30 Aralık 2010 Perşembe 0 şahıs gencim güzelim diyor

90'dan dönen kedi!


Ah bee! o kedi kaçar mıydı be abicim!
şimdi efenim İstanbul'da havalar pek soğuk malumunuz. ben de sabahtan beri dışarda hayvan seviyorum. 3 kedi, 2 köpek sevdim ço şükür. yaklaşık bi saat önce eve geldiğimde apartman kapısının önünde kedi buldum. aman dedim ben bunu da sever ve hatta yerim dedim. lakin ki elimi sürmemle yummmuşacık tüyleri olduğunu farkettim. gel küçük dostum dedim, kucağı hakketti nihayetinde. kucağıma almamla gurrlaması bi oldu. aman da ben bunu bırakamam dedim. dışarda da ben üşüyecektim. kaptım kediyi kolumun altına, çıktım merdivenleri. işte burada gerilmeye başlayabilirsin okur. dım dım.. dım dım.. zili çaldıım.. dım dım.. annem kapıyı açtıı... anneme kediyi göstermem, "anne baak" dememle kapının suratıma kapanması ve kilit üzerine kilit atılması bir oldu. öyle göt gibi kaldım kapıda. hadi anladım kapıyı kapıyorsun, ne diye 35 kere kilitliyorsun be kadın?! yook...
bi kutu, biraz gazete, biraz da süt koyup apartmanın önüne koydum cancağızı. boynum bükük kaldı :/
hala da o kilit olayını anlamıyorum arkadaş! sanki insan yiyor mübarek.. tövbee
0 şahıs gencim güzelim diyor

şükür namazı taym

Aaa!
Nasıl olur da size bahsetmem? Cık cık ..
Çook şükür Yaprak Dökümü bitti. Dizinin başlaması benim Ankara'ya gidişime denk geldi. dolayısıyla 5 yıl evden uzakta kaldığım için fırtınayı çok yaşayamadım. Ancak şu son bölümlerden koruyamadım kendimi. Dün gece sonuna yetiştim. (yetiştim?) ya işte annem izliyordu, değiştirmeye kıyamadım. dizide kardeşler birbirine sarıldıkça annem ağlıyor. kalkayım anneme sarılayım dedim, hoşt demeye başladı. neyse efenim evin gençleri olaraktan tahmin ediyoruz az çok, son zamanlarda kurbağa gibi bakan Ali Rıza amcacığımızın vefat edeceğini. lakin ki bunu anneme söyleyince kendisi adeta korku filmi izliyormuşçasına "haayır, ölmesiin.. oof bakamam ben şimdi çocuklar" diyip hırkayla yüzünü kapatmaya çalıştı. evet.
neyse çok uzatmıcim, dizi bittiği için çok sevinçliyiz ancak mutluluğumuz bozulacak diye endişeliyim sanşayn. Zira her an bi sinema filmi çekebilirler. acımaz yaparlar vallaha.
Size diziden bi fotoğraf koymak isterdim ancak bu daha gerçekçi oldu. adeta yaprak dökümü. (bkz. senesens olayları in bioloci, meheheh)
0 şahıs gencim güzelim diyor

Santa'nın selamı var

"Yılbaşı akşamı ne yapacaksın, bilmiyorum hacı sen ne yapacaksın, hiç bilmiyorum ne yapalım, bilmiyorum valla onlar ne yapıyormuş, bilmiyorum aga onlar da beni aradı geçen "siz ne yapıyorsunuz yılbaşı, ona göre biz de plan yapacağız" diye, o zaman birlikte bir şeyler mi yapacağız, bilmiyorum eğer biz bir şey yaparsak onlar da dahil olur yani, o zaman düşünelim sonra onlara da haber veririz."
Yüzyıllardır süregelen hindiden daha gerçek olan yılbaşı geleneği. Sağolsun Erman Çağlar dile getirmiş bu hafta. Evet yılbaşı geyiklerine doyamadım hala görüldüğü üzere :)
Not: Yüzümdeki şişlik indi biraz bugün. Tüplerce kan verdim. Böbreklerden şüpheliyiz. dananın kuyruğu yarın gopçek. hadin hayırlısı :)
28 Aralık 2010 Salı 0 şahıs gencim güzelim diyor

muunfeys


ayyüzlü byk gururla yazar!
insan vücudu ne muhteşem değil mi. her sistemin bir çalışma prensibi, her hücrenin bir amacı var. herşey birbirine bağlı. ne kadar mucizevi halkalar değil mi. resmen gözlerim yaşarıyor. (allerjiden oysa gerek..)
allerji mi? oysa benim hiçbir şeye allerjim yoktu. gerçekten. yemeklerle aram şahane, ağaçlarla aram süperdir. benimle allerjinin ne alakası var şimdi?
öhm öhüm..
gregor byk o sabah uyandı, yatağından kalktı. yüzünü yıkarken bir gariplik hissetti. elleri çok pütürlüydü sanki. kendisini farkettiren yüzündeki aşırı hisliliğin bilincine varan byk, aynaya dikkatle bakmaya ve suratının ay parçası gibi olduğunu (büyüklük baabında), göz altı torbasının ne kadar büyüyebileceğini morfolojik olarak görmüş oldu. oha dedi. buz süreyim torbalara iyi gelir dedi. buzu suratına sürmesiyle hissettiği serinlik o kadar güzeldi ki uzun süre yüzünü buzladı. oluşan tatlı pembelik yerini morluğa bıraktı. deri şiştikçe şişti, gerildikçe gerildi. bütün gün güneşin altında yanmış kavrulmuş derilere, sabahtan akşama kadar deniz kenarında güneşlenmiş yaşlı insan cildine döndü. en olmadı yoğurt sürerim lan diyordu doktora giderken. yüzünün kaşınmasını hiç hesaba katmamıştı. doktorun verdiği dandik hapı yutup beklemeye başladı.
haaala da bekliyor. yüzü şiştikçe şişiyor. ince mimik çizgilerinden eser kalmadı. gülmeye çalışırken kısılan gözleri, göbeğini kaşıyan bir böceğin surat ifadesine benziyor.
yarın başka doktora.
ayyüz ismi bana yakışmadı. (zaten zibilyon tane adım var ço şükür..)
ne diyorduk başta? heh. insan vücudunun ne kadar mucizevi olduğundan, aman da herşeyin birbirine bağlı olduğundan falan fıstık. efenim. dediğim gibi bildiğim kadarıyla birşeye allerjim yok. zaten dün de yüzüme garip şeyler sürmedim, acayip şeyler yemedim, hatta yemek bile yedim sayılmaz. düşünüyorum da bu hale gelmeme tek birşey sebep olmuş olabilir, o da stres. çağımızın hastalığı, başdüşmanımız! dertler de bizim olmasın çile de. zaten sabahtan akşama kadar yüzümü kaşımadan durabilirsem kendimi derviş sertifikası verecekler.
velhasıl böyle cancağızım. sinir stres evlerden ırak ola. dinimiz amin.
27 Aralık 2010 Pazartesi 2 şahıs gencim güzelim diyor

