedi. zaten 21 yaşına gircekti kasımda. ya da 22sine. hesaplamaya üşendi. 88liydi işte. boşverdi.
"yeni kayıt" kısmını açtı. ne yazsam diye düşünmeye başladı. yanında taşıdığı defterlere göz attı. malzeme çıksın diye. defterde yazdıklarını güldü. ama yazmak istemedi onları.
hikaye yazayım ayol dedi kendine. ev sessizdi. içerde babası tv izliyordu. camlar kapalıydı. oda sıcaklığı kararındaydı. karnı toktu. biraz susamıştı ama acil değildi.
ne yazsam dedi yine.
müzik ayarlayayım önce dedi. genelde müzik istemezdi yazarken. aynı anda iki iş yapamazdı. müzik dinlerken yazamazdı, ne yazacağını unuturdu. msnde biriyle bişi konuşurken annesine cevap veremezdi.
yaşananlardan aklına bişi gelmeyince, hikaye yazmaya karar verdi. of dedi. ne uyduracaktı yine. her telden binlerce şarkı olan windovs media playerını açtı. rastgele çal lan dedi. daha önce dinlemediği bi şarkı çıktı. "suite- clear project studio" gözlerini kapadı. ellerini klavyeye koydu. tam gözünün önüne kareler gelmeye başlamıştı ki , tam ilk kelimesini yazacaktı ki babası seslendi. mutfağın sineklerle dolduğunu bildirdi. yerinden kalktı. babası mutfaktan çıktıktan sonra mutfak kapısını kapatıp odasına döndü. şarkıyı sevmemişti. zaten aklı dağnıktı. yazıcak bişi de yoktu pek. nalet olsun yazmıyom lan deyip leptabının kapağını indirdi. ..

0 şahıs gencim güzelim diyor:

 
;