DandadaDan diye bir grup var, belki duymuşsunuzdur. Benim onların müziğiyle ilk tanışmam 2007'de Ankara'da oldu. Sadece 5 şarkıları elime geçmişti, o zamanlar interneti müzik için emmiyormuşum demek ki. Kara Araba, Kutbu Kuzey, Hayaletler, Zınzın ve Kuru kuru.. Gel zaman git zaman gece ruhlu müziklerini playlistten çıkarmışım. Ne zaman saksafon-klavye ikilisi duysam aklım onlara gidiyor patlatıyordum bir kara araba.
Grupla yeniden tanışmam bu yaz İnebolu'da oldu. Yol kenarına arabayı çekmiş, bira içiyorduk arkadaşlarla Gökte yıldızlar, deniz-orman nefis. İnceden müzik geliyor arabadan. Kulak kesildim, ya ben bu şarkıları bir yerden biliyorum dedim. Dayanamadım sordum. Tamburada - Yaz Gecesi imiş. Korhan Futacı imiş. Nasıl tanıdık nasıl içten..
İnternete kavuşur kavuşmaz yeniden hortumladım ortalığı. O gün bugündür değil playlistten çıkmak, "cenaze" şarkısı aklımdan çıkmıyor.
Midem bulanıyor akşamdan beri.
Uyandım, kahvaltı yaptım. Rutin.. Zaman geçti, oyalandım.
Haberlere baktım yine. İçimde kabaran öfke, sinir.. diğer kanallara baktım aynı saçmalıklar. Sonra her kanalda aynı adam çıktı. Ağzından çıkanlar vahşeti rutine çevirecek cinsten. Normalmiş gibi sanki. Kadermiş gibi?
Canım sıkıldı. Markette alışverişte listemi ilk kez bu kadar çok kontrol ettim. Neyi niye aldığımı eve dönene kadar anımsayamadım. Aklım güneydeki yangında, aklım şans meselesinde.
Videolar. Sansürsüz. Sansürün ne demek olduğunu sanırım ben bugün anladım. Dün haberlerde olay sıcağı sıcağına veren bir kanalda bir anlık kanlar içinde iki adam görmüştüm. Hala gözümün önünde. Ama bugün izlediğim videolar sanki gerçeği daha da kafama kazımak içindi. Ağlıyorum. Acıyı yüreğimin en derininde hissediyorum. "Gerçek" beynimi dağlarken sadece ağlayabiliyorum bu akşam.
İnsanlar Türkiye'de hala nasıl fanatik olabiliyorlar, ateş bu kadar evindeyken nasıl gole sevinebiliyorlar anlamıyorum. Aynı evde oturmuyor muyuz yoksa?
https://www.facebook.com/photo.php?v=287063454762662
Uyandım, kahvaltı yaptım. Rutin.. Zaman geçti, oyalandım.
Haberlere baktım yine. İçimde kabaran öfke, sinir.. diğer kanallara baktım aynı saçmalıklar. Sonra her kanalda aynı adam çıktı. Ağzından çıkanlar vahşeti rutine çevirecek cinsten. Normalmiş gibi sanki. Kadermiş gibi?
Canım sıkıldı. Markette alışverişte listemi ilk kez bu kadar çok kontrol ettim. Neyi niye aldığımı eve dönene kadar anımsayamadım. Aklım güneydeki yangında, aklım şans meselesinde.
Videolar. Sansürsüz. Sansürün ne demek olduğunu sanırım ben bugün anladım. Dün haberlerde olay sıcağı sıcağına veren bir kanalda bir anlık kanlar içinde iki adam görmüştüm. Hala gözümün önünde. Ama bugün izlediğim videolar sanki gerçeği daha da kafama kazımak içindi. Ağlıyorum. Acıyı yüreğimin en derininde hissediyorum. "Gerçek" beynimi dağlarken sadece ağlayabiliyorum bu akşam.
İnsanlar Türkiye'de hala nasıl fanatik olabiliyorlar, ateş bu kadar evindeyken nasıl gole sevinebiliyorlar anlamıyorum. Aynı evde oturmuyor muyuz yoksa?
https://www.facebook.com/photo.php?v=287063454762662
Hayatımda hiçbir mayısa bu kadar heyecanlanmamıştım. Çok başka oldu bu. On kaplan gücünde falan. Öyle ki heyecandan yazamıyorum doğru dürüst.