yiniyıl

27.Aralık.10 00:29
(tarih atma şeysini halledemedim hala evet)
yiniyıl yiniyıl yiniyıl dediiik, bi senenin daha sonuna geldik.
bu sene hiç telaşe etmedim. aman ne yapsam da nereye gitsem, kimlerle olsam vs. İstanbulda olacağım kesin. ee? kalabalık yerlere de gitmicem. (et ellemeyi seven insanlarımız var malum.) ee? ne kalıyor geriye? Arkadaşlarla ev ayarlayacan da, organize olacak da..
ki bu son anlattığım yolu dener gibi olduk. baktık olacak gibi değil ben de tümden caydım. yeniyıla evde girecem ancak hazır yeniyıl demişken kendimi tutamıyorum vee..
yeniyıla kafam girsin demek istiyorum! sabaha kadar bunun geyiğini yapmak, bütün mesele kafada diye devam ettirmek niyetlerindeyim.
niyetimi bozdum ağalar! (açılın musallat geliyor..haha)
26 Aralık 2010 Pazar 0 şahıs gencim güzelim diyor

istek?

İyi geceler efenim. Günlerdir uykulara doymadım. Nasıl olsa yarın da bol bol uyuyacam diyerekten uyumaya üşenip müzik dinliyordum. Bülent ağbimiz albüm çıkarmış ço şükür. onu dinliyordum. Albüm, kapağından belli ediyor aslında kendisini. hemen hemen bütün şarkılarda bi deniz, aman efendim bi ada, biraz da yağmur mevcut. Şimdilik en favorim "denize doğru" zati.
Bülent ağbimiz çığlıklarımı duymuş bi de bana özel parça yapmış:
sözleri:...sana bir şey söyleyeyim mi, iyi meslek yoktur
mesleğini iyi yapan insanlar var...istediğini yap çok geç kalmadan, var güç olmadan, istediğini yap her şey bitmeden...
İşsizoğluişsiz ben için çok anlamlı oldu gerçekten. hani derdim tam olarak işsizlik mi onu da anlayamıyorum artık. biyolog olarak işsiz kalacağıma... Bugün nerde duydum hatırlamıyorum, belki de başka bir şarkıda geçiyordur bilmiyorum. şey diyordu, işte uğruna ölünecek amaçlar..(blogyazarınız bu sırada internetteçok mühim araştırmalara başlamıştır. "acaba gerçekten şarkılardan birinde mi geçiyordu da aklımda kaldı lan" demiştir ve diğer şarkıların sözlerine bakmıştır. veee bingo!) "..hiç bir şeye inanmadım, uğrunda ölecek kadar, inananlara imrendim, yaşamak çok kolay.." (ayrıntılar adlı şarkıda geçiyormuş.)
öyle böyle derken neyse efenim. en iyisi susayım ben yine falan fişmekan. gudnayt siliptayt.
Not: başlık az biraz şarkıyla ilgili olsun dedim, nitekim bulamadım. bu sefer de istanbul teknoloji şeysi kısaltması gibi oldu. artık kısmet. kısmet de neyin kısaltması gibi varın siz bulun. bulun da neyin kısaltması diye devam edeceğim ancak ve sancak, blogsahibinin bir takım yakın akrabalarının diye cevap verdiğinizi duyuyor, müsait yerlerinizden kınıyorum sizi. tenk yü.
24 Aralık 2010 Cuma 0 şahıs gencim güzelim diyor

reşit mi, o da ne?


evde izdivaç programlarını izlemektense sinemaya gidelim dedik. zaten uzun zamandır gitmemiştik. Ateşle Oynayan Kız'ın seansı uygundu. bilet almak üzere kuyruğa girdik.
görevli 18 yaş sınırı olduğunu, yaşımızın buna engel teşkil edip etmediğini sordu. Yaşımızın sorulmasına o kadar affalladık ki cümle bile kuramadık. Dumurumuza dumur katmak üzere hebehöbede dedik. Adam da kimlik istedi. Ben yüksek lisans kimliğimi o da ehliyetini gösterdi. kibar bi gülümsemeyle biletleri uzattı nazik adam...
18 kiiim ben kim.. kadayıf oldum ulayn!
Not: Kitabı daha iyiydi. Gerçi hiç bi aksiyon kitabı Melekler ve Şeytanlar kadar şükela olamaz ya benim içün. neyse :)
22 Aralık 2010 Çarşamba 0 şahıs gencim güzelim diyor

dı longıst nayt

"Senenin 'aman sabahlar olmasın gecesi'nin gündüzü neyledin ey bürcü?" derseniz?
ARABA KULLANDIIM! derim. ehuehuee
Olm resmen rampaların ustasıyım ya. Gerçekten bak. Mütevazilik yapmak istemeyrum ancak maalesef öyle. Direksiyon dersinin hemen sonrasında aile üyelerine mesaj attım. "Noolur bana araba alalım yalvarıyorum" deyü. Lüffen yau.
Buna ek olarak bugün başka ne mi eyledim?
Yemekteyiz izledim, küfür koleksiyonumu genişlettim. Bela okuma sayısında rekor üstüne rekor kırdım!
Saba Tümer'in programına maruz kaldım yine yeni yeniden. nefim nefim nefret ediyorum kendisinden. of lan. (aha bi de kepçeymiş kadın, şimdi saçlarını kulakarkasına atınca gördüm. hahahoyt)
Hava yine şahaneydi. Böyle bi dünyaya varım diyorum. Nefis şahane. İşim gücüm olmayaydı kesin Büyükada'ya giderdim ha. çok özledim çok.. Zaten dürbünü kullanmak kısmet olmadı daha :/
Geçenlerde bugüne kadar içtiğim biraları düşündüm..Of ki ne of.. Galon cinsinden gitmek lazım.

