Canım sanşayn biz bu yaz Efes pilsen one love'a gittik. İkinci gün İlhan Erşahin sahneye çıktığında yağmur başladı. Önce aldırış etmedik olsun, hava sıcak zaten dedik, lakin ki yağmur arttı, hayvanlaştı gitgide. Bütün kalabalık dağıldı. Sahnede müzik devam ediyor tabi. İlhan, bira, yağmur.. hehe güzeldi he. Neyse efenim, yarım saat evvel sahneönüne koşan insanlar, yağmurla beraber çil yavrularına dönüp kaçışmaya başladılar. Biz
bilimum örtülerle hırkalarla kuru kalmaya çalışırken kocaman minderlerin altına girmeye çalışanları görmeniz lazımdı haha :) Derken bi baktım insanlar poşet yağmurluk giymeye
başlamışlar. Poşetadamların sayısı arttıkça ben de alayım dedim.
O sırada yağmurun en hayvani halini aldığını söylememe gerek yok sanırım. Ortalık meydanlar bomboş, herkes bi yere sığışmış. Şalımı şemsiye misali kafama tutup kapıya doğru yürümeye başladım. Her taraf gölcük olmuş. Spor bapuçlarım su almasın diye seke seke yürüyorum. Bi ara öyle bi noktaya geldim ki adeta adadaymışçasına etrafım sularla çevrildi. Azcık geri çekilip ileri atlamamla bi alkış koptu. Meğersem standların çadırların oradaki bi dolu insan meydanda bi başına yürüyen beni izliyormuş. hahaha. Alkışın geldiği tarafa dönüp, kalabalığı görünce şaşkınlıktan gülümsemiş, sahne selamı vermiştim.
Ha sonunda ne mi oldu? Kapıya varan ben dünyanın en dandirik poşetinin 10tlye satıldığını, pazarlık payı bile bırakılmadığını görünce "zaten sucuk gibi olmuşum, bedava versen almam artık len" diyip sahneönüne geri dönmüş, sıçana dönene kadar eğlenmiştim.
Hey gidi hey.
0 şahıs gencim güzelim diyor:
Yorum Gönder