Azer Bülbül! Sen de ananı al git yirum.

Çünkü, az önce annem kapının önünden geçti ve ben süpersaçma bi şekilde "Nerdeyiim eeeey aaaaneyy aaaaney" şarkısını söyleyerek kafamı iki yana sallamaya başladım. Resmen küçük bi azer bülbül oldum. yüzüme bebeksi bi pembelik geldi. böyle bi şarkı hiç olmasaydı keşke. yaptığım bisürü saçmalığa bu eklenmeseydi barim.
hehe. hayatta en çok sevdiğim şeylerden biri, mesela giyim mağazasında yanımdakiler sepetten öyle üst baş bakarken, elimi sepetin dibine daldırıp "sıradaki t-shirt sana gelsin" durumudur. çok eğleniyorum öyle zamanlarda ben.
bi de "su çok güzel gelsene" geyiği var ki tapıyorum adeta. beni benden alıyor çapkin.
akşamüstü dedemlerdeydik. ailecek yaprak dökümü izliyoruz. aramızdaki en deli seyirciler anneannemle dedem. dedem tek kelime konuşturmuyor, ama hani böyle dudaklarını büze büze konuşan yaşlı kokoşlar vardır ya, onlardan biri çıkınca taklidini yapmadan duramıyor. anneannem ise daha şiddet dolu. Cevriye hanım denen kaynana çıkınca "yok mu şunun alnına bi tane çakan" diyerekten dizi oyuncularına sesleniyor. odada ailecek birbirimize bakıyoruz. susuyoruz. susuyoruz.
yazının başında söylendiğim şarkı gitti yerine Cream'den Sunshine of your love çalıyor. sürekli aynı melodiyi mırıldanıyorum. tıpkı buket'in kedisi gibi.. (bkz. uyuyon mu balm?)
üniversitenin ilk yıllarında (yaşlandık ya..) neyse işte o zamanlarda arkadaşlarla " tek seferde en çok patlamış mısırı yeme" yarışması yapardık. yarışmaya katılmazdım ama katılanlara gülmekten katılırdım (of çok pis kelime oyunu yaptım beeaa) haha. rekor 100 olmuş muydu hatırlamıyorum ama sanırım caner 75 tane patlamış mısırı tek seferde yemişti. bilemedim belki 150 idi. ama fotoğraf hala durur. hala saklar. hala gülerim.
dün akşam kuzenime de aynı işlemi yapmaya çalıştım. 20 taneyi bile yiyemedi. biraz da utandı. deli bu falan diye bana sataştı. bence bi ara yarışalım yahu. çok renkli görüntüler ortaya çıkıyor.
bi de "20 saniyede halley yeme/yutma yarışması" vardır. o da çok süperdir.
hadi gözümüz aydın, Pınar (M)altuğ 'un bebeği doğmuş. obareey..
olm burda havalar hala çok süper. "adeta pastırma yazı yaşıyoruz" klasiği var. ankaraya cumartesi kar yağacakmış. neden şaşırmıyor ben. nedeeen...
hepinize ajdar'dan şapşup u yolluyor iyi akşamlar diliyorum efem.

eser-i istanbul diyesim geliyor na buna bakınca.

efenim resmin üzerine tıklamak suretiyle büyük haline bakınız.
fotoları birleştirip resmin bütününü görme çalışmalarım hızla olmasa da devam ediyor bi şekilde.
sevgiler saygılar.

vay bee

uzun zamandır bakmadığım bi sayfaya baktım. işte eskiden oraya yazıyordum arada bi. en son yazımı geçen sene bugün yazmışım. (belki sonradan yazıp silmiş de olabilirm bilmiyorum)
bi garip oldum =) notlarım düşük gelmiş ortalamamı 0.10 yükseltmeme üzülmüşüm. bu sene 0.05 düşürdüm. kızgınmışım yazarken. bunalım halleri mevcut satırlarda. aradan tam 1 sene geçmiş. neler neler değişti o 1 senede.odam değişti. sonra bi kez daha taşındım. çok sıcak bi ağustos geçti. yeni favori şarkılarım oldu. saçlarım değişti. ha denize hiç girmedim mesela. giremedim kısmet olmadı. yeni fotolar çektim. güzel fotolar. arkadaşlarımla daha bi vakit geçirdim. hüti bitti herşeyden önce. notlarımız yükselmedi ama olsun. takılmıyorum ona şimdilik. gelecek kaygısı başladı. işsiz kalacam korkusu baş gösterdi.
(radiohead - bullet proof.. i wish i was)
geçen seneki yazıyı okudum bi kez daha.
"Ama acı bir biçimde farkına varıyorum ki hayatım ertelemekle geçiyor. Her şey ilerde yapılacak. Ne kadar trajikomik. Oysa bir zamanlar, daha odamın duvarları bu renk olmadan, pencerenin dışında hiç 2.kata ulaşan ağaçlar yokken bir kenara yazdığım, söylediğim bi laf vardı…
“Hayat, sadece bugün…”
Bugünlerim tabir-i caizse, heveslerimin kursağımda kalmasıyla geçiyor… "
demişim yazının finalinde.
sanırım o günleri atlattım. "Hayat, sadece bugün" kısmı "görüp göreceğin cennet bu" ile birleşti.daha bi keyif almaya çalıştım geçen günlerden. özellikle en son beytepede yağmur yağarken mükemmel bi yere oturup müzik dinledim. süper oldu.
bi senenin dökümünü yapmaya çalışıyorum. zor. ilk 6ay ile son 6ay arasında o kadar çok fark var ki=) güzeldi diyesim geliyor. diyemem. kimi zaman öyle oldu sadece. kırılma noktasına kadar.. ha sonra yine su yüzeyine çıktık. öyle ya da böyle "yaşamaya mecbursun" olduk. (Radiohead - Black star)