Dün mp3çalarına yedek pil almayı unutan ben, bugün çantasına 8 tane pil attı ancak bilin bakalım neyi unuttu.
tenk yüğ.
Velhasıl aman sabahlar olsun. Artık iş bulayım. Belgesel sanayi duy beni lan!
Not: Madem en uzun gece. O zaman öküz gibi uyumaya varım diyooğğm.
21 Aralık 2010 Salı 0 şahıs gencim güzelim diyor

20Aralık

hellolar hellosu.(gecenin bi vakti hello demek bi garip olsa da varsın sana bişi olmasın gulüm.)
efenim bugün İstanbul'da hava şaahaaneydi. bölümde tişörtlen gezdim. he evet ben. her kış donan, yakacam lan bu kampüsü vaadlerinde bulunan ben..
neysecüm.
efenim hala işsizim. velhasıl bu size mini playlist hazırlamama engel teşkil etmiyor. (teşkil etmek dediii!)
Sıralama yapmaya kıyamıyor gönlüm. alın size 20Aralık parçaları ve onların nasıl bu listeye girdiklerini anlatan muuhteşem hikayeleri!
Birsen Tezer - İstanbul.
Efenim sabah iskelede vapurun gelmesini beklerke mp3çalarla konuştum içimden. ya dedim, nolur bi parça çal o da Ankara'yı hatırlatmasın gözünün yağını yiyem dedim. Tak diye hemen bu şarkıyı açtı, martıları izlerken dinleyekaldım. ço şükeladır zati.
Levent Yüksel - Tuana.
Bu da yine vapurda ancak bu sefer akşam dönerken aklıma düştü. Zira mp3çaların pili bitmişti (hoş, içinde yoktu bu şarkı) neysecüüme. eve geldim bol bol dinledim. depoyu fulledim ağbi.
ya esasında bu sıralar bolca dinlediğim nice şarkı var ancak diğerlerinin hikayesi bunlar kadar sürükleyici değil, dolayısıyla hepinizi müsait yerlerinizden öpüyor uykuya dalmadan evvel Makis Abliantis'in Kısmet adlı parçasını dinlemenizi öneriyorum. haydin hayırlı traşlar..

Yarın direksiyon dersi var leyn! Sınavdan büyük ihtimalle kaldım ancak direksiyondan havada karada geçiciim beybi.. B)

18 Aralık 2010 Cumartesi 0 şahıs gencim güzelim diyor

deus ex machina hasreti

ilk başlarda çok saçma gelmişti absürd tiyatro. sinirim bozuluyordu mantıksal bi bütünlük oturtamayınca. derken sevmeye başladımdı sonraları..
ha niye mi bahsediyorum?
bugünlerde Godot'yu bekler olmuşum. onu farkettim.

*deus ex machina da ayrı güzel bi kafadır. "Antik Yunan döneminde yazılan tiyatro eserlerinde, eser yazarlarının çok sık başvurduğu bir yöntemdir. Hikayenin gidişi öyle karmaşık, içinden çıkılamaz bir hal alır ki, artık yazarın üretebileceği ilginç bir çözüm kalmaz ve sıklıkla başvurulan bir yöntem olarak da mitolojik tanrılar bir anda ortaya çıkarak olaya müdahale eder; ölmesi gerekeni öldürür, kurtarılması gerekeni kurtarırlar." vikipedinin selamı var.
3 şahıs gencim güzelim diyor

açılın ben biyoloğum

baştan söyleyeyim bugünkü ehliyet sınavında ilkyardım sorularının cevaplarını kaydırmışım. sonra sınavdan kalınca vay efendim biyolog halinle geçemedin mi böhöhöyt demeyin. dalabilitem var. tenks.
0 şahıs gencim güzelim diyor

hep öyle hep öyle

yarın ehliyet sınavı var. hadi biyolojiyle olan ilişkimi anlıyorum, senelerin biriktirdiği bi kaba et ve neticesinde buna duyulan güven var ama bre burcu bu ehliyette nerene güveniyorsun da çalışmıyorsun derseniz, vallaha ben de anlamadım ağbey derim.
zaten bu aralar öyle bokum gibiyim ki kelimeler yetmiyor. hani dipteyim. artık ayaklarım yere değiyor. öyle böyle değil..
neyse yarın sınav var. uykum var. net bi çalışmam yok. sabah kalkıp okuyacam. sonra ehliyeti bakkaldan mı aldın derseniz üzülmem kırılmam. mantıkla çözmeye çalışıcam işte neyliyeyim. ters zamana denk geldü.
evet yazmıyorum gayri. havalar soğuk. martılara bakıyorum ben de zaten. vapur seferlerinin iptal olmasından korkmasam büyükadaya gidicem de..
öyle işte.
hep aynı hep aynı.
bu arada dürbünü aldım. havalar şahane olduğundan evdeyim ya yakında bi tarafıma eklerim kendisini. yeş.
11 Aralık 2010 Cumartesi 0 şahıs gencim güzelim diyor

bakışlara gel

evet, haftanın karikatürü kendisi. :)
0 şahıs gencim güzelim diyor

koruyom ben ya mantalitesi

http://www.istanbul.gov.tr/Default.aspx?pid=212
İstanbul İli Çevre Koruma Vakfı
ben size napıyorlar özetleyeyim. (sayfada üşenmemişler yazmışlar gerçi) nedense hep bahçe düzenlemesi, oda düzenlemesi..
tam bir Çevre Koruma Vakfı cidden.
"ülkenin doğal bitki ve hayvan varlığı ile tabii ve tarihi zenginliklerin korunması için maddi ve manevi katkıda bulunmak ve bu amaçla yeni kaynaklar sağlamak.."