Tam olarak ne hissettiğimi ne düşündüğümü anlamaya çalışıyorum, ama o kadar şaşkınım ki sakinleşemedim. Tezim bitiyor. Hoca jüri tarihini belirlemiş. 30 Mayıs demiş. allahım sana geliyorum. 15 gün içinde bütün yazım işinin bitmiş, kontrollerin yapılmış, hocaya teslim edilmiş olması gerek. Tabi bi de sunum hazırlayacam. OF resmen gerildim laaağn!
Ben biliyordum bu işin son dakikaya sıkışacağını. Vallaha da biliyordum. al sabahlara kadar uyumasam nolur şimdi. Oyh.
Yetişecek lan. Yapacam!
Tez heyecanı iyi geldi. Duygusal konular kalbimi sıkıştıradursun, tez yüzüme güldü.
Geçtiğimiz 3 hafta boyunca neredeyse haftaiçi her gün okula gittim ben. Vapuru kullandım mis gibi. Vapur o kadar şahane birşey ki anlatamam. keşke bütün ulaşımlar vapurla olsa. Her gün yunus gördüm olm. Öyle ki artık gözüm alıştı, nereden çıkacaklarını bile tahmin ediyorum. Geçen yine okula giderken yunusları arıyor gözüm. Baktım baktım yok. Okula vardım, hala niye göremedim diye dalıyorum düşüncelere. Derken camdan dışarı gözüm takıldı, garip bir nesne gördüm yunusa benzeyen. Hadi canım diyerek daha bi odaklanınca yunus şeklinde parlak balon olduğunu fark ettim. Yani illa görüyorum sonunda :)
Of bak saçma sapan konuşuyorum. Bi mikim dediğim de yok da neyse.
Nasıl bir heyecandır bu yahu!!
Boşa kürek çekmek dedin mi anman lazım beni. Zaten bu iş sanat olsaydı inanıyorum ki ülkemizi gururla temsil edip bir yerinden altınla dönerdim.
Bence okullar bırakılabilen şeylerdir değil mi Burcu?
Hayır bırak diye söylemiyorum. Hani bu hafta maraton koşuyorsun ya, yine işler yolunda gitmeyebilir. Hazretlerinin keyfi iki gün sonra başka buyurabilir kimbilir. O yüzden sen yine koş tabi, tetikten ayrılmadan koş.
Bilmiyorum, geçen 3 yıla hiç acımadan acaba okulu bıraksam mı diyorum. Yok ama o cesaret. Emekli ruhundayım. Havadan mıdır nedir dizlerim ağrıyor, 3 aylıklar yatmadı mı?
Bu hafta havaya lafım yok gerçi. Aralıksız 6 saat boyunca ayakta bitki yapıştırınca dışarda yağmurun fırtınanın efendime söyleyeyim bilimum sulukarın olması o kadar da rahatsız etmiyor. Güneş olaydı Kadıköy sahillerinde karaciğeri bırakmayı da biliridik.
Ben çok sıkıldım bu tezden. (Allah belanı versin Ahmet Kural.)
Ha bu arada 3. blogu da açtım : http://iyikiarabamyok.blogspot.com/
Ne gerek vardı ben de bilmiyorum. Zaten bu aralar ne yazdığım ne de dinlediğim beş para etmiyor bence.
Bence okullar bırakılabilen şeylerdir değil mi Burcu?
Hayır bırak diye söylemiyorum. Hani bu hafta maraton koşuyorsun ya, yine işler yolunda gitmeyebilir. Hazretlerinin keyfi iki gün sonra başka buyurabilir kimbilir. O yüzden sen yine koş tabi, tetikten ayrılmadan koş.
Bilmiyorum, geçen 3 yıla hiç acımadan acaba okulu bıraksam mı diyorum. Yok ama o cesaret. Emekli ruhundayım. Havadan mıdır nedir dizlerim ağrıyor, 3 aylıklar yatmadı mı?
Bu hafta havaya lafım yok gerçi. Aralıksız 6 saat boyunca ayakta bitki yapıştırınca dışarda yağmurun fırtınanın efendime söyleyeyim bilimum sulukarın olması o kadar da rahatsız etmiyor. Güneş olaydı Kadıköy sahillerinde karaciğeri bırakmayı da biliridik.