o yazıya yorum yazdım şimdi:
burcu kabaalioğlu(Busy)wrote:
1 sene. bugün tam 1 sene geçti bu yazının üzerinden. ve ben sadece gülümsüyorum. eskiden olsa "acı gülümsemem" derdim. belki aynı gülümseme suratımdaki. ama acı kısmını anmak istemiyorum bundan sonra.
hayat sadece bugün.
365 gün geçti o günün üzerinden. vay bee... dönüp baktığımda acısından tatlısına birçok şey sığdı o günlere.
aslında diyecek bisürü şey var da. tek diyebileceğim :
"vay beee.......
1 minute ago
(Radiohead - high and dry)
http://burcuyagmur.spaces.live.com/blog/cns!90884B3B1F12CC85!2584.entry

Radiohead gecesi yapıyorum. mis.

Hadise! Ananı da al git.

yetti artık. örovizyon olana kadar bu yalakalıkları izlemek zorunda mıyım kardeşim. ne diye her yerde çalıyorsunuz saçmasalak şarkıyı. sinir sistemim bozuldu be. pavlov'un köpeği gibi oldum. şarkıyı duyunca sinirim atıyor. yok efendim 3 tane kıyafet varmış yarışmada hangisini giysinmiş. yok efendim aslen türk kızıymış, bizdenmiş. ay çıplak gitsin banane yahu. kamuoyunun nabzını yokladım hafiften, gerçekten ilgilenmiyoruz yarışmayla. birinci sonuncu farketmiyor. olmasa da olur. katılmayalım. bizbize takılalım. yeter be.
kaderin cilvesi midir nedir annem çağırdı içerden, ibo şova hadise çıkmış elbisesine baksınmışım. yukarıya bakıp çüş dedim içimden. sustum sonra.
Evet Hadise. RTE hatrına noolur ananı da al, doğduğun topraklara geri dön. bizi bizimle bırak. örovizyonu falan hepsini götür.
dün melikanım ve seçilanımla süper bi akşam geçirdik. 3 şişe şarap içmişiz. kimse sarhoş olmadığından rezillik yaşanmadı. sadece seçil şarkı söyledi ara ara.
mazhar alanson'un kafası güzeldi dün akşam. diskokralındaki hali neydi öyle yahu. ha bi de bedük gözlüklerini sakın çıkarmasın. o minicik gözlerini gözlükle saklasın. çok ciddiyim.
İstenmeyen tüy = İ. Melih Gökçek.
("Gökçek gitçek, sifonu çek." bi diğer kampanya wcdeki hijyeni arttırma amaçlı)

abi bi üstteki satırdan bu satıra gelene kadar 10 dakika geçti. yanımda çekirdek var.kaptırmışım kendimi. anca kurtarabildim =S
hala travis konserine gitmediğim için pişmanım.
hala senebaşında kaybettiğim sdkartıma üzülüyorum.
hala kadıköy tarafına geçince, haydarpaşaya bakınca ister istemez terliyorum. (bu ağustosu bi türlü unutamıyor ben)

bugün üsküdardan beşiktaşa geçerken hiç rüzgar esmedi, ışık gözümü rahatsız etmedi, kalabalık olmadı. çok keyifli çok mükemmeldi. tabi bi ara birini birine benzetip canımı sıktım ama martıları izleyince geçti.
çünkü çok güzeel.. çok çok çok güzeel. yalnız dolaşmak!
yeap bebek.

http://brcygmr.deviantart.com/ gözat evlat;)

hello furom konşu

efenim şu anda melilik seçil ben cerenanımın evinde oturmuş beyaz şovu izler gibi yapıyoruz. deliler gibi uykumuz var. ama önemli değilmiş gibin oturmaya devam ediyoruz. iyi ki gelmişler sayelerinde evden çıktım. hoş oldu. onları gezdirirken kendim de gezmiş oldum. şimdi cerenanımın evinde misafir kaldığımdan kelli melikanımın bilgisayarından yazıyorum. tuşlardan garip sesler geliyor. huleyhayı hatırladım.
dün minibüsteyken o "anlamazdın"ın remiksine maruz kaldım. hazırlıklı olun her yerden karşımızda çıkacak.
minibüste garip bişiler daha oldu. zira onlardan biri, kırmızı ışıkta bekliyoruz. hava feci sıcak (evet dün oluyor bunlar) zıt yönde kaza olmuş ama büyük bi durum yok. minibüste şarkı bile çalmazken o derece sessiz bi şekilde beklerken en önde oturan abi,karşıda kaza olmuş. beyaz araba solu gitmiş. arkadakinin aynası kırılmış. kimse ölmemiş. kaza olmuş." diye konuştu. amca amacın ne dedim içimden. hala merak eylerim.
3gündür istanbul feci sıcak. ya da biz ankaradayken bildiğin donmuşuz. sıfırın üzerinde her santigrat bize cennet geliyor. bilemedim. çözemedim.
Hadise şarkı söylüyor. hadi deli oğlan diyor. seçil eşlik ediyor.
zaten seçil bu aralar pek bi şarkı söylüyor. cins cins tavukların adına melodi falan yapıyor. en son "yavrukuş" kelimesini hatırlamak için "minik yavrucuk" dedi. saygı duyuyor seviyoruz onu.
bu akşam şunu anladım. birşeyleri şarj etmeye sinir oluyor ben. zira fotoğraf makinasının pilleri aylardır boş. doldurmaya sinir oluyorum. telefonumun şarj aletini bi kez bile taşımadım yanıma. nolcak biterse bitsin ukelalığı var üzerimde. muhtaç kalacam biliyorum. neyse.
bu kızlar iyi ki gelmiş yahu. iyi oldu ben.
ya bugün finallerin açıklandığı aklıma geldi. canım sıkıldı hatırladığım için. ha kaldığım bi ders yok da, "geçmekten beter olmak" olmuşum. düşük-ortalama notlarla geçtiğim için salak gibi oldum. evet ikinci dönem çalışıcam çok .hıhı. tabi. evet.
o zaman ben yatayım, uyuyayım. si yu leytır

