28 Mart 2010 Pazar 0 şahıs gencim güzelim diyor

kamil ağbie?

Kamil abi sözüm sana! (kamil koç yetkilisi ilgilisi yani)
hocam, özellikle seçtik, arka kapının hemen arkasındaki koltuk olsun, pencere koridor fark etmez dedik. amaç başımızı önümüzdeki o sabit masamsı şeye yaslamak dedik. sen gitmişsin "her koltuğa bi ekran" kampanyan uğruna o benim canım uyku masama mezar taşı gibi dikmişsin ekranı. yakıştı mı yavrum sana. hee? oldu mi şimdi bu? zaten ankara-istanbul yoluna kılım, uyuyamadım iyice kıl oldum he. o ekranı o şekilde koymak zorunda mısın babacum. yapma etme gözün sevem.
bi de en arkadaki koltuklar için ilk kim kaparsa o uyur orada gibi bişi başlatmışsın. ağzını burnunu kırasım geliyor.
..
ben bu satırları yazarken aslında tüm sinirim uçuyor. pencereden içeri sızan su, şıp şıp diye halıya damlamakta dolayısıyla bünyede bi dinginlik beklenmekte.
..
yalan lan, su sesi zerre rahatlatmıyor. en azından mevcut şekliyle yapmıyor bunu. şimdi bi deniz kenarında olsam negzel rahatlarım tabiğ ki.

bi de istanbul'a gittim de hiç bi halt yapmadım evdeydim. zaten cuma günü, otobüs yorgunluğu diye paso uyudum ço eyi ço güzel oldu.

otobüs mevzularına geri dönersek, tombik teyze oturdu yanıma bugün. selam vermeden bindi otobüse. iyi dedim ben de müzik dinlerim bi güzel. mola falan derken geri döndük otobüse ben yine müzik dinlemeye başladım, teyze bişiler gıdaklıyor. dedim teyzem ne diyürsün? mola yerinde beni görseymiş kahve içermişiz. ahanda geliyor burcu dedim. şu aştiye kadar olan 3 saatin şekerpembesi geçecek hazır ol dedim. tabi ki ailesinden bahsetti teyze. sonra biraz siyaset konuştuk. derken örtülerden falan konu açıldı. memlekette gezilecek çok yer olduğundan falan. şaka maka, daha kötü muhabbetler olabilirdi. yine iyiydi tombik teyzem. emekli öğretmen teyzem benim. uy.

Not. 00:30 otobüsünü beklerkenki fon müziği ; pj harvey- white chalk. (ne hoş oluyormuş insan evet. hele bi de hafif alkollüyse göz önüne gelen hatıranın haddi hesabı olmuyormuş yebet.)
Not 2. Yazın Karadeniz turu (kaçkarlar ve ötesi), eylül-ekim' e de Abant-Bolu istiyrem. Erzurum'u unutmamak lazım tabi. Hasankeyf'i de. Tabi bi de Nemrut var. İshak paşa sarayı'na da lütfen gidelim. hadi hepsini şu dakika geçtim, hala Peribacaları'na gitmedim ulan ben! of. efkarlandım inanolsun.
24 Mart 2010 Çarşamba 0 şahıs gencim güzelim diyor

höst

blog benim keyif benim ulan. kime ne
18 Mart 2010 Perşembe 1 şahıs gencim güzelim diyor