Ben çok sıkıldım bu tezden. (Allah belanı versin Ahmet Kural.)
Ha bu arada 3. blogu da açtım : http://iyikiarabamyok.blogspot.com/
Ne gerek vardı ben de bilmiyorum. Zaten bu aralar ne yazdığım ne de dinlediğim beş para etmiyor bence.
Deriiin bir nefes verdikten sonra dileğimi tutuyorum:
"Ya nolur güzel bir hafta olsun, işler yolunda gitsin, şu tezim bitsin. Lütfen bak. Şu tezim bitsin."
yoksa galonlarca bira içip istanbul'un en nadide caddeleri başta olmak üzere hepsine kusacam.
Neyse azcık müzik dinliyorum da asit seviyesi azalıyor gibi sanki.
Hocasını sevdiğim cnm okulum.
Bakın delirdiysem ve bana haber vermiyorsanız inanın çok bozulurum. Şu yaşadığım tez sürecinde delirmiş olmam lazım çünkü. Bahtım çok şahane. Resmen ateş ediyor bahtım. Bahtım nefis.
Danışmana dökülen cümleler:
Evet hocam haklısınız hocam benim hatam hocam affedin hocam özür dilerim hocam düşünemedim hocam tabi ki siz bilirsiniz hocam yaparım hocam ederim hocam yetiştirelim nolur hocam...
Bir de dökemediklerim var:
(Buralar komple sansür)
Of.
Danışmana dökülen cümleler:
Evet hocam haklısınız hocam benim hatam hocam affedin hocam özür dilerim hocam düşünemedim hocam tabi ki siz bilirsiniz hocam yaparım hocam ederim hocam yetiştirelim nolur hocam...
Bir de dökemediklerim var:
(Buralar komple sansür)
Of.
Selam Astra. Masamda seninle gözgöze geldikçe tırsıyorum ben bugün. Sibirya kurdu olsan anlayacağım, ama sen çok çılgınsın Astra. Ne istiyorsun? Oyun mu oynayalım? Ödül maması mı? Yolda gözü dönmüş it kovalasa korkmam ben, bugün senin yüzünden masada çalışamadım Astra. Oysa tezim bitecekti benim..
Tezim ya.
Tezim ya.
İyi ki arabam yok a dostlar.
Valla iyi ki yok gerçekten. Yoksa evi köyü satıp benzine yatıracakmışım, hoş zaten eve girmez arabada yaşardım ya ben neyse. Fakirliğin gözünü seveyim be!
Yazacak zibil şey birikti. En göze çarpanı tabi ki Ankara hasretim. Şarabımı alıp inecektim çimenlere. Temiz hava, harika gece manzarası.. Belki yine birkaç damla ağlardım ruhum hafiflerdi. (Hep senin yüzünden bunlar Jülide! Sayende Birsen Tezer'i hatırladım oradan oraya derken Ortaçgil'inden tut Pearl Jam Black'ine kadar gitti bu beyin.) (daha da gidiyor repertuarına kurban olduğum beynim) Şimdi bu ekstra kalabalık şehirde nereye tek başıma gitmeye kalksam ertesi gün 3. sayfadaki haberim canlanıyor gözümde otomatik olarak. Otobüs firmalarının biletlerine baktım, allah belanızı versin lan adiler. Masaj mı yapıyorsunuz 6 saat boyunca? 50 TL ne arkadaş? Neyin parası neyin kafası? (Şimdi buradan bisiklete atlayıp gitmek de var, tabana kuvvet yürümek de.. Ço şükür sağlığımız yerinde lakin yine 3. sayfalar gözükmeye başladı ucundan ucundan) (Şehirlerarası otobüs dedim de aklıma bu geldi, affınıza sığınaraktan şey ediyorum. http://www.youtube.com/watch?v=I3GLI7jz5SA)
Valla iyi ki yok gerçekten. Yoksa evi köyü satıp benzine yatıracakmışım, hoş zaten eve girmez arabada yaşardım ya ben neyse. Fakirliğin gözünü seveyim be!