uyanış

geçtiğimiz cuma gecesi gece 2de yattıktan tam 5 saat sonra uyanmam gerekiyordu. alarmı kurdum. ne çalacağını unutmuştum. Oasis'ten Live Forever çaldı. yüzümde koca bi gülümsemeyle fırladım sıcak yataktan buz gibi odaya. hemen su kaynattım çay yaptım, cnbc-e falan açayım dedim. reklam vardı, e2 açtım. tesadüfen konser yakaladım. Travis çıktı! daha önce dinlemediğim bi parçalarını söylüyorlardı. "As you are" böyle bi huzurla doldum. internetten indirmeye çalıştım. beceremedim. neyse. şimdi yine o parçayı dinledim de yine bi huzur doldum. çok güzel uyandım ben o gün yahu =)

yeni parçalar eklenmişken,

efenim sağ köşedeki müzik çalan zamazingoyu güncelledim. ilk parçalar genetik çalışırken lastfmden yürüttüklerim. (daha niceleri var da bulamadım playlist.com dan)
gerisi de travis. bende olmayan parçaların hepsini koydum. ayırmadan elemeden. sizde varsa yollayın bana bence. travis olsun çamurdan olsun gibi bi felsefe mevcut. hadin iyi dinlemeler şindiden

mim

hayatımdaki mimli şarkılardan nefret ediyorum. hepsi bu.
of..

hava soğuk yağmurlu

finalleri sağ salim atlattıktan sonra Eymir'e gittik. çılgınca tavuk sucuk köfte yiyeceğimizi sanarken avcumuzu yaladık bi güzel. buz tutmuş göl üzerinde yürüdük. azar işittik.(çok inceydi zira buz tabakasi) falan fişmekan derken evimize geeldiiik..
efenim istanbula geldim pazar sabah. ilk defa evden çıktım bugün. o da 2 adım ötedeki bankaya yürümek sebebiylen oldu. evimde yan gelip yatıyorum misler gibi.
doğalgaza bi zam gelmiş haberim yokmuş resmen. beytepede kalorifer kendine yanıyo 24 saat, onun dışında o elektrikli ısıtıcı çalışıyor uyanık olduğum her dakika. gayet tshirtle oturuleybıl bi ortam yaratıyorum kendime oralarda. anam buraya bi geldim. annem süper idareli kullanmasına rağmen 200 milyor fatura gelmiş. yuh dedim. ki bu da iyi haliymiş. başkalarına 300 500 gidiyormuş. nasıl bi zamdır bu yarebbi
mevsim soğuk anladık da bu kedilere nooluyo.. henüz mart olmadı ama mahallenin bütün kedilerinde şahin k. potansiyeli var. ayıp lan.
seçılanım ve melikanım geliyorlar bu gece istanbula. güzel güzel geziciim gezdiriciim onları. hehe
abiiiiiiii... asıl haberi vermeyi unuttum. ben dün MANTI yaptım! hemi de hamurunu falan yoğurdum, oklavayla açtım falan. o derece mantı yaptım. Bu yemekteyiz zamazingosu yüzünden oldu galiba bilmiyorum. orda bıyıklı bi amca bilmemne çorbası için hamur yoğurdu ince ince açtı böyle. bi de çoğu kadın yapamaz bunu dedi. dedim senin ağzını burnunu gırarın hoşt. nası yapamazmışım diyerekten bir mantı yapmışım var ya.. üff.. bi de çiğköfte yaparsam tamamdır bu iş.

ve sonrası

yüzde 99.9 ihtimalle işsiz kalacağımı anladıktan sonra ne mi yaptım?
kızılaya davul çalışmaya gittim. evet.
şimdi mi? dünyayı kurtarmak için yapmam gereken 3 şey var: valiz hazırlamak, mp3çaları adam etmek, bulaşık yıkamak.
yarın yapacağımız gezinin adı her ne kadar "kar ve mangal partisi" olsa da. umarım ne kar ne de yağmur olur. güneşli bi havada binlerce sucuk yemek dileğiynen.
sucuk kısmını yazarken bile acıktım yalnız. o da güzel. saygı duyuyorum kendime.

