Ah bee! o kedi kaçar mıydı be abicim!
şimdi efenim İstanbul'da havalar pek soğuk malumunuz. ben de sabahtan beri dışarda hayvan seviyorum. 3 kedi, 2 köpek sevdim ço şükür. yaklaşık bi saat önce eve geldiğimde apartman kapısının önünde kedi buldum. aman dedim ben bunu da sever ve hatta yerim dedim. lakin ki elimi sürmemle yummmuşacık tüyleri olduğunu farkettim. gel küçük dostum dedim, kucağı hakketti nihayetinde. kucağıma almamla gurrlaması bi oldu. aman da ben bunu bırakamam dedim. dışarda da ben üşüyecektim. kaptım kediyi kolumun altına, çıktım merdivenleri. işte burada gerilmeye başlayabilirsin okur. dım dım.. dım dım.. zili çaldıım.. dım dım.. annem kapıyı açtıı... anneme kediyi göstermem, "anne baak" dememle kapının suratıma kapanması ve kilit üzerine kilit atılması bir oldu. öyle göt gibi kaldım kapıda. hadi anladım kapıyı kapıyorsun, ne diye 35 kere kilitliyorsun be kadın?! yook...
bi kutu, biraz gazete, biraz da süt koyup apartmanın önüne koydum cancağızı. boynum bükük kaldı :/
hala da o kilit olayını anlamıyorum arkadaş! sanki insan yiyor mübarek.. tövbee