Yazacak zibil şey birikti. En göze çarpanı tabi ki Ankara hasretim. Şarabımı alıp inecektim çimenlere. Temiz hava, harika gece manzarası.. Belki yine birkaç damla ağlardım ruhum hafiflerdi. (Hep senin yüzünden bunlar Jülide! Sayende Birsen Tezer'i hatırladım oradan oraya derken Ortaçgil'inden tut Pearl Jam Black'ine kadar gitti bu beyin.) (daha da gidiyor repertuarına kurban olduğum beynim) Şimdi bu ekstra kalabalık şehirde nereye tek başıma gitmeye kalksam ertesi gün 3. sayfadaki haberim canlanıyor gözümde otomatik olarak. Otobüs firmalarının biletlerine baktım, allah belanızı versin lan adiler. Masaj mı yapıyorsunuz 6 saat boyunca? 50 TL ne arkadaş? Neyin parası neyin kafası? (Şimdi buradan bisiklete atlayıp gitmek de var, tabana kuvvet yürümek de.. Ço şükür sağlığımız yerinde lakin yine 3. sayfalar gözükmeye başladı ucundan ucundan) (Şehirlerarası otobüs dedim de aklıma bu geldi, affınıza sığınaraktan şey ediyorum. http://www.youtube.com/watch?v=I3GLI7jz5SA)
“İşte sanki böyle gözünün içine baka baka kalbini
söküyorlarmış gibi bir sızı oluşuyor. O yara o kadar yabancı duruyor ki
anlayamıyorsun, hissedemiyorsun. Sonra böyle aklın dağılır gibi oluyor bir
şeylerle oyalanıyorsun. Derken o sis dağıldı mı tekrar aynı muharebe. Zor
velhasıl alışması…”
Demiş.
İyi demiş.
"Neyse beni boşver, bi bira ısmarlasana" diye de ekliyor.
Tam havalar ısınmıştı, keyfim yerine geliyordu. Hatta montu bile bırakmıştım. Tabi içten içe çok pis kaba ete geleceğimi biliyordum ama birkaç gün daha sürer sandım bu güzel hava. Bu sabah yine karanlık bir güne uyanacağımı nerden bileyim.
Neyse.
Şimdi bahçeye gitmeye yola düşeceğim zaten. Evvelsi akşam tam 3 saatte eve döndüm inanabiliyor musunuz? Adeta Bolu'da sanki anakinsıkayvolkırbahçesi.
Şarkı indirmenin kralını yaptım yine dün. Jülide Özçelik hanım lütfen bana kızmayın, albümünüzü satın alıp arşive koymayı çok isterdim ancak çalışmıyorum bir de youtube'dan dinleye dinleye kotamın içine çiçekler ektim. Hayır ne yapabilirim? Sokaklara düşüp elimde usb ile helal yollardan edinilmiş albümünüzü mü arayayım! Sesine sağlık Jülide'ciğim. Salı günü kar yağmazsa bana bana geliyorum konserine.
Şimdi bu ablamızın iki tane albümü var. Jazz İstanbul Vol. 1 ve 2 olmak üzere.
Önce 2. albüm ile tanışmışlığım var. Albümdeki her parça gerçekten çocuğum gibi. Gerçi ben çocukları çok sevmem, o yüzden hepsi benim köpeğim gibi diyeceğim. Hiçbirini diğerinden ayıramıyorum.
Efendim önceki günlerde ilk albümü de "edinmiş" bulunuyorum ya, Bugünün parçasını shuffle tanrısı Kara toprak olarak belirledi. Sizleri de onunla başbaşa bırakıyor ve kendimi yollara vuruyorum efenim yüksek müsadenizle.
Neyse.
Şimdi bahçeye gitmeye yola düşeceğim zaten. Evvelsi akşam tam 3 saatte eve döndüm inanabiliyor musunuz? Adeta Bolu'da sanki anakinsıkayvolkırbahçesi.
Şarkı indirmenin kralını yaptım yine dün. Jülide Özçelik hanım lütfen bana kızmayın, albümünüzü satın alıp arşive koymayı çok isterdim ancak çalışmıyorum bir de youtube'dan dinleye dinleye kotamın içine çiçekler ektim. Hayır ne yapabilirim? Sokaklara düşüp elimde usb ile helal yollardan edinilmiş albümünüzü mü arayayım! Sesine sağlık Jülide'ciğim. Salı günü kar yağmazsa bana bana geliyorum konserine.