mp3çaların bozulur. binlerce yeni pil denersin tepki vermez. duvardan duvara metoduna geçersin tınlamaz.dinlenmeye bırakırsın işlemez. ta ki yeni mp3çalar alıp paketini yırtana kadar. yenisinin kutusundan çıkan pili eskiye takarsın. ve son konuşmanı yapmaya hazırlarsın kendini."seninle iyi kötü günlerimiz oldu, bisürü şey paylaştık.. kah güldük kah.." derken mavi ekranının ışığı yanar. hayata döner o. çocuğu! işte o an hangi mp3çaları hangi duvara atacağını düşünürsün. yenisine verdiğin paraya mı yanasın, kime satsam diye mi düşünesin bilemezsin. umut sarıkaya'nın mutsuzluk köşesine malzeme olsun diye. diye nicesine sarıldım.

bence de süper foto.

gerçeğin kafaya dank ediş anı

10buçukta uyandım. boşver alarmı biraz daha uyu dedim, 12de kalktım. müziği açtım. çay yaptım. kahvaltı hazırladım. biraz bagetlerle oynadım. stüdyoyla konuştum. bilgisayarı açıp internette dolandım. hava yağmurlu kapalıydı. oda çok huzurluydu. öğrenci işlerine ve bankaya gitmem gerekti. giyindim. mp3çaları ve şemsiyemi aldım. keyifli bi şekilde kampüste yürüdüm. finallerin son günüydü bugün zaten. kampüs boş sayılırdı. işlerimi hallettikten sonra odaya yürürken mükemmel bi köşe buldum. banka oturdum. ıslaktı ama önemsemedim. şemsiye açıktı hala. kapadım müziği. yağmurun sesiyle keyiflendim. manzaranın tadını çıkardım. sonra iki parça çaldı Keane'den. "this is the last time" ile "can't stop now" daha da keyiflendim. odaya vardım. bi portakal yedim. sonra da iki çikolata. yağmur devam ediyordu. sakin parçalar dinledim oda da.
bi baktım etrafa.. "Burcu görüp göreceğin cennet bu mu lan" dedim. ilersi için hayallerimi yaşıyordum resmen. ya onlar gerçekleşmezse diye bi düşünce aldı beni. internetten iş ilanlarına baktım. biyolog arayan var mı diye. istanbul'da bi ilan buldum. onda da şu potansiyel vardı: "sağlıkla ilgili herhangi bişi okuduysan gel başvur. lise mezunu olsan da olur"
meğersem işsiz kalmışım, haberim yokmuş, bateri çalıyormuşum kendime.
nolur son kısım kabusum olsun. süper işim, arabam, 1+1 evim olsun.
aile, arkadaş ve bu süperüçlü.. tek istediğim bu yeminlen

bu son finalimiz olsun hayri

televizyonda yine "her eve lazım değil ama al bi gün lazım olur" programına denk geldim yine. ya da tabir-i caizse yırtık dondan çıkar gibi heryerden o çıkıyor. bi anlatışları var.. of.. bütüüün seyirciler süpergerizekalı, cümleleri tane tane söyleyelim hep gülelim, aman da çok memnun kalalım, aman da bu ürün olmazsa yaşamayalım potansiyelleri var. bence yasaklanabilirler. evet onun yerine belgesel falan yayınlansın hoş olar.
küçükken annem babam çalıştığından okuldan gelince evde kimse olmazdı. o zamanlar da hep işte 0900lü hatların reklamı dönerdi televizyonda. efenim işte "ara sindi bebek yollayalım" "bak bu oyuncaklar süper, ara gönderelim" tarzı şeyler olurdu. benim de 2. sınıf mı falan o civarda bi kafam var. aradımdı. işte "balerin barbi" vardı. aradım tabi sonradan unuttum. aradan zaman geçti annemle alışverişe mi ne gittiydik. gittim orda o balerin barbiyi aldırdım. aradan 3 gün geçti eve kargo geldi. (haha) kardeşimin bakıcısı vardı evde işte. o imzaladı paketi. ben de evde sakladım mı naaptım. sonra annem iki bebeği gördü. önce güzel bi azar yedim. arkasından da "bari başka bebeği aldırsaydın" gibisinden bişi demişti annem. tabi neticesinde telefon 0900lü hatları aramaya kapanmıştı. of ya nerdeeen nereye..
biliyorsunuzdur ama ben yine de söyliyeyim, efenim pcniz çok doluysa, eccük bi boş alan kalmışsa, sakın ola finalden önceki akşam antivirüs kurmaya kalkmayın. zira takılır bilgisayar. üzülürsünüz. slaytların klasörüne varmadan kendisi kilitlenir kalır.eğer süper bi arkadaşınız size yapılması gerekenleri anlatmazsa aha bu satırları bile yazamazsınız. bırakınız virüslü kalsın, elleşmeyiniz. (Sinan! teşekkürler güzel insan)
bi önceki yazıda havaların ısınacağı havadisini vermiş idim. haha. dün odadan bi çıktım. kapının önü güneş görmediğinden karlar erimemiş. kampüsün her yeri kupkuru bizim kapı karlı. neyse spor ayakkabılarımla cork diye kara basmak suretiyle "hıı... havalar ısınmamış o zaman" cümlesini kurdum. neyse dedim öğlene doğru ısınır belkim. haha. akşam odaya dönerken eldiven giymeye üşenen bünyem bi de yolda süper bişi bulup fotosunu çekmeye uğraşınca, hani karda beşyüz saat oynarsınız eldivenler donar artık elleriniz inanılmaz acır ya, heh işte aynen öyle ellerim morardı, tırnaklarım düşecek sandım. soğuk suya tutmak suretiyle ellerime hayat verdim. yaani, havalara ve bana aldanmayın. hala süpersoğuk var na buralarda.
çok geç yattım, çok geç kalktım. akşama kadar fotosentez yapmam gerek. anca öyle anlarım ben bu dersi. (gud lak ceyms)
haha sabah bi teyze vardı tvde. kendisi 48 yaşında (büyük ihtimalle menapoz), üşüme hastalığı varmış. nası lan dedim. efenim hatun 4 kat kazak giyiyor battaniye sarıyor,kaloriferi önüne dayıyor, arkada ufo mevcut, haala bembeyaz surat. hala üşüyor. o sıcakta terliyor ama üşümesi hala varmış. bisürü doktora gitmiş çare bulamamış. adamlar bişeyin yok demişler. sevgili teyze, belki hastasın belki değilsindir bilmiyorum emme velakin, bana biraz manyak olmuşsun gibi geldi. saygı bizden.
annem çıldırır 2 tane kazak üstüste giyse be.. hahaa
melike de çıldırır bak..
yazı bitince derse başlıcaz ya.. ba ba gitgide uzuyor ba
bence "bu blogu izle"yin. evet evet. hepimiz o yollardan geçtik aslanım. bunda utanılacak bişi yok.
bulaşık yıkamam lazım nalet olsun dostum.
haa aklıma gelmişken yazayım. Cem Adrian'ın videosunu izledim geçen, "nereye gidiyorsun" olan. fena değilmiş. zira en son kendisini "ben bu şarkıyı sana yazdım" ile 2 yıl önce dinledimdi. o parçayla soğudumdu kendisinden. bu şarkıyla ilişkimizi yeniden gözden geçiriciim. ne biçim şarkıydı o "ben bu şarkıyı yazdım" be.. hala sevmem.ha bu dinlediğim de mükemmel değil. (gitmek gitmektir işte.. hepsi bu)
hayde bre fotosentezz...Zz..z..

