Efenim şöyle anlatayım, dün Küçük Çekmece Gölü'ne gittim kuş röntlemeye. Bayaa bi gezdik, yürüdük. Güneşin batmasına bi saat falan kala yırtıcıları bol bulacağımızı düşündüğümüz özel bi araziye girdik duvarlardan atlayarak. İçersi orman, sazlık, dere tepe çamur ne ararsan var. Yolu bulana kadar bi kaybolduk, sonra bi patika bulduk şükür. işte kerkenezdi, şahindi, ağaçkakandı derken dönelim dedik. dönelim de nerden girdiğimizi bulamadık, yine bi küçükten kaybolduk. Dedim duvardibini takip edelim, hem beton merdiven gibiydi. (Basamak yüksekliği 120cm olan merdiven!) tamam lan dedim. o kadar kaya tırmanışı şeysine gittim bi işe yarasın dingil dedim. tırmanmaya çalıştım. kah çamur oldum, kah çamura çantamı koydum. derken bi baktık artık çıkılmayacak noktadayız, yine sazlıklara girelim dedik. hay girmez olaydık.. En sonunda araziye girdiğimiz yeri bulduk. O önde ben arkada tırmanıyoruz ufaktan. Allah! Çamur deryası! Gerek daireler çizerek, gerek dümdüz yardırarak ulaşmaya çalıştık. O, çamur deryasında süper bi yol buldu, atladı kurtardı kendini. Ben, arkada izleri takip ederek çıkayım dedim veeeeee....
Arkadaşlar, meğersem benim bataklık fobim varmış.
Gerçekten. Önce sağ ayağımı attım, baktım batıyorum onu çıkarayım derken sol ayağım da battı ve kımıldayamadım! AYAKLARIMI HAREKET ETTİREMEDİM LAN! hemen bi çığlık tabi.. Yukardan döndü geldi, önce inanmadı battığıma. Sonra ayaklarımı göremeyince oha dedi. ("oha"yı italik yazınca çok şiirsel oldu lan ahaha) 5. çekişinde sadece bi ayağımı kurtardık, tabi ayak oldu fil ayaaa.. 30 kg bişi bi ayak. Tabi benim sırtımdan buz gibi terler indi onu beklerken. Allaam dedim bu ne biçim çaresizliktir dedim. Sen kimseyi çaresiz etme dedim. Yok böyle bişi he!
Bi daha çamura basmam arkadaş, esir alıyo namussuz..
Not: Pazar günkü tur için, hem de beni çamurlardan kurtarabildiği (!) için Ömral'a yeniden teşekkürler :) (gerçi küfürlü yüzümü, özümü gördü ama napalım.. olcek o kadaa)
0 şahıs gencim güzelim diyor:
Yorum Gönder