Şimdi bu ablamızın iki tane albümü var. Jazz İstanbul Vol. 1 ve 2 olmak üzere.
Önce 2. albüm ile tanışmışlığım var. Albümdeki her parça gerçekten çocuğum gibi. Gerçi ben çocukları çok sevmem, o yüzden hepsi benim köpeğim gibi diyeceğim. Hiçbirini diğerinden ayıramıyorum.
Efendim önceki günlerde ilk albümü de "edinmiş" bulunuyorum ya, Bugünün parçasını shuffle tanrısı Kara toprak olarak belirledi. Sizleri de onunla başbaşa bırakıyor ve kendimi yollara vuruyorum efenim yüksek müsadenizle.
Özel günler medyada daha güzel kutlanmaya başladı diyeceğim lakin hemen vurmayın, bi izah edeyim.
Misal bugün. Sabahtan beri evdeyim (ki bu gidişle de öyle devam edeceğe benziyor), RadyoEksen'i dinliyorum. En vurucu aşk şarkıları anketi yapmışlardı. Ankete katıldığımdan mıdır nedir bilmiyorum, 3 saattir kulağım radyoda. Şarkılar da güzel, tabi bir de heyecan var acaba benim seçtiğim şarkılar kaçıncı oldu diye. Geri sayım ya. (Boş işler müdürlüğünden sevgiler)
Yılbaşında da öyleydi. Eskisi gibi 2 hafta önce çekilip yılbaşı akşamı yayınlanan saçma programlar yok artık. Sibel Can tayfasının sırayla banttan şarkı söylemesi sona erdiği için çok mutluyum. Güzel güzel muhabbetler, yarışmalar neyim var. Kelime Oyunu İşler Güçler ekibini almış mesela yarışmacı olarak, sonradan fark ettim kaçırdığıma üzüldüm ne yalan söyleyeyim... ne yalan söyliyiiim..
Yani zaten özel günleri öyle şaşalı kutlamak adetim değil. Doğumgünleri de dahil neredeyse buna. Dolayısıyla yayınların kısmen iyileştiğini görmek güzel.
Hem dışarı çıksam nolacak allasen her taraf kırmızı kalple bezeli, maymun götü gibi afedersin. Greenpeace bir yandan, çiçekçi bir yandan, mendilci bir yandan. Boğuluyorum kalabalık caddelerde lan. Az açılın hele!
Of..
Tamam kabul ediyorum, eziğim şu an. Daha da konuşmam.
(benim listenin birinci şarkısı, http://www.youtube.com/watch?v=PF0XdCSRXjY)
Misal bugün. Sabahtan beri evdeyim (ki bu gidişle de öyle devam edeceğe benziyor), RadyoEksen'i dinliyorum. En vurucu aşk şarkıları anketi yapmışlardı. Ankete katıldığımdan mıdır nedir bilmiyorum, 3 saattir kulağım radyoda. Şarkılar da güzel, tabi bir de heyecan var acaba benim seçtiğim şarkılar kaçıncı oldu diye. Geri sayım ya. (Boş işler müdürlüğünden sevgiler)
Yılbaşında da öyleydi. Eskisi gibi 2 hafta önce çekilip yılbaşı akşamı yayınlanan saçma programlar yok artık. Sibel Can tayfasının sırayla banttan şarkı söylemesi sona erdiği için çok mutluyum. Güzel güzel muhabbetler, yarışmalar neyim var. Kelime Oyunu İşler Güçler ekibini almış mesela yarışmacı olarak, sonradan fark ettim kaçırdığıma üzüldüm ne yalan söyleyeyim... ne yalan söyliyiiim..
Yani zaten özel günleri öyle şaşalı kutlamak adetim değil. Doğumgünleri de dahil neredeyse buna. Dolayısıyla yayınların kısmen iyileştiğini görmek güzel.
Hem dışarı çıksam nolacak allasen her taraf kırmızı kalple bezeli, maymun götü gibi afedersin. Greenpeace bir yandan, çiçekçi bir yandan, mendilci bir yandan. Boğuluyorum kalabalık caddelerde lan. Az açılın hele!
Of..
Tamam kabul ediyorum, eziğim şu an. Daha da konuşmam.