ola

nefis bi odadayım. nefis derken dilimi ısırıyorum. nazar değmesin diye. nefis yapan ne mi? efenim ufo tarzı bi ısıtıcı, 2 tane loş lamba, sesi kısık tv, tertemiz masa(üzerinde sadece çerçeve, mum, kalemlik ve ders notlarım var)ve sessiz..çok sessiz bi komşu. maşallah bence de. böyle içim mutluluk doluyor genetik çalışırken. j bloğun ordan her geçişimde kanım çekiliyor hala ama burası. burası.. eski 205teymişim gibi mutlu oluyorum sanki. teşekkürler türkiye.
şu yemekteyiz yarışması daha ne kadar sürecek. "kendini pokemon zanneden çocuk 5.kattan atladı" tarzında bi haber mi olayım illa. "yemekteyiz izlemekten/denk gelmekten fenalık geçiren genç kız, gözlerini çıkarıp yedi" gibisinden vahşet mi istiyonuz kuzum.
aha kadının biri çıktı şimdi. saçlar peruk gibin. makyaj bildiğin turuncu. açıklama şu: "kimse benim adanalı olduğuma inanmıyor sarışınım diye. böyle zaaaaarif (eevet a'yı uzataraktan) bi bayan neden adanalı olmasın" dedi. seninki de güzel kafa.
bu soğuk kış gününde içinizi ısıtacak bi haberim var: havalar 8 derece ısınacakmış. artık bi ısınsın mimkinse.
efenim sayfada değişik düzenlemelere gittik. hiçbi masraftan kaçınmadık, müzik dinleyin diye playlist ekledik. yine parası neyse çekinmedik gittik bu blogu izleyebilin diye zamazingo eklettik. sırf sizler daha rahat bi ortamda bu garip sayfaya zaman harcayın diye.
Kaybettiğiniz zamanınızdan müessesemiz sorumlu değildir.
of lan müessese ne biçim kelime. onu yazana kadar cümlenin devamını unuttum. zorunlu değildir yazıyordum. höf.
dün bütün gün odadaydım. ders çalışmaya niyetliydim. nitekim çalıştım işte günboyu.akşam imgelemler yemeğe çağırdılar. bi gittim. saçlar fönlü gibiymiş. işte neymiş bu süsüm. dedim şaşırmayın. bütün gün odada dersle meşgul olursam saçlarım kendiliğinden düzleşiyor, uçları bukleleşiyor, dışarı çıkacağım için aklıma en güzel kıyafet kombinasyonları geliyor. hepsi istemdışı. bana farkettirmeden gerçekleşiyor. bugün de bütün gün odadaydım. ders çalıştım. efenim saçlarım daha da düzleşti =P
bekle bizi Eymir!
abi Eric Johnson şifa gibi geldi ruhuma ya. bi sakinlik..bi huzur.. lastfmde de iyi dinledim.
http://www.lastfm.com.tr/listen/artist/Eric%2BJohnson/similarartists
dinle dinle çekinme.
bu arada dün gece haberlerde malum israil haberlerini izledim. içim burkuldu. ne diye ders çalışıyorum ki diye düşündüm.
Herşey geçer, hayat kalır.
Allah ordakilere yardım etsin.
görüşürüz lidıl sanşaynlar. kloroplastın mitokondrinin kalıtımı nasılmış onu öğrencekmişim ben. tamam
(biterken: Richie Kotzen - you can't save me çalıyordu)güzel şarkıymış hehe