sizin amacınızı seveyim.
6 Aralık 2010 Pazartesi 0 şahıs gencim güzelim diyor

para mı, o da ne?

bazen iyi ki param yok diyorum. olsa anında tüketecem çünküme.
zira şu an param olsa alacaklarım ahanda şunlar.
blonde redhead albümleriyle başlar, tiyatro sinema konser biletleriyle devam eder, birkaç botanik bi de kuş kitabı ekler, dürbün alır, alkol köşesi hazırlar, şahane manzaralı tabandan tavana camları olan bir ev alır, bir de araba alırım.
daha yazarım da yazmayayım. züğürdün çenesi misali..
5 Aralık 2010 Pazar 0 şahıs gencim güzelim diyor

5 aralık, kış geldi diyollağ

öncelikle destur mahiyetinde gudmornik çakayım bi. nasılsınız efenim. hamıdlar ola daha daha iyiyiz çok şükür..
cumartesi yaz mevsimi, pazar günü kış mevsimi. tam da dualarımın ebediyen kabul olduğunu düşünmüştüm. bir daha kar görmeyecektim ne güzel.
yalnız size bişi itiraf edeyim mi? dün öğrendiğim bi bilgiyle artık kışın gelmesini istiyorum. bazı kuşlar varmış götkesen soğuklarında geliyorlarmış istanbula anca. ha gidip göremicem büyük ihtimalle ama olsun. (bkz. ben iyiden iyiye kuşçu oluyorum ağbi)
evet beybifeysullahlarım. kahvaltı neyim yapıp düz duvara tırmanmaya gidicim. kaslarım yine yumuş yumuş oldu. (karın kasım hariç, mehehe) (olm bira göbeğim bile olmuyor, kaslar izin vermiyor ahah)
içerden tv sesi geliyor. western bi film oynuyor sanırım. anlamam ki neden bu filmler hep sabah yayınlanır.. red kit de sabahları olurdu. lan? yoksa? ne demeye çalışıyoğuz olm siz?
o değil de yazın megabisiklet turu ister gönlüm. espri falan yaparım üzmem sizi. beni de alsanıza leyn
29 Kasım 2010 Pazartesi 0 şahıs gencim güzelim diyor

cikcik


bence ben kuşçu oldum. evet. baksanıza bi dürbüne 150tl vermek üzereyim. gözlemlistesi oluşturmaya başladım. kadıköye daha bi bayılır oldum. martıları ilk bakışta türlerine göre bilmeme çok az kaldı. tabii evet.
çok gezen mi çok okuyan mı bilir kısmının, gezemediği için okuyan kısmından, gerek doğa rehberi arazi kitabı olsun, gerek trakuş ailesi olsun artık isimden bahsedildikçe kuşların kendisi gözümün önüne geliyor yavaştan. tabii..
hatta rüyamda ibibikler, balıkçıllar, mukallitler görüyorum olm sen ne diyorsun.
zaten rüyadır beni evhamlandıran tamam kuşçu oldum dedirten.
artık rahat rahat feysçükten kuş gözlem sayfalarını layk edebilirim. oh yes.
bi de bugün sığırcıkları gördüm kadıköyde. geçen de gri balıkçıl görmüştüm yine kadıköyde. kadıköy beni şaşırtmaya devam ediyor. bu hafta da dürbün alacam işte o zaman kertiklere gel. üf yavrum.
dur lan yazayım kertoları :)
gümüş martı, ince gagalı martı, karabaş martı, gri balıkçıl, sakarmeke, sığırcık, serçe, ağaç serçesi, çam baştankarası, kızılgerdan, sinekkapan(hangisi bilmiyorum?), ak kuyruksallayan, yelkovan, karabatak, leylek, yeşilbaş ördek, balaban, şahin, kızıl şahin, ak kuyruklu kartal, kaya kartalı, atmaca, kerkenez, kızkuşu, güvercin, kumru, ebabil, kırlangıç, ağaçkakan, alakarga, saksağan, ekin kargası, leş kargası, kuzgun, ispinoz, saka...
evet net olarak gördüğümü hatırladıklarım bunlar. not almadığım için unuttum tabi ankaradaki ve erzurumdaki diğer gördüklerimi. dolayısıyla kendi kendimi kınıyor, bunu kabul etmiyor, oturmaya da bekleyorum. si yu.
( fotoğraf trakuştan alınmıştır. bkz. http://www.trakus.org/)
28 Kasım 2010 Pazar 0 şahıs gencim güzelim diyor

yandı lan!

http://www.youtube.com/watch?v=jTWcbDHUv3g
yemin ediyorum izlerken ağladım. sinirlerim sümükleşiyor belki yine bugünlerde. ondan mıdır bilmiyorum. çok moralim bozuldu, çok üzüldüm ya. of.. böyle tarihi bi binanın nasıl olur da her ihtimale karşı mantığıyla iftaiye bulunmaz anlamıyorum. Resmen yandı lan. Resssmmenn!
Off...
oldum olası kadıköy beşiktaş hattını kullandım. oldum olası vapurla geçmeye çalıştım. Haydarpaşa'nın o kadar hoş bi yeri var ki gönlümde, istanbulu istanbul yapan şeylerden biri benim için. ondan bu üzüntü sanırım. :(