(benim listenin birinci şarkısı, http://www.youtube.com/watch?v=PF0XdCSRXjY)
Yıllar önce tema'nın kartpostallarını almıştım, üzerinde yağlıboya resimler olan. Manzaralar şahaneydi. iki ay önce falan yine bir odadaki eşyaların yeri değişimi çılgınlığı sonrasında kartpostallardan birini masama koymaya karar vermiştim (bak bak göndermeye kıyamamış cimri!)
Neyse efenim, o kadar hoşuma gitti ki, sanki Ankara-Kastamonu arası gibi, on numara kuzey iç anadolu manzarası. (Resmen cümle kuramıyorum arkadaş, tez benim neyime?) Dün meraklandım, o kadar bayıldım kimmiş bunu yapan bir araştırayım dedim. Zor olmadı, arkasında ressamın ismi yazdığından. Gafur Uzuner. İyi peki. Kimmiş diye Googlelamamla Samanyolu çıkmasın mı?Oha lan
Resmen hala inanmıyorum, ressamın bu amca olabileceğine. İki gündür aralıksız bu ilişkiyi düşünüyorum. Yeniden bunalıma girersem şaşmayın.
Neyse efenim, o kadar hoşuma gitti ki, sanki Ankara-Kastamonu arası gibi, on numara kuzey iç anadolu manzarası. (Resmen cümle kuramıyorum arkadaş, tez benim neyime?) Dün meraklandım, o kadar bayıldım kimmiş bunu yapan bir araştırayım dedim. Zor olmadı, arkasında ressamın ismi yazdığından. Gafur Uzuner. İyi peki. Kimmiş diye Googlelamamla Samanyolu çıkmasın mı?Oha lan
Resmen hala inanmıyorum, ressamın bu amca olabileceğine. İki gündür aralıksız bu ilişkiyi düşünüyorum. Yeniden bunalıma girersem şaşmayın.
Şu an resssmen durumun bilincindeyim. 25 yıllık esrarı çözdüm olm. Işığı gördüm sonunda, aydınlandım inanolsun.
Hava zaten kapalı, otur otur depresyondan da sıkıldım. İyisi mi cağnımın içi tezimin iklim verilerini şey edeyim dedim bi saat evvel. Zaman nasıl geçti anlamadım inanır mısın? 1 saatte bir arpa boyu yol alamadım. Halbukim nasıl yazıyorum, aha diyorum içimden iki güne biter na böyle yazarsam diyorum. (Kafanın leğenliğine gel!) hani hiçbir sorun yok bütün bilgileri topladım nasıl olsa ya, elbet yazıya dökecez yani o iş keko. Hay canımı benim..
Bu kafayla yaşaya yaşaya şükür ölmemişim bugüne kadar.
Amaan canım yaparız bir yere kaçmıyoruz ya kafasıymışım ben meğersem. Ulan kim beni bu hale getirdi. Kim beni "yaparız ederiz"lerle büyüttü. Şu an dev karpuzum. Yata yata hiçbir iş yapmadığımdan kendimi o fizikte hissediyorum. Sanki Diyarbakır'lı amcam karpuz fiyatlarını protesto ederken beni dereye attı da kendime geldim ayıldım ha.
Al işte, bütüüüün bitkileri topladım tam 8 ay önce. E teşhisler? Yoook hacım aceleye gerek yok, yaparız olm burdayız lan. Tabi tabi.. Götüm sıkıştı işte. Al sana verim.
Bu iç döküntüsünü mazur görün, zira hayatımın bütün aşamalarında bu mantıkta hareket ettiğimi kabul etmek istemiyor, zararın na burasından dönerken hepinize esenlikler diliyorum.
(Anneannemin de dediği gibi, "Sıçayım çarkıma...")
Hava zaten kapalı, otur otur depresyondan da sıkıldım. İyisi mi cağnımın içi tezimin iklim verilerini şey edeyim dedim bi saat evvel. Zaman nasıl geçti anlamadım inanır mısın? 1 saatte bir arpa boyu yol alamadım. Halbukim nasıl yazıyorum, aha diyorum içimden iki güne biter na böyle yazarsam diyorum. (Kafanın leğenliğine gel!) hani hiçbir sorun yok bütün bilgileri topladım nasıl olsa ya, elbet yazıya dökecez yani o iş keko. Hay canımı benim..
Bu kafayla yaşaya yaşaya şükür ölmemişim bugüne kadar.