final heyecanına gurban

"fotoğrafları bi araya getirip resmin bütününü görme" işine girdim. ahanda ilk çalışmaya bakıyorsun minik sanşayn.
final heyecanı kampüsü buram buram sarmışken, günlerce uyumak istiyordu bünyem.
bu hafta uykusuzda Vedat Özdemiroğlu - Bebek Kafası kısmını mutlaka ama mutlaka okuyun.. ıssız adam ı izleyin öyle okuyun. uzun zamandır bu kadar gülmemiştim!
bi dersin ilk sınavında zerre kopya çekmeden 90 alan, ikinci vizeye test beklentisiyle girip 10 klasik soruyla karşılaşan ve yine zerre kopya çekmeden 33 alan bi tanıdığınız var mı. varsa beni de tanıştırın çok rica ediyorum.
Bundan sonra hiçbir sarhoşa gülmicem. ne kadar rezil olurlarsa olsun sonradan karşılaşınca o rezilliği hiç yapmamışlar sanki moduna giricem. asla alay etmicem ama.
sıçtın mavisi diye bi renk var. hepimiz hayatımızda en az bi kere görmüşüzdür. bundan sonra daha bi tanıdık bakıcaksınız. elalem ne demiş okuyun bi: http://sozluk.sourtimes.org/show.asp?t=sictin+mavisi
tam spor ayakkabılarıma geri dönmüştüm.. tam kış bitti diyordum ki, bugün durağa kadar yürüyüp, soğuktan donup, davuldan vazgeçip, odaya geri dönmemi sağlayacak bi soğukla karşılaştım.
Soğuk! evine dön! Bu da can yahu
Eymir gezisi için sabırsızlanıyorum. makinanın pillerini şimdiden şarj etsem anca dolar.
sıradaki haber...
"DİYARBAKIR'da adı açıklanmayan kadın, tartıştığı polis eşi O.Ö.'yü bacaklarından tutup 4'üncü katta oturdukları evin balkonundan attı. Ölümden dönen O.Ö.'nün belinin kırıldığı ancak hayati tehlikesinin olmadığı belirtildi."
... yorum bile yapamadım. "bacaklarından tutup.. balkondan attı." o da güzel kafa.

saç a nays dey

(Artık başlık bulmak gittikçe zorlaşıyor günümüzde. aldırış etme deli gönül)
Arkadaşlar! hepiniz yorum yazmak istediğinizi net bi şekilde söylüyorsunuz yüzüme. ancak bakarım sayfaya yoktur yorum hiç. ayıptır be ya. 2 satır yazman için gmail hesabın yeterli arkidiş. utanma bak ben yazıyorum buraya aylardır, hala bişi olmadı..
Lehninger'i çevirenlere yakın arkadaş olmak, onların dünyalarını tanımak istiyor ben.
(jeff buckley- last goodbye. çalıyor bunları yazarken)
6.ocak.2009 değişik bi gün oldu. gerek biyokimya sınavı olsun. gerek biyokimya sınavı sonrası kafası olsun. takdir ettim ben bugünü.
Eskiden finallere girerken bi heyecan olurdu. bi ölürdük biterdik. kaldık lan kesin diye çöküntü morallerle girerdik. bugün resmen geyik yaptım sınavda yahu. sankim sıradan vizeymiş kafasıyla giriyorum hepsine. Artık yaşlandık mıı.. alıştık mıı.. yok finallerin de eski tadı tuzu kalmadı şimdi.
Cuma günkü planımız iptal oldu bu arada. iptal olmasının sebebi sizi 1 hafta öncesinden bi yere davet etmiş olmam. eğer bu daveti cuma günü yapsaydım gayet ballıkaymak şekilde eğlenecektik bi güzel. bundan sonra son dakikaların adamı oldum. haberiniz olsun.

Bu aradaaa internetteki "ben de küçüktüm" fotosu beklediğimin üzerinde eleştri aldı. Eleştriler hiç değişmediğim yönünde. efenim işin biraz daha derinine indim ve henüz 1 haftalık dünyalı olduğum fotoları buldum. bakın bakalım değişmiş miyim değişmemiş miyim..(4 kilo doğan bebek, saçlar fora)
valla bence de değişmemişim.
Dedim ya değişikliği sevmem :P
Ders çalışırken değişen şarkılar;
- ah bir enzim olsam...
- utkuu.. karnı doydu.. bütün istediği buydu.. sodyum sodyum..
- Yazdan kalma bi EGO’dan.
Ya da yağmurlu bi akşamdan
“Benim de sahneler aklımda”
-Hadi ordan lan dallama
Artık bizleri kandırma....
Haykırdı İsmail YeKa
Etti duayı usulca,
geliyor belan yavaştan..