27 Kasım 2010 Cumartesi 0 şahıs gencim güzelim diyor

kalbim dağlarda gezer ömrüm yollarda geçer

alayına isyan diyerek başlık rezilliğini sonlandırıyor, ço edebi yazılarıma geçiyorum efem.
çift cinsiyetli isimler yasaklansın, yerine belgesel yayınlansın.
efenim bugün tam 6 saat bir bireyin erkek mi dişi mi olduğunu anlamaya çalıştım. kah bey dedim kah bayan. en son erkek olduğuna karar vermiştim ki kızoğlankız olmasını öğrenmemle bir kez daha dumur oldum. ay heyt yu çiftcinsiyetliisimler!
trafik sıkışıklığı yasaklansın, yerine uzay çağı yaşansın.
efenim bugün tam 3 saat boyunca evime gelmeye çalıştım. ömrüm yolda geçti. ataşehir tarafından kadıköye geldim bi şekilde. beşiktaşa vapur seferlerinin iptal olduğunu görmemle yanağımdan yaşların süzülmesine engel olamadım. (sabah beşiktaşta da aynı manzarayla karşılaşmıştım) Velhasıl otobüse bineyim mecidiyeköy taksim neyime giden, bi şekilde avrupa yakasına geçeyim dedim. ulan bu seferde durağı bulamadım. kaldırmışlar komple kulubeyi. hareket amirliği sağolsun meydanın en bakmadığım alanını gösterdi de bindim. adama soruş şeklim de şahaneydi ha :"ya buradan taksime mecidiyeköye giden otobüsler falan vardı 110lu 120li falan, noldu onlar?" ahahah
neyse efenim. bindim ben otobüse. şöfor dahil 5 kişi olduk. bi tane genç çift. bi tane genç oğlan. bi tane de kadayıf ben. amca hemen köprü yoluna girmedi bi güzel dolandık önce. kırk kere metrobüs durağının önünden geçtik. yok lan inmiyim gideriz heraldeyse dedim. ulaaann.. otoyola bi çıktık. metrobüsle hizama bakıyorum. kendisi kalkış durağından itibaren 3 durak geride bırakmış. biz o yolu 1.5 saatte geçtik. o bi buçuk saatte uyuudum, uyandıım, kitap okuduum, bitirdiim, müzik dinlediim, albüm bitirdiim, deftere en az 5 sayfa yazı yazdım, anamı aradım eve gelemicem bence hakkınızı helal edin dedim.. yine de geçmedi zaman ulan. bi de bi sıcak oldu bi serin. salak olduk iyice. en son bi baktım dışarı. millet inmiş yürüyor. amca haykırdı, gençler siz de yürüyün isterseniz diye. aç amca dedik. otoyolda yürüyoruz iyi mi. bi biz yürüyoruz bi simitçiler, bi çiçekçiler. otoyolda en sol şeritte yürümek de varmış burcu dedim. metrobüs yolunun bariyerlerinden atlayıp medeniyete kavuştum.
ve o an düşündüm dostlar. ben bu memleketin neresine ehliyet alayom. böyle trafikte arabanı bırakıp metrobüse atlayabiliyon mu he. atlayamıyorsun. dolayısıyla bir kez daha alemin gördüğü en büyük salak benim diyor münasip yerlerinizden öpüyorum.

26 Kasım 2010 Cuma 0 şahıs gencim güzelim diyor

horhor

o kadar uykum var ki seni bile yiyebilirim. nasıl bu kadar uykum oluyor anlayamıyorum sanşayncım. sanki sabahtan akşama kadar halısahada maç yapıyor, sanki buradan bartın'a kadar yürüyor, sanki uludağ'ın zirvesine tırmanıp aşağıya uçuyorum. ne çabuk yoruluyorum arkadaş.
yoksa kış mı geliyor he?
yazının devamını getiremeyip yastığa değil baş koymak, kendisine bakarken uyuyacağım yavrum. ancak üşenmeyip ehliyet kursundaki muhabbeti aktarazam size.
işte akşamüzeri gittim kursa. dedim annem benim kaydımı yaptırmış ben de kitap neyim alacağdım diye. nüfus cüzdanı fotokopim yokmuş onu aldılar, bu arada işte soruyorum hangi arabalarda direksiyon sallayacam diye. dedi fiat palio. enam dedim. en sevdiğim. o benim ilk sürdüğüm arabadır ya dedim. işte otoparkta kullanmıştım, arkadaş daha anlatmaya başlamadan bas gaza burcu misali gitmiştim ben dedim. çok güzeldi yaa dedim. hoca da işte güldü a ne güzel falan dedi. dedim sonraki çalışmalarda tabi tavşan gibi zıplattığım da oldu dedim. o ne dedi. gaza debriyaj(öyle mi yazılıyo lan?) ayarını tutturamayınca araba zıplar ya dedim. tavşan benzetmesini ilk kez duyuyorum hehe dedi. hehe dedim. işlemler bitti, tam oradan çıkarken, internetten çıkmış soruları çöz dedi. dedim ben bi kere çözmüştüm 70 neyim çıkmıştı dedim. hadi yaa iyiymiş dedi. hiç güvenmeyin össyi de sallayarak kazandım ben dedim. ahahahah diye sesler geliyordu kapıyı kapadığımda.
adını hatırlayamadığım sürücü kursum, avcumun içindesin bebeyim. esprilerimle yerim seni.
24 Kasım 2010 Çarşamba 0 şahıs gencim güzelim diyor

öğrenci gibiyim miyim

  • merhobolar sanşayn.
  • öncelikle geçen günkü sınavların nasıl geçtiğini söyleyeyim. yüksek lisans bu mu arkadaş? inanolsun hüzünlendim sınavdan sonra. böyle kolay sorular, böyle tolerans mı olur yarabbim. soruları biz yazdık, cevapları biz yazdık, hoca zaten bi ara çıktı gitti falan böyle. yazmadım o kadar ayrıntılı cevap. içim elvermedi. arı neyim vardı odada onları izledim. sınavdan sonra vapura döndüm. başımı öne eğdim kederden. düşün...
  • işte yıldız üniye gidiyorum bi de. nihayetinde evde değilim artık. marmarada biyoloji, yıldızda kimya. öyle inek gibi koşturduğumu sanma, hala serbest meslek erbabıyım. rahat.. tın..
  • ha bi de bugün ehliyet kursuna yazılmışım. anneme git bi sor dedimdi. kadın sormakla kalmamış şak diye kaydımı yaptırmış. allah razı ola. yoksa ben haala üşenirdim. (rampaların ustası olacam layn!)
  • bkz. karaköy'e basılmış olan akbilimi almaya gitmeye üşenmem gibi. 1 ay sonra akbiller yenileniyor, yeni kart çıkartmam gerekecek ahaha.
  • son gelişmelerden bir diğeri bizim kuş (evde muhabbet kuşumuz var) çok ürkek olduğu için kendisini pek ellemiyor, kafesinden çıkarmaya zorlamıyor dolayısıyla iki aydır kafesinde müebbet konaklıyordu. geçen gece kanatlarını kanata kanata yolmuş. el (uçma) teleklerini koparmış. kafesi kan içinde bulduk! kulak kadar kaldı kanatları. 2 gündür alıyoruz zorla halıya falan koyuyoruz. yürütüyoruz hayvanı, spor neyim olsun diye. daha iyi gibicesine. umuyoruz iyi olacak yani :/
  • yazının kapanışını da öküzlüğümü anlatarak yapayım. efenim bi gecede 6 bira içer olmuşum. sapasağlam da kalkıp eve gidiyorum. va anasını diyor müsait yerlerinizden öpüyrüm. mucukella
22 Kasım 2010 Pazartesi 0 şahıs gencim güzelim diyor

okuyor muyum ben ya?