Amaan canım yaparız bir yere kaçmıyoruz ya kafasıymışım ben meğersem. Ulan kim beni bu hale getirdi. Kim beni "yaparız ederiz"lerle büyüttü. Şu an dev karpuzum. Yata yata hiçbir iş yapmadığımdan kendimi o fizikte hissediyorum. Sanki Diyarbakır'lı amcam karpuz fiyatlarını protesto ederken beni dereye attı da kendime geldim ayıldım ha.
Al işte, bütüüüün bitkileri topladım tam 8 ay önce. E teşhisler? Yoook hacım aceleye gerek yok, yaparız olm burdayız lan. Tabi tabi.. Götüm sıkıştı işte. Al sana verim.
Bu iç döküntüsünü mazur görün, zira hayatımın bütün aşamalarında bu mantıkta hareket ettiğimi kabul etmek istemiyor, zararın na burasından dönerken hepinize esenlikler diliyorum.
(Anneannemin de dediği gibi, "Sıçayım çarkıma...")
Evet, delilik kesinlikle aşama aşama gelen bir şey. Yoksa çoktan delirmiş olmalıydım, kesin bir iki şey eksik kaldı ondan böyle oldum. Net.
Birsen Tezer'in ikinci albümü mevcut. Nasıl sevindim.. İlk albümün dövmesini yaptırmışken ikinciye hemen yer açmaya koyuldum. Yakın zamanda Bülent Ortaçgil ile beraber konserleri var. Ah delirmiş olsaydım giderdim ne güzel o konsere. Başka bahara şimdiden..
Albümü dinlerken çok eski arkadaşıma kavuşmuş gibi oldum. Aradan yıllar geçmemiş gibi, sanki hala gençmişim gibi. O gitar rifleri ile kendimi Ankara'daki odamda hissettim. Pencerenin önüne oturmuş bulutları izliyormuşum gibi.
Çoktan delirmiş olmalıydım. Neyi ıskaladım da hala delirmedim acaba?
Ah be..
http://fizy.com/#s/1ufyo6
Birsen Tezer'in ikinci albümü mevcut. Nasıl sevindim.. İlk albümün dövmesini yaptırmışken ikinciye hemen yer açmaya koyuldum. Yakın zamanda Bülent Ortaçgil ile beraber konserleri var. Ah delirmiş olsaydım giderdim ne güzel o konsere. Başka bahara şimdiden..
Albümü dinlerken çok eski arkadaşıma kavuşmuş gibi oldum. Aradan yıllar geçmemiş gibi, sanki hala gençmişim gibi. O gitar rifleri ile kendimi Ankara'daki odamda hissettim. Pencerenin önüne oturmuş bulutları izliyormuşum gibi.
Çoktan delirmiş olmalıydım. Neyi ıskaladım da hala delirmedim acaba?
Ah be..
http://fizy.com/#s/1ufyo6
Aniden masadan kalkıp en yakın nalburdan boya alıp odayı boyamaya başlamaktan tırsıyorum. Çünkü biliyorum kaçmak istediğim durumlarda iş yaratmakta üzerime yok. Zaten tezden kaçarken masaörtüsü işlemeye başladım. Kanaviçe yapıyorum EVET. Gelincik desenli. Haha. Gel de gülme.
Var ya şu çırpınmayı bıraksam, ya da milletin dediği gibi kazayla Bakırköy'e düşsem rahatlıkla misafir edecekler beni.
Eve köpek almama ramaktan da az kaldı. Şifa niyetine alacağım. Sonra da ver elini asosyallik.. mis.
Çok kral oyunculuk seyredeceğim oyunlara gitmemem lazım. Söndürdüğüm yangınları yeniden ateşliyor. Oysa insan yenilgiyi kabullenince herşey ne kolay.
Var ya şu çırpınmayı bıraksam, ya da milletin dediği gibi kazayla Bakırköy'e düşsem rahatlıkla misafir edecekler beni.
Eve köpek almama ramaktan da az kaldı. Şifa niyetine alacağım. Sonra da ver elini asosyallik.. mis.
Çok kral oyunculuk seyredeceğim oyunlara gitmemem lazım. Söndürdüğüm yangınları yeniden ateşliyor. Oysa insan yenilgiyi kabullenince herşey ne kolay.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)