bütün çayırlar benim

"dünyanın bütün çayırlarını istiyorum.
hepsine salacağım, mevlam kayıra diye.
jazz dinlerken geliyor çayırlar, salıyorum usulca kendimi torpahlara.." adlı süperşiirimi okudunuz. (tenk yu for çuusing as)
..
jazz dinlemeye tövbe edeceğim. verdiği rahatlık o kadar güzel ki sınavmış, işmiş, mezuniyetmiş...
haftasonu üds var, bi deneme ya bitirdim ya bitirmedim o derece. bu yaptığıım göte güven de değil. başka bi dünya bu. bildiğin rahatlık. mesela gidicem birazdan banyo yapıcam. sonra uyku bastıracak. iyisi mi yatayım yahu diyecem. üds yarına kalacak. ha bi de bu saatten sonra çalışsam ne elime geçecek durumu var. üds.. ales.. kpds.. kpss.
hani belki diğerlerine çalışırım. ne bileyim yüksek lisans işini pek düşünmediğimden (ki aslında düşünüyorum da..) (lan o kadar kafamı boşalttım ki bişi düşünmüyorum. hani hazirandan sonra ne yemeyi düşünüyorsun burcu derlerse, bildiğin boşluk. bomboş. hani yüksek lisansı istemediğimden değil. hani biyolojiyi sevmediğim falan da yok. olur yani gayet. başka iş alanları da olur.
belki de jazz dinlememeliyim artık.
ha bi de, o "öğrenmenin yaşı yoktur" diyen kişinin ben taaa... sağolsun onun sayesinde "olm, şimdi bi durayım düşüneyim mezun olunca, sonra başa sararım olmadı" hallerindeyim.
bokum gibi lan.
of.
17 Mart 2010 Çarşamba 0 şahıs gencim güzelim diyor

albüm aramacalar

günlerdir internette aradığım, bu işi bilen arkadaşlara da arattığım albümü, bi o kadar gün boyunca Ankara'nın önde gelen müzikmarketlerinde aradım. parası neyse vericem kurtulucam ulan dedim. o aramalarım bugün de sürdü. iki alışveriş merkezi değiştirdim, sorduğum yetkililer "albüm 2007'de çıkmış bizde kalmamış, bi daha gelmez sanırım, zor bulursun" dediler. onlara burdan esaslı bi hareket çekmek istiyorum sayın seyirciler. zira az evvel benim oldu bebek!
teşekkürler işleyen demir, teşekkürler türkiye.
Önder Focan- Swing a la turca efendim.

cazkolik.com - evde dinleyemediklerim serisi. feci sardım.

"stanley turrentine - sugar" da bu gecenin şarkısı.

not: o değil de diğer albümleri indiremezsem, kredi kartı taksitleriyle sıcak aylar yaşayacağım. bütün rafları alasım geliyor yahu.. ouyh
not2: albüm diyeceğime üds çalışmalıyım bence. ya da salmalıyım çayıra. enam.
13 Mart 2010 Cumartesi 0 şahıs gencim güzelim diyor

karpuzumsu haller

önceliklee, günlerdir dandik internet sunarak beni çok değerli yazın dünyasından alıkoyan bilgi işlem dairesine sevgilerimi yolluyorum. ardından, önceki günlerde gayet 11lerde kalkan ben, dün gece 3'te yatıp bu sabah 8de kalktım uykum bittiği için. kendimi de öpüyorum buradan.

gelelim bahar mevzuuna.
gençler! henüz bütün cemreler düşmedi, bahar gelmedi. sizler takvimlere inanmayın, kampüs çimenlerinde bilgisayarıyla internete giren gözlüklü üniversiteli gördünüz mü henüz? peki ya sitinin çimenlerinde otururken kuaförden müzik sesi geldi mi? yaa.. gördünüz mü. daha bahar gelmedi yavrularım.

doğa-dua yürüyüşlerinin formatı değişti mevcut durum sebebiylen. efenim ödevimiz: Beytepe'de güzel-çirkin şeyler. (ekolojik olarak) biraz da kafamıza göre belirlediğimizden çok eylenceli oluyor fotoğraf çekmek. mesela güvercin bi yere konmuş ehmeh yiyor, bence çok çirkin azcık sağda durmalıydı falan diyebilirsiniz. çılgınlık böyle birşey.

