21 Nisan 2009 Salı

yolcu profilleri

artık resmen yollarda büyüdüğüm için size yollarda öğrendiklerimden bahsetmek istiyorum şimdiki yazımda. teşekkür ederim.
öhm.
efenim şimdi bu yolcu profilinde seyahat edilen firmanın önemi çok büyüktür. bi ulusoyla bi varanla gidiyorsanız bi kere herkes çok entel çok efendi haberiniz olsun. ağlayan bebeklere rastlamadım henüz. onlar bile entel. yaşlı teyzeler birbirleriyle derin sohbetlere dalmıyorlar. bi nilüferle gidiyorsanız arkanızdaki iki yaşlı teyze şöyle bi muhabbete başlayabilirler 10. dakikada:
- şurdaki köyden gelin aldık biz
- bizim gelin de ...li, çok hanım bi kız.
- oğlan askerliğini nerde yaptı sizin, bizim küçük gidecek bu sene
gibisinden sadece bi köy görmeleriyle başlayan ama 450km süren bi sohbettir bu. bütün sülalerini birbirlerine anlatırlar. ha sözkonusu teyzeler daha bi efenim doktordur hastalıktır sohbeti yapıyorlarsa ve yan tarafta yaşıt bi amca mevcutsa konuya kulak kabarttığını ancak katılamadığını göreceksiniz. onun konuya katılması için öndeki arabanın bi makas atmasıdır, muavinin duyuru yapmasıdır, bi ani frendir bu tip dış etkenler gerekir. sonra hep birlikte sohbet ederler. mp3çalarınız yoksa o yolculuk bitmez, başka bi yolculuğa çıkarsınız, size bi haller gelir..
çocuklar çok ilginçtir. yine istanbula gidiyorum (tabi ki), önümde 3 yaşında bi oğlan çocuğu. ağlamıyor uslu duruyor. ne zaman bolu tünelini geçtik, "babik babik babik" diye sayıklamaya başladı. annesi babaya daha var gelmedik diyor. her frende çocuk babik diyor. artık ataşehire geldik, babası aşağıda. velet gördü babasını bu sefer camlara vurmaya başladı babik sayıklaması eşliğinde. aman yarebbi. tabi eve geldiğimde ben de babama babik dedim. o pek hoş karşılamadı. o yokken arkasından babik dedim hep. bu sefer evdekiler benden etkilendi. ben yokken babama babik diyip azar işittiler falan. öyle değişik işler bunlar.
yanıma oturan kişi akranım falansa genelde konuşmazlar. selam bile vermez çoğu. ama bi keresinde of.. bursaya gidiyordum galiba. yanıma platin sarısı bi hatun oturdu. muavin geliyor işte nerede ineceğimizi soruyor. burcu hanım nerde inceksiniz dedi. tam yöneldim cevap verecem, kız cevapladı işte bilmemneresi diye. sonra bana sordu burcu hanım nerde inceksiniz diye. ben de cevapladım. tabi kibarca gülüşme oldu o an. dedim bi tane daha ismim var aslında benim, yağmur. aa ne güzelmiş falan dedi. ben de "yok yok sizin isminiz daha güzel" dedim. nası yaptım valla bilmiyorum. kız da kibarca güldü. bi daha da inene kadar konuşmadık. hala şaşıyorum kendime ya. ağzımdan nası çıktı böyle bi cümle hiç bi fikrim yok.. haha
yanıma böyle 45lerinde teyze oturmuşsa çok anaç oluyor bazısı. ankarada adresini telefonunu falan vermek isteyen yemeğe davet eden oldu. ne diyim. çok efendi oluyorum bazen ben. ondan sanırım.
Kastamonu'ya gidiyordum önceki yaz. Ankara'dan çıktık yarım saat oldu hop arıza. tam 2 saat bekledik restoranımsı çay bahçemsi bi yerde. önce araçta oturdum dergi falan okudum. sonra çayır çimen yürüdüm müzik dinledim. sonra başka yerlerde oturdum. yemek yiyeyim bari dedim. normalde çorba içen ben gittim tavuk ızgara söyledim. onların pişmesini falan bekledim bi güzel. araçta tık yok hala. bekle bekle dergi bitti yemek bitti. artık tam Rabbim sana geliyorum derken yola devam ettik.
diyeceğim o ki, Metro'ya binmem, kamyona binerim.
Varan, Ulusoy, Kamil Koç, Nilüfer, Metro... gözüm üzerinizde olm. kamil özellikle sen. efendi efendi yolculuklarımıza devam edelim senlen evet.
ha bi de eskiden ön taraftaki koltuklarda yolculuk etmeye bayılırdım. sonra arkaları sevdim. favori koltuğumu açıklıyorum: arka kapının hemen arkasındaki koltuk. cam kenarı olan. oh kafayı koy öne uyu bebek gibi mis.

2 şahıs gencim güzelim diyor:

Disconnectus erectus dedi ki...

yine anılarım dazelendi.
biz de bi kere anamla malatya'ya giderken otubüs arızalanmıştı ama biz beş saat kadar bekledik çöcüm.yakın bi yerde arızalandıydı özmalatyalılar tandansındaki otubüs,etrafta paso gaysı ağacı vardı.anam ilk bu durumu fark edince iyi ki arızalandı sevinç nidalarıyla etraftan istediği poşetleri doldurdu da doldurdu.ama beş saat geçince kadın doldurduğu 500 kilo kayısıyı otubuse sığdıramayacağını anlayınca o zaman aklına geldi durum da küfredip durduydu çalışanlara böyle bekletilir mi yolcular deyu..
oy alleam yea

Burcu Yağmur Kabaalioğlu dedi ki...

anan süper kadın. =) büyük saygı duyuyorum kendisine.
hala 2 tur bisiklete bin ısın muhabbetine gülüyorum =)

 
;