14 Ocak 2009 Çarşamba

bu son finalimiz olsun hayri

televizyonda yine "her eve lazım değil ama al bi gün lazım olur" programına denk geldim yine. ya da tabir-i caizse yırtık dondan çıkar gibi heryerden o çıkıyor. bi anlatışları var.. of.. bütüüün seyirciler süpergerizekalı, cümleleri tane tane söyleyelim hep gülelim, aman da çok memnun kalalım, aman da bu ürün olmazsa yaşamayalım potansiyelleri var. bence yasaklanabilirler. evet onun yerine belgesel falan yayınlansın hoş olar.
küçükken annem babam çalıştığından okuldan gelince evde kimse olmazdı. o zamanlar da hep işte 0900lü hatların reklamı dönerdi televizyonda. efenim işte "ara sindi bebek yollayalım" "bak bu oyuncaklar süper, ara gönderelim" tarzı şeyler olurdu. benim de 2. sınıf mı falan o civarda bi kafam var. aradımdı. işte "balerin barbi" vardı. aradım tabi sonradan unuttum. aradan zaman geçti annemle alışverişe mi ne gittiydik. gittim orda o balerin barbiyi aldırdım. aradan 3 gün geçti eve kargo geldi. (haha) kardeşimin bakıcısı vardı evde işte. o imzaladı paketi. ben de evde sakladım mı naaptım. sonra annem iki bebeği gördü. önce güzel bi azar yedim. arkasından da "bari başka bebeği aldırsaydın" gibisinden bişi demişti annem. tabi neticesinde telefon 0900lü hatları aramaya kapanmıştı. of ya nerdeeen nereye..
biliyorsunuzdur ama ben yine de söyliyeyim, efenim pcniz çok doluysa, eccük bi boş alan kalmışsa, sakın ola finalden önceki akşam antivirüs kurmaya kalkmayın. zira takılır bilgisayar. üzülürsünüz. slaytların klasörüne varmadan kendisi kilitlenir kalır.eğer süper bi arkadaşınız size yapılması gerekenleri anlatmazsa aha bu satırları bile yazamazsınız. bırakınız virüslü kalsın, elleşmeyiniz. (Sinan! teşekkürler güzel insan)
bi önceki yazıda havaların ısınacağı havadisini vermiş idim. haha. dün odadan bi çıktım. kapının önü güneş görmediğinden karlar erimemiş. kampüsün her yeri kupkuru bizim kapı karlı. neyse spor ayakkabılarımla cork diye kara basmak suretiyle "hıı... havalar ısınmamış o zaman" cümlesini kurdum. neyse dedim öğlene doğru ısınır belkim. haha. akşam odaya dönerken eldiven giymeye üşenen bünyem bi de yolda süper bişi bulup fotosunu çekmeye uğraşınca, hani karda beşyüz saat oynarsınız eldivenler donar artık elleriniz inanılmaz acır ya, heh işte aynen öyle ellerim morardı, tırnaklarım düşecek sandım. soğuk suya tutmak suretiyle ellerime hayat verdim. yaani, havalara ve bana aldanmayın. hala süpersoğuk var na buralarda.
çok geç yattım, çok geç kalktım. akşama kadar fotosentez yapmam gerek. anca öyle anlarım ben bu dersi. (gud lak ceyms)
haha sabah bi teyze vardı tvde. kendisi 48 yaşında (büyük ihtimalle menapoz), üşüme hastalığı varmış. nası lan dedim. efenim hatun 4 kat kazak giyiyor battaniye sarıyor,kaloriferi önüne dayıyor, arkada ufo mevcut, haala bembeyaz surat. hala üşüyor. o sıcakta terliyor ama üşümesi hala varmış. bisürü doktora gitmiş çare bulamamış. adamlar bişeyin yok demişler. sevgili teyze, belki hastasın belki değilsindir bilmiyorum emme velakin, bana biraz manyak olmuşsun gibi geldi. saygı bizden.
annem çıldırır 2 tane kazak üstüste giyse be.. hahaa
melike de çıldırır bak..
yazı bitince derse başlıcaz ya.. ba ba gitgide uzuyor ba
bence "bu blogu izle"yin. evet evet. hepimiz o yollardan geçtik aslanım. bunda utanılacak bişi yok.
bulaşık yıkamam lazım nalet olsun dostum.
haa aklıma gelmişken yazayım. Cem Adrian'ın videosunu izledim geçen, "nereye gidiyorsun" olan. fena değilmiş. zira en son kendisini "ben bu şarkıyı sana yazdım" ile 2 yıl önce dinledimdi. o parçayla soğudumdu kendisinden. bu şarkıyla ilişkimizi yeniden gözden geçiriciim. ne biçim şarkıydı o "ben bu şarkıyı yazdım" be.. hala sevmem.ha bu dinlediğim de mükemmel değil. (gitmek gitmektir işte.. hepsi bu)
hayde bre fotosentezz...Zz..z..

1 şahıs gencim güzelim diyor:

Adsız dedi ki...

cok sey ogrendim

 
;