ben odadayken su içmeye üşeniyorum. bi de böyle kaloriferin dibine dibine oturuyorum ki daha çabuk kuruyayım diye. (blogsahibinden burcu'ya bi öpçük daha geliyorr)

pekü, salaklığımı da söyleyeyim tam olsun.
şimdi efenim tahmin ettiğiniz üzere bazen bulaşık biriktirebiliyorum. (bazen?) ya işte böyle tencereyi unutabiliyorum, yanına iki bardak ekleniyor bi çatal falan. duruyor onlar öyle tezgahta.
ben de geçen yemek yaptımıdı söylemesi ayıp. (çok doğaçlama takılırım yemek yaparken) işte sosisli patatesli patlıcanlı böyle bi yemek. (mana aramayın pek) yanına da pilav. şimdi ben o gece (evet gece oturdum pişirdim) oturdum yedim bi güzel. ancak benim bi de önceki günden kalan makarnam vardı az bişi. hani bitmiş varsayıyorum onu. yatmadan evvel bu süperyemekle pilavı dolaba attım. makarna tenceresini de dışarda bırakmıştım, gözümün önünde olsun da yıkayayım hemen diye. neysecuuma, bugün işte dolaptan tencereleri çıkarıyorum ısıtıp yiyecem sözde.
anam patlıcan tenceresini bi açtım ne göreyim! makarna. o sırada önceden tezgahta kalan tencereye baktım. yoo dostum yoo dedim. içim böyle bi hüzün doldu. o tencerenin kapağını açmamla köpürmüş sıvıyla karşılaştım. kimseyi burdan üzmek istemem ama holivud filmlerinde zombiler tarafından yenen insan beynine benziyordu tencere içi(*). hele o kokuu.. abooğuuuv!
hayat.. oluyor tabi bazen böyle.
bankaya para yatırırken paraüstü almadan çıkıp odaya geliyorum falan. çılgınlık dizboyu!

o değil de üds var haftaya. artık çalışmalıyım bence. (çalış burcu, şizofren yazılar gelicik yoksa)

bi de bi de Kasabian - Empire sardım. heh.
*Erman Çağlar - Nimet teyze forevır. yazıyı buzdolabına yapıştırdım ki şifa olsun her daim.
10 Mart 2010 Çarşamba 0 şahıs gencim güzelim diyor

kademe


Merhaba gönül dostları.
Bugün hayatımızdaki kademelerin bir kısmını konuşuciiz sizlerle. Evet. Şu mübarek hayatımızda herşeyin bi kademesi mevcuttur. Efenim öküzlük olsun, odunluk olsun, saflık olsun.. aklınıza gelebilecek herşeyin bi levılı vardır. (bkz. Levıl; “level” miins det “kademe” in törkiş.) (end ay em sıtading üds, yes.)
Şimdi efenim soracaksınız, burcu kardeş öküzlüğün kademelerini nasıl anlarız.
Efenim hemen söyleyeyim. Bi kere öküzü gördü mü anlamaya kasmayacaksın, mantık aramayacaksın. Kademesine gelince, bireyle beraber yemek yapıyorsunuz, o kendi tabağına doldurup size miyavlamadan yemeye başlıyorsa anlayınız ki daha ilk basamaklarda.
Eğer konuşması soruları gittikçe sizde anlamsızlaşmaya başlıyorsa, nası yani noluyo lan dedirtiyorsa öküzlük vücuduna oldukça yayılmış demektir.
Ola ki size tanıştığınızdan beri “hep görüşelim, aman ayrılmayalım, nolursak olalım beraber duralım” tarzında konuşmalar yapmış ancak ve sancak, siz ayrılınca sırra kadem basmışsa…
Ve siz! Ah siz.. siz bu megaöküzü, en yüksek saflık mertebesindeki duygularınızla muhtemel zamanlarda aramış sormuş ve öküzpoposu cevaplar almışsanız…
Yine siz! Ah canım siz.. siz bu öküzün doğumgünü vs. unutmamış, binbir şeyi karıştırarak telefon numarası edinmiş ve de efendi gib kutlamışsanız..
Cevap vermeyen en büyük öküz..
Cevap bekleyen en büyük saftır.
Teşekkürler Türkiye.
6 Mart 2010 Cumartesi 0 şahıs gencim güzelim diyor

canım zekam.

