25 Mart 2009 Çarşamba

daldan dala

masamın lambası ısınınca sönüyordu. idareye söylemeye üşeniyordum. dayanamadım önceki hafta söyledim. teknisyen ne zaman gelir muallak dediler. eyvallah dedim. odaya girdiğinizde sağ tarafta olan masanınki bozuk dedim. yazdı teyze. dün genetik çalışıyordum. lamba zırt pırt sönüyor, matlaştırılmış kuşe kağıt parlıyor..
öbür masayı çektim camın önüne, açtım perdeleri. oh mis gibi ışık girdi odaya. f bloğa giren çıkana bakıyordum dersten sıkılınca. bundan sonra süper ders çalışırım ben burada lan diye sevinerekten sabahın 5ine alarm kurdum ki son yıllarda en erken saate kurduğum alarm oldu kendisi. alarm çalınca üşenmedim kalktım. oturdum derse. bir daha bu çalışmayı son güne bırakırsam köpekler işesin kapıma dedim. çalıştım, çalıştıkça mallaştım. sonunda hiçbişi bilmeyerek ve bildiklerimden de emin olmayarak girdim sınava. sınav da bana girdi. 3 şubeyiz. 2 şubenin soruları ortak test, bizimki sıçmık. (uzun zamandır küfür etmezdim tutardım kendimi. bu blog temiz kalacaktı ama daha fazla tutamıyorum kendimi). sınav bildiğin sıçmıktı. evet. (bu arada sıçmık lafına çok gülüyorum ben ahaha) neyse. ön sayfa klasik ful. orta sayfa 20soru doğru yanlış. yanlışları da düzelteceksin bi de. son sayfa böyle klasik boşluk doldurmaca arası bişi. sonuna başarılar yazmışlar. tabi çalışan yapıyor, ama çok kırma gözün sevem hoca yazasım geldi. of. neyse ki ilk vizelerin son sınavıydı kendisi. 8nisana yetiştirmem gereken ödevi saymazsam nisan sonuna kadar boşum. bunun sevinciyle taze taze aldığım penguen'i okudum kütüphanenin göbeğinde. hah hah sınavlarım dercesine güldüm esprilere. çok eğlendim insanların pis bakışlarına. zira önceki gün ders çalışmaya çalışırken yan masadaki arkadaşlara bildiğin çıkıştım sessiz olur musunuz diye. bi de pis bi bakışım var sanırım. öyle bakınca çocuk önce bi şaşırdı, sonra boynunu büküp süper ince bi sesle pardon dedi. efendi ol ciğerimi ye dedim içimden.
İstanbul'u özledim. bildiğin özledim yahu. geçen sabah meliyka pükpükler sabah okulda olduklarını yani odadan çıkıp sitiye gitme vaktimin geldiğini haber ederlerken ah ulan şimdi taksimde yürüyor olacaktım. bu saatte kimse de yoktur bomboştur mis gibi diye iç geçirdim.. beşiktaşta bi çay içmek olsun. sarıyerde börek yemek olsun. neyse ki haftasonu gidiyorum yoksa bi yerim şişecek burlarda.
artık mangal vaktidir!
artık rakı vaktidir! haydi gençlik..
ahaha unuttumdu ne anlatacağımı. of konuyu öyle bi dağıtmışım ki. ahaha. ya işte masa lambalarından biri yanmıyordu ya. heh. güzelzekalı teknisyen gitmiş yanan lambayı sökmüş yeni lamba takmış. saygı duydum kendisine. devletin malı deniz yemeyen...
neyse çok daldandala olmadı bu. hadi yine iyiyik.
hala İnebolu'da arkadaşım yok. pof..

0 şahıs gencim güzelim diyor:

 
;