Ulusa (kızılaya bahçeliye) sesleniş

evet ders çalışacağım için yapacağım iğrenç espriyi başlıkta yapayım, birden bire donsun ölsün istedim herkes.yeap. aynen öyle. aym nat sori, dont vöri.
Kafam pek dağınık uzun zamandır. belki de hep öyleydi. onu bile hatırlamıyorum. neyse efenim birçok kişiyi aramam gerekirken o an aklıma başka bişi geliyor unutuyorum aramıyorum. sonra da bi bakıyorum aylar yıllar geçmiş bu saatten sonra aranmaz diyorum utanıyorum. şimdi biyokimya çalışmadan evvel günah çıkarmalı ulusa seslenişimi yapmalıyım evet.
- Ece, başın sağolsun (arıyamadım o gün. arasam da ne diyeceğimi bilemedim)Allah sabır versin.
- Seçil, istanbula gitmiş gibi oldum görüşemedik seninle uzun zamandır özledim kampüse gel arada bi
- Özge, biliyorum eşeğim aramadım pek.ama unutmadım valla. aklımdasın bitanesi. geçen metroda bi kız gördüm. sen sandım. bayaa bi baktım kıza böyle senmişsin gibi. bisürü özledim seni de.
- İmge'nin kardeşi Özge, doğumgününü kutlayamadım zira o aralar hakkaten koşturuyordum. (şimdi neye koşturduğumu da hatırlamıyorum=S )İyi ki doğdun gamzelifıstık. nice nice yaşlar diliyor ben.
- Baba, yılbaşı akşamı arayamadım.zira telefon süper çekmiyordu ve ortam çok gürültülüydü. annemle konuştuk bikaç kez ama seninle konuşamadım. hala konuşamadım gerçi. bi ara muhabbet edelim delüganlı. affet beni. arayamadım (hoff =(
- 331 nolu oda, sana söyleyeceğim bi dolu şey var da konuşmıcam. burası pek müsait değil o cümlelere.
- Serkan, sana da çok ayıp oluyor farkındayım. Şu finalleri bi atlatayım süper düzenli olcam. cuma ya da cumartesi bi çılgınlık yapıp gelebilirim. (sen burayı okumazsın ama olsun)
- Esra, Cansu, Özlem.. hatta şuna bütün lise arkadaşlarım diyeyim.. hepiniz aklımdasınız, olur da istanbulda bi buluşma ayarlanırsa bu sefer gelecem ulan! Esra sen de iyisindir umarım. en son güzel kalmıştın =P
- Necibella, seni de aramadım. ayıp ettim. büyüksün affet. Telefonum açık evritaym.
- Feysbuk arkadaşlarım, Arkadaşlar çooooooooook büyük bi kısmınızın (hatta sanırım hepinizin) doğumgününü kutlamadım, mesaj yazmadım. nasıl başladı bilmiyorum ama "ya bilmemneye de mesaj yazmamıştım, şimdi mesaj yazdığımı görürse kendisine yazmadım diye darılır" mantığına girmiştim. kimse darılmasın diye mesaj yazmaz olduydum. bundan sonra doğumgünü olan herkesin vol una bi "doğumgünün kutlu olsun =)" yazıcam. peşin peşin söyliim. olur da yazmazsam bunu yazdım varsayın nolür.

gerisi de bana kalsın.

"bugün.. sözlükler kusuyorum, cümleler kuramazken dün." (kreş'ten dinlemeniz tavsiye edilir.)
Vee.. biyokimyayla sıcak saatler başlar! uu beybi beybi..
NOT: Sayfa düzenlemesini bozdum, düzeltemedim. Eski arkaplanı ben de özledim. Bu şablonla idare ediciz artık, eskisi kendi kendine düzelene kadar. tabii, kısmet.. ben de öyle dedim.

let it sınov

Herkez ömrü hayatında en az bir kere yüzünün yarısını dov la diğer yarısını başka bi sabunla yıkayıp fark görmeyi beklemelidir. yapmayanlar eksik kalmıştır bi an önce yapmalılardır. tvde kibariye şarkı söylüyor, camı açıp soğuktan ölesim geldi. Nasıl da coşkuyla darbuka çalıyor. kendisine şu linki yollicim zira ben ne işe yarıyorum lan diye kendine soranların adresi: http://www.wimp.com/insanesong/
Bence bazen ayık kalıp sarhoşları izlemek eğlenmek gerek. (yine çok eğlendim nalet olsun adamım!)
T-box El Kalbino diye bi icat çıkarmış. resmen aha size elleriniz ısınsın diye sevgili yaptık. gerisine karışmıyoruz gibi bi tavır sergilemişler. o da hoş.
Hala kar yağıyor. hiç bi zaman tshirtle dışarda gezemicekmişim gibi geliyor..
fesybukta ne kadar arkadaşım varsa hepsi yılbaşı albümü hazırlamış. benden bi albüm gelmicek büyük ihtimalle. o gün oda taşıdığımız için yüzüm yamuk yumuk bütün fotolarda.
Allaam Nurgül Yeşilay şarkı söylüyor. şarkı da değil.. beele garip bişiler yapıyor.. tööbe töbe..
bu arada "yeniyıla giremeyen adam" skeçlerine çok gülüyorum ben hala yahu. "seneye görüşürüz" zamazingosu yasaklansın yapanlar asılsın falan ama o skeçler devam etmeli bence. haha
efenim yumuşak oluşu sebebiyle 3 yıldır kullandığım polar polyester karışımı (ne cins olduğunu bilmediğim ama yün değil ona eminim) bi battaniyem var. kendisini valize koymak için katlarken o kadar çok elektrik çarptı ki resmen bütün parmaklarım uyuştu. hissetmedim bi süre hiçbirşey.. deri eldivenlerimi giydim katlamaya devam ettim, yine de hissettim mevcut statik elektiriği. olur da bi gün küresel ısınma tamamen gerçekleşirse benzin döküp yakacam kendisini. battaniyenin bi ucuna bakır tel geçirip, diğer ucunu camdan dışarı uzatıp toprağa mı koysam naapsam.
finallere iki gün kaldı. artık tam gaz ders çalışmak gerek.
bari havalar ısınaydı eccük he
1 aydır alarmım Beatles'dan Good morning. horoz sesiyle başlayan parça gayet uyandırıcı bi tarzda devam ediyor. bunca ay sonra anladım ki sevdiğim parçaları alarm yapmamalıyım. Travis'ten nefret etmek istemem zira. Coldplay ve Red Hot la da aramız iyi. bahsettiğim parçayı harcadım resmen. bi yerde duyarsam kapattırmaya çalışırsam garipsemeyin. sevdiğiniz şarkılardan soğumak istemiyorsanız alın bundan soğuyun. soğuması bedave.
bugün çok sıkıldım. hello sanşayn ı benden başka kullanan var mıdır diye gugıla olduğu gibi yazdım. =) yokmuş kimse bi ben varmışım. neden hello sanşayn derseniz hemen sallama cevap veriyorum efenim hatta kalın.
öhm.. şimdi sanşayn nedir günışığıdır.. günışığı nedir. hayatın anlamıdır. bak sabah oldu dertler geçti üzülme artık anlamına gelir. yarı türkçe yarı ingilizce olmasının sebebi ise (hemmen düşünüyorum 1 sn) efenim 1 kelime 1 kelimedir. hello demeyi bilmek bile hayata karşı pozitif olduğumuzu niyetimizin iyi olduğunu gösterir. hello sanşayn okuyunuz.. okutunuz.. (bence yapalım yani güzel olur hani)
az önce "Atatürk öldü biliyo musun" diye ağlayan küçük kızın videosunu izledim. canımsın dedim. dün akşam da minicik bi veletin I will always love you performansını izledim. ohannes...(http://www.facebook.com/home.php#/video/video.php?v=1028653647952&ref=nf)
yatmadan önce yeni bi dua: İsrail dur artık...

taşındık.. (camiyi dön bakkala sor)

yeni odamımızın manzarasıdır kendisi. hayırlı olsun bence de. ağaçla iyi anlaşacaz gibi şimdilik. odanın tek marjinal yanı, içinde Ays Bar yapmaya müsait oluşu. O kadar soğuk ki, dün gece buzdolabının kapağını açıp yattım ortalık biraz ısınsın diye. İmecın sevgili okur..
gerçi şu an ahıra bile yerleşsem sevincimden göbek atarım. j bloktan kurtuldum ya. oh yandanyandan...
çok acıktım, biyokimya çalışır gibi yapıyorum. marketten bişiler almak lazım odaya.ama artık market, siti, beycafe, bölüm, durak.. herşey çok uzak. yürü yürü bitmez bu karda kışta.
artık bahar gelmeli bence. 2009dan baharın gelmesini beklicem. başka dileğim yok.
yalan. bisürü dileğim var. ama evde (bölümdaşlara gelsin)
bay dı vey, ceren, melike, imge, aslı.. hepinize milyorlarca kez teşekkür ediyor binlerce kez sizi içtenlikle kucaklıyorum. 31 aralık günü kendinizi yılbaşı telaşesinden ayırıp taşınmama yardım ettiniz, dertler benim çile benim mutluluk sizin olsun. mervecim sen de niyet ettin ama gelemedin aynı süper dileklerim senin için de geçerli annuşkam.
yılbaşı gecesi garip dans eden sarı kazaklı insan, elbise giyer gibi yapmış ama giymemiş hatunlar, kırmızı kazaklı sadece amfiye oturan adam ve yandaşı kızılkafalı gri kazaklı eleman ha bi de süpersalak nedjima çalışanı... onca dumana, gürültüye, Bio'dan sonra çıkan çalamayan gruba rağmen eğlenmemi sağladınız. teşekkürü borç biliring.
bu arada kırmızı kazaklı arkidiş burayı okuyorsan eğer, sana ben çelme taktım. bi daha melikeye yan gözle bakıp rahatsız etme çelmelere falan takılma orrayt..
ya kimseyi arayıp ya da mesaj atıp mutlu yıllar demedim. siz demiş varsayın. benim dememle süper yıl yaşayacaksanız buyrun hayırlı olsun. mutlu yıllar.

bloğa playlist eklemeye çalışıyorum, beceremedim. siz benim için oasisten live forever dinleyiverin bi.
ben yalnızken haberleri izleyince anneanne moduna bağlıyorum. dün gece haberleri izlerken şırıl şırıl ağladım. 7 genç ölmüş doğalgazdan zehirlenip. Gazze haberlerine geçti, zırıl zırıl ağladım. içimde potansiyel bi gözyaşı var havaya suya ağlıcam yakında sanırım..kısmet tabi
imge aslı dilda..bu akşam kütüphanede ders çalışalım çucuklar. görüşenzi mucukella.