12 saat sonra iki tane sınava gireceğim hala çalışmaya başlamış sayılmam. kendimdeki rahatlık garip gelmeye başladı artık. nasıl yüksek lisans lan bu diyorum arada. Evet sanşayn, tarihe tanıklık et istedim. yarın sınavlardan sonraki halimi şimdiden merak etmekteyim. Sıçtın mavisini arıyor gözlerim ancak şu an en fazla "Osurdun mavisi" olur burada. Pisleşmek istemiyorum yanlış anlama kuzum. Zerre kadar telaşım, gerginliğim efendime söyleyeyim paniğim yok. Ço ilginç haller bunlar. Nasıl yüksek lisans bu te allaam.
gerçi biraz da onların kabahati. Sınavlardan birinin konusu orman diğeri toprak. bunları da en genel (aslında işin içinde birçok terim de var ama bırakınız o kadarını da bilmemiz gereksin rica edeceğüm) halleri ile okuyoruz. yok efendim akdeniz iklimi vejetasyonu nedir vay efendim toprakta hangi mikroorganizmalar yaşar. hallederiz koçhüm diyorum ve bakınız ki internet alemlerinde olmaya devam ediyorum. Hayat..

20 Kasım 2010 Cumartesi 0 şahıs gencim güzelim diyor

bobi koş getir oğlum!

bir yerlerde okumuştum, insan sıkıntıdayken, mutsuzken yapması gerekenlerden biri diye. köpeğin birine bi numara öğretin diyordu.
bildiğiniz üzere evde çürümüş marul renginde olan dev bi muhabbet kuşundan başka hayvanım yok. çok istediğim halde kedi köpek besleyemiyorum evde (bkz. Seinfeld'deki George hali) .
geçen gün kuzenimdeydim. Kendisinin çok şahane bi köpeği var. Yolda bulduğu her kedi köpeği seven ben, ev köpeği kadar uysalını bulunca sevmelere doyamadım zaten. mamaya boğdum hayvanı. bu kadar çok mamayı boş yere vermeyeyim diyerekten sadece "otur, pati ver, çak" komutlarını bilen hayvana "yat" komutunu öğrettim. zaten yatmayı anca ben öğretebilirdim ona. ustasından öğrendi bu işi itoğluit. bir dahakine bakkala bile yollarım ben onu. pehehey!
ha ne diyordum. bi gecede öğrettim heyvancağıza komutu. nitekim çok güzel hissettiriyor gerçekten. yakında yollarda elimde 1 kg mamayla köpeklere birşeyler fırlattığımı görürseniz şaşırmayın ha. bekliyorum kendimden öyle bi performans.
aklıma da habire "köpeklere fısıldayan adam" geliyor ha. neyse.
si yu.
18 Kasım 2010 Perşembe 0 şahıs gencim güzelim diyor

belgesel sanayi sözüm sana

ben ki bir "yan gel yat sanayi"ye doymuş bir insan olaraktan sektör değiştirmeyi, "belgesel sanayi"ye geçmek istiyorum.
al beni nat geo! al beni atlas! inan olsun pişman olmazsın goçhüüm!
fotoğrafsa fotoğraf, senaryoysa senaryo, oturur proje de yazarım, efenime söyleyeyim araziye de çıkarım, gözlem de yaparım, kamera önü arkası farketmiyor.
şaka bir yana, gerçekten bu konuda ciddiyim. kulağı delik arkadaşlarımızla konuşmak isterim. lütfen iletişelim.
14 Kasım 2010 Pazar 0 şahıs gencim güzelim diyor

işsizlik halleri vol.II

size aynen olduğu gibi aktaracağım;
Adam: -Ne mezunusun sen şimdi?
Ben: - Biyoloji
Adam: - .... (elini çenesine dayar, düşünür bi an.. ) Garsonluk yapar mısın?
Ben: - ??? Garsonluk ne?
Adam: - garsonluk işte?

adam dumur. ben dumur.
Hani kendisi iyi niyetli. az önce odaya giren turistle ingilizce konuşmamdan yola çıkıp işsiz olduğumu duyunca yardım etmek istiyor. Ancak garsonluk nere, biyoloji nere hacu derler? Türkiye'de biyolojinin bu kadar kafalarda soru işareti bırakacağına, anlamsız kalacağını bilemezdim. Her geçen gün biraz daha şaşırıyorum.
ha bi de hala kuşlu böcekli iş istiyorum ya. kendime de hayranım inanolsun.
13 Kasım 2010 Cumartesi 0 şahıs gencim güzelim diyor

4. defter

evet. artık 4. defterdeyim. aha bu da kapağı. ço eyi oldu ço güzel oldu :)
(hey gidi hey lan!)
(Efenim 2008'den beri çantamda sürekli gezdirmeye çalıştığım defterler mevcut. Hem unutkanlığımı azaltıyor, hem de baktıkça okudukça keyif veriyor. İşte malumunuz ondan bahsediyor ben. tenk yu)
9 Kasım 2010 Salı 0 şahıs gencim güzelim diyor

arkadaşınki benden..