boş vakitlerimde böcek çiziyorum. ağız parçalarını anten tiplerini falan...
hem ders çalışıyorum, hem resim yapıyorum.
ah şu zekam 1. sınıftayken de olaydı ya... :/
0 şahıs gencim güzelim diyor

5 yıl.. hööh

hellolar hellosu. muhteşem bi cumartesi. (poliannayla uyudum gece sanki yazının girişe bak.) neyse. hava çok güzel kapalı. yağmur yağıyor falan ço iyi. yarın yağmur çamur dinlemeyip mangal yapalım istiyorum. mangal aşeriyorum resmen. yarın için yağmur beklenmiyor üstelik. ya iki yıl önce de o gün mangal yapmıştık onu hatırladım bu sabah. ondan daha bi ister oldum he.
dün akşam bizimkilerlen oturduk her zamanki gibi, ritüel oldu bildiğin. şöyle bi geçmiş yılları düşündüm (rakı masası sanki hamuğagoyim). yok abi.. hatırlamıyorum. birinci ikinci sınıf falan yok kafamda. hazırlık komple yalan. bazen odaya giderken c blok kaldırımı tarafından gidiyorum, hava yağmurlı gibiyse hafif, sanki ikinci sınıftaymışım gibi hissediyorum elimde olmayaraktan. çimen kokusu zaten direk şenlik çağrışımı yapıyor. yıllar ne çabuk geçti be. hani hazırlığı hatırlasam şöyle geçti falan diye yorum yapacam ama cidden bilmemekteyim. birinci sınıf içinse tek bildiğim, süper düşük ortalamamla üniversite hayatına atladığımdır. ahaha. tiyatro falan yoğun geçti. ankarayı da ufaktan tanımaya başladımdı. en güzeli ikinci sınıf oldu. her ne kadar zibilyon tane canlı ezberlesek de.. her ne kadar 4 kere bölümü bırakma kararı almış olsam da.. ikinci sınıf en mükemmeliydi. yolun yarısı işte. of. özeniyorum valla ikilere. gerçi şimdi okulda " var mı lan bana yan bakan" havasında yürümek de ayrı bi güzellik onun da hakkını yiyemicim. zaten mangal dünyasına da ikinci sınıfta girdim.şenlikler falan. öyle konuşmadığım kişiler de yoktu o zamanlar. yaz okulu dünyasına da ikinci sınıfta girdim. (gerçi bi daha kalmadım yaz okuluna)
aslında kesin bi sürü mikindirik olay olmuştur. delircek gibi olmuşumdur bazı zamanlar kesin. ama bana beynimin ço güzel oyunu olan "unutma şeysi" işte burada işe yarıyor.
havalar sıcak oluyormuş.. askılılarlan geziyormuşuz.. çimenlerde uyuyormuşuz.. dondurma yiyormuşuz. günler uzamış, akşam karanlık 8e 9a kayıyormuş. kış mantığında olduğumdan deli gibi uzak geliyor o günler.
bugün.. bugün aslında beytepede uzuuuuun bi doğa yürüyüşüne çıkasım var ancak hava yağmurlu olduğu içün, iki haftadır ertelediğim bi işi yapmak istiyorum. efenim entomoloci dersine böcek çizerek ısınmaya çalışıcım. böylece son güne de bırakmamış olurum sanırım. şu 4. sınıfta çalıştığım gibi geçmiş yıllarda çalışmayan kafama sıçmak istiyorum bi de mümkünse. bok vardı son sınıfta adam gibi çalışmaya başlayacak..
(olm rüyamda kpds kursuna yazıldığımı gördüm, gerçi orada başkalarını da gördüm böyle yüzümde güller açtı felan :P neyse, yazılsam mı lan bilemedim :S
4 Mart 2010 Perşembe 0 şahıs gencim güzelim diyor

hepiniz bebeyim kuşumsunuz

hayır zırvalamıyorum. gerçekten. net bi şekilde tanışmazken beni arkadaş olarak eklemenizden anlamalıydım. o canım cicim muhabbetlerinize dayanamadım bebeyim kuşum yaptım herkesi. siz bebeyimleştikçe ben de coştum fotoğraf eklemeye doymaz oldum. hep de kendi fotoğraflarımı ekledim zaten. işte böyle banyo aynasından kendimi çektim, fönsüz gezmedim, dudaklarıma öpücük hissiyatı kattım, efendime söyleyeyim hep bebeyim kuşum oğlanlar oldu onlarla fotoğraf çekindim falan. doymadım ben bu işlere. hepsi benim bebeyim kuşum oysa. hani sizde öyleydiniz? canım cicim geçiniyorduk ne güzel. beğeniyordunuz ya fotoğrafları. çok rahat ve geniş olduğum için mi yoksa? şeyimden aşşaa kasımpaşa belki? ha belki türkçeyi düzgün kullanıyorum diye de olabilir? neyse yerine hiçbir zaman "nese" yazmamışımdır hani? "nese başardın aferim sna" gibi bi cümle mesela. yok yazmadım bugüne kadar öyle evet.
a-aa?! o da ne? silmişsiniz beni bebeyim. yapmayın etmeyin hala yüzyüze gelip tanışabilirdik, kaynaşabilirdik. fotoğrafınızı beğenmedim diye mi yoksam? halbuki geceler boyu sizi düşündüm ben üzülür müsünüz diye. nice gece uykusuz kaldım, bebeyimler sorunca "yok birşeyim, geçer" dedim. sizin için kan kustum, kızılcık şerbeti içtim ama siz beni silmişsiniz.
çok üzgünüm bebeyim-kuşum. bu geceki gözyaşlarım size gelsin usulca.
":DDD"
3 Mart 2010 Çarşamba 0 şahıs gencim güzelim diyor

beytepede bulut şov!

gözlerimi bulutlardan alamıyorum bu sabah. resmen yeniden aşkım kabardı. coldplay-shiver çalıyor arkada, kilimimi alıp çimenlere fırlayasım geliyor.. uzanıp bulutları izleyeyim...

bugün hiçbir şey yapmayıp, bulutları izlemek istiyorum.
(evet dışardan bakınca dünyanın en denyo blog kaydı gibi duruyor. varsın olsun neyliyem. oyhş...)
1 Mart 2010 Pazartesi 1 şahıs gencim güzelim diyor

The Fall


aman yarebbi. bence ben fim izlemedim, böyle süper fotoğraflardan oluşan kocaman bi slayt şov izledim. deli gibi canlı renklere sahip, masalsı atmosferi olan, ah ulan nerde bu mekanlar vursam kendimi düşsem yollara dedirten süper bişiler izledim. oha abi. bak şimdi hakkını yemeyeyim "hero" filminin görüntüleri de müthişti ama o filmi eleştirmek istemiyorum. hele filmin başlarında bi sahne var, amcanın biri iki telli bişi çalıyor arkada. onu izlemek çok garipti, bana bi hal geldi havada durdum olabilir gayet.
neyse ben bizimkine dönüyorum. 26ülkede çekildiğini okudum bi yerde. ama bilmemekteyim, ben size direk link şe edicem bakın da güzelleşin diye. http://thefall-locations.blogspot.com/
spoiler verem mi.
(bizim mevlevilerden esintiler, darwin-wallace ilişkisi, ayasofya, şu evlendirme sahnesinde papazın suratından bi sonraki dağlık sahneye geçiş anı, hanım kızla abinin ilişkisi, sondaki eski dublörlere gönderme, kostümler, renkler, mekanlar.. anam bana bişi oliyy)
spoiler vermedim sayılır bence. yes. hadin izleyin goçhum.
 
;