kendime nasıl bi dövme yaptıracağıma karar verdim sonunda. şimdi bu dövme dediğimiz hadise kişiye özgü olmalı, kendisini anlatmalı değil mi efenim. heh. ben de düşündüüüm düşündüm, efenime söyleyeyim "öküz mıknatısı, dingilçeker, her cins deliyi bulur" misali kafasında hunisi olan bi mıknatıs yaptırmaya karar verdim. çok şahane!
tabi dövme işine elimi atmışken durmayacağım. arkadaşın biri de rekor kırmaya çalışıyor bu aralar. rekorunu kırınca dövmesi benden! kendisinin poposuna bulut yaptırmak istiyorum efenim. indiremiyoruz poposunu malum.. böyle iki loba yayılmış mavi mavi bulutlar. bence o da çok şahane. oh yes!
8 Kasım 2010 Pazartesi 0 şahıs gencim güzelim diyor

vah çocuum

Reklamları izlemeye oldum olası bayılıyorum, artık biliyorsunuzdur gerçi. (tabii ki aynı reklamı arka arkaya izlemekten bahsetmiyorum :)
Hele böyle zekice hazırlanmış ince esprili reklamlar olunca daha bi keyifleniyorum. ancak az önce boynum büküldü resmen. Vestel'in son reklamından bahsediyorum. Küççücek kızın biri Yalındenyosunun kapısını çalıyor. işte arkadaşlarımla sana kurabiye yaptık falan diyor. Arkadaşları da mutfak aletleri. işte ocak fırın neyim. böyle reklam olur mu arkadaş!
Yeni nesilin haline ço üzülüyom lan..
(videosunu bulamadım he)
http://derinmedya.com/2010/11/07/vestelin-yeni-yuzu-yalin/

3 Kasım 2010 Çarşamba 0 şahıs gencim güzelim diyor

zağrif


neeey?!
zerafet okulu muuuğğ?
efenim yine bi denyo tv programıyla daha karşınızdayım malesef. gönül isterdi daha manalı şeylerle karşınızda olayım ancak günlerdir evde oluşum sebebiylen artık bu gece ki "anne biz seninle nası akrabayız anlamıyorum ben" diye sorduğum bi gece, ne kadar anlamlı yazılar çıkar benden bilemicim.
neyse.
sabağ tümer zıkkımını izliyoruz gene mecburen. bi tane tombik teyzeyi çıkarmışlar. soruyor bizim dingil;
-kadında zerafet nedir?
-yürüyüş, oturuş, konuşma.. hepsi
te allam. kadın resmen nasıl oturup kalkarız diye düşünmüş bunun derslerini veriyor, ekmeğini buradan kazanıyor. ulan işsiz oldukça kafayı yiyorum sanırım. teyze resmen ağlatıcık beni.
-peki masada nasıl olmalı?
-eyh, masadaa dik oturuyorsunuz, eliniz kolunuz masanın üzerine çıkmıyor, efendi efendi..

-peki balerin olmadan da zarif olunabilir mi?
-gaayet tabi, gayet tabi
hatta tabisi ki..
ulan o tombik teyzenin geğirmesinin videosunu bulsam da koysam buralara. ne eylenirim bee. peh.
niye? o da kaka yapıyor sayın sanşayn! hahayt. pabıcımın zerafeti. kibar_sıçan_teyze. ahahaha

2 Kasım 2010 Salı 0 şahıs gencim güzelim diyor

minilist

diana krall - s' wonderful
travis - midlife crisis
sibel köse - estate
mfö - olmuyor olamıyor
bugünlük bunlar idi.
31 Ekim 2010 Pazar 0 şahıs gencim güzelim diyor

hello kaya tırmanışı, hello düz duvar


efenim bugün yepisyeni bi spora el attım. geçmiş senelerde iple tırmanıp inmişliğim mevcut gerçi ancak malum günde çektiğimiz videolar olmasa ne neydi tövbe hatırlamam sayın sanşayn.
bugün gittim. o kadar marmaraya gidiyorum bari iki insan tanıyım kas yaparken hava atayım dedim. kaya tırmanışı kursuna başladım. 50 kg olmak ne zormuş arkadaş. daha duvardaki ilk dakikam bitmeden kollarım sızlamaya başladı. zaten 0.5 cm kalınlığındaki çıkıntıcıklara basmak yordu pek güzel.
neyse. çok uykum var. gece otobüste uyuyamadım zaten. gideyim yatayım. yarın da derse gidicim hayatımda bi değişiklik yapıp:)
o değil de kaya tırmanışıyla ilgili kapıda mesir macunu dağıtsınlardan tut, bu sporu başlatanların küçüklüğünde kapıya tırmanan çocuklar olduğunu ileri sürmeye kadar zibilyon tane geyik çeviriyorum. naparsın işsiz adamım, ondan..
tenk yü.
23 Ekim 2010 Cumartesi 0 şahıs gencim güzelim diyor

1000 parçalık yapboz alarmı!

resmen hobi olarak yaptıkları işlerden para kazanan insanları o kadar çok kıskanıyorum ki kelimelerle ifade etmemin mümkünatı yok!
hani insan kıskançlıktan ölür mü derseniz bırakınız 2 ay daha işsiz kalayım. insan boş durdukça kafayı yiyor be!
biliyorsunuz ki hiç bi iş yapmadan evde oturuyorum, sağdan soldan haber kolluyorum. dolayısıyla televizyonlan sıcak samimi bi ilişkim oldu son günlerde. hatta öyle ki gerizekalı saba tümer'i bile izleyebiliyorum artık. geçen akşam erdil yaşaroğlu vardı, adam "ben karikatür çiziyorum, onlar para veriyor, başta anlamadım niye para veriyorlar, ben zaten çiziyorum" gibisinden konuştu. kahırlardan kahır beğendim o gece. hani günümüzde aynen bu şekilde sevdiği birşeyleri yaparken para kazanan insan o kadar çok ki, kıçıkırık laboratuvarlardan cevap beklemek ölüm gibi. hasta olcam yataklara düşecem diye korkuyorum inanolsun. (aha, uzun zamandır inanolsun lafını kullanmamıştım lan sanşayn, içim bi kıpır kıpır oldu)
evde geçen her boş gün adına saçlarımı daha da kestiresim geliyor
her boş gün sonrasında ertesi gün dışarı çıkıp boş boş gezineyim, fotoğraf çekeyim, ağaçlara bakayım, bulutları seyredeyim diyorum
her güne uyandığımda nolur uyuyayım yapacak birşeyim yok zaten diyorum
kendimi hangi duvardan hangi duvara atayım bilemiyorum.
burdan tekrar yetkililere seslenmek istiyorum!
"Yar bana bi iş bula, kuşlu böcekli ola!"
ha bi de lakin ki yarın pazıla başlıyorum beni kimse tutamaz
22 Ekim 2010 Cuma 0 şahıs gencim güzelim diyor

canım feysbuk

uzunca bir süredir facebookta kimsenin doğumgünü görünmüyordu anasayfamda. lan dedim, milletin doğumgününü hiç kutlamıyorum diye feysbuk bana oyun etmiş olmasın dedim. ço şükür bi arkadaşımın doğumgünü yaklaşmış. huzura erdim. şükür namazı taym.
20 Ekim 2010 Çarşamba 2 şahıs gencim güzelim diyor

çok beklerim he

ahahhahaha
nolmuş biliyor musun sanşayn? 2.ocak.2009da telefonun takvimine not düşesim gelmiş. bugünü seçmişim. negzel tarih lan bu, umarım güzel olur, merakla bekliyorum demişim.
bütüüüün gün evdeydim. bütüün gün pijamalarlaydım. odadan odaya gezindim. bi iki film izledim. hepsi bu.

0 şahıs gencim güzelim diyor

She & Him

herşey "Don't look back" şarkılarını bulmamla başladı. bi baktım dilime dolanmış. diğer şarkılarını da dinlemeliyim dedim. bi baktım hepsini miyavlıyorum.

İstanbul'da bu aralar hava kapalı, yağmurlu.
Naber diyenlere işsizim diyorum.
daha da bisürü olay varken ne kadar da güzel oldu bu grup. ne kadar da sakin..
ne kadar da tavsiye ederim :)
0 şahıs gencim güzelim diyor

edvençır kanalı, sebebimsin ulan

Nat geo Adventure izlemeye doyamayrum!
ahanda saat olmuş gecenin 3ü nerdeyse. abinin biri 4x4üyle dağları tırmanıyor. uçurumun dibinde gidiyor. alem adam yahu.
sürekli gideceği yere hava kararır da varamazsa havanın gece -18derece olacağını söylüyor. durmadan herhangi bi mekanik arıza da uçurumdan aşağı uçacağını haykırıyor, arada çakal çakal gülümsüyor. yok efendim futbol topu büyüklüğünde kayalar varmış da, şimdiden boynu ağrımış da, 2000m.deymiş de..
derken arabanın arka çekerler iptal oldu 4X2 oldu araba. haha dedim. hadi bununla geçmiş olsun dedim. andın o kadar çok iti kopuğu uğursuzu, elbet başına bi meret gelecekti dedim.
bu yokuş yukarı kolay tırmanamadığından arabayı ters çevirip geri vitesle yokuş yukarı çıkmaya çalıştı. haha dedi. bu kadar tehlike az geldi, arka tarafı çok az görüyorum dedi.
aradan 5 dk geçmedi bu sefer de arabanın bişey mili koptu. (ehliyetim yok daha nerden hatırlayayım adını a dostlar) işte motor çalışıyor ama, tekerlekler işlemiyor (sorunun cevabını boşluk bırak gönderene öpçük) bu sefer de yardım beklemeye başladı. hemen çekici geldi. (çekici lafına da hastayım) aldı bunu götürdü gideceği yere. meğersem afrikadaymış çocukceğız. Buşmanlar'dan kalma kaya resimlerine bakmaya gidiyormuş milli parka.
az önce vardı. baktı öle kayaya. şimdi bitti program. kaya resimlerinin tam yerini söyleyemiyorum zarar görmesinler diye, ancak olur da yolda kaybolmazsanız burdaki görevliler size resimleri göstereceklerdir dedi. hadi geçmiş olsun lan dedim. yanında ben olaydım nah görürdü buşmanları. hahaha =)
o değil de şansımla aram düzeliyor sanki yahu. haftada bi gün dersim var, bu hafta ilk derse gitmeyeyim evde keyiflen kahvaltı yapayım nolacah dedim. dediğimi de yaptım geç çıktım evden. yoldayken okuldakilerden mesaj geldi, hoca dersi iptal etti diye. hahaha :)
tenk yu may lak. hepinize biritniy sipiırsdan şiz e laki şarkısını yolluyorum
13 Ekim 2010 Çarşamba 0 şahıs gencim güzelim diyor

düğüm

konuşacak çok şey var. sustukça gözlerim bozuluyor. ya da vücut bozulmaya gözlerden başlıyor. kimseyle konuşmayınca yalnızlaşıyor, kendi duvarlarına bakıyor sürekli.
konuşmayınca şarkılar da uzuyor, şarkı bitişinin sessizliği birşeyler söylemeyi gerektiriyor belki de. korku bu yüzden belki.
gidecek şehir de kalmıyor bi süre sonra. kafayı dolduracak uğraşlar azalıyor, olmuyor. oluyor da olmuyor.
konuşulmuyor.
bozuk düzene bile muhtaç kalabilme ihtimali konuşturmuyor şimdilerde..
9 Ekim 2010 Cumartesi 0 şahıs gencim güzelim diyor

adeta partiymişçesine



ben, kuzenim maray ve sevilelladeyzem oturuyorduk. televizyonda ne kadar tırt dizi varsa alayına isyan diyerekten hepsini izlemiştik. 3 saati böyle geçirip bilimum çay kahve elma mandalina kestane pasta gibi ürünler tükettikten sonra hafiften uyku bastırdı hepimize. derken denyo dizimiz küçüksırplar reklama girdi. kaynama noktası iyice düşmüş olan kuzenim kahkaha sayısını arttırınca ister istemez bende de bi kıpırdanma oldu. bilgisayarın başında oluşuma sataşan kuzenime ayağımdaki çorabı çıkarıp fırlatma girişiminde bulunmak istedim. o sırada gözüm avizeye ilişti. lan dedim. biz bu avizeye çorapları atsak ne güzel olur dedim. annemin salonda olmayışından faydalanarak çorabı avizeye fırlattım. ben çorapları çıkardıkça kuzenim de dayanamadı tabiğ, hemen çıkardı çorabunu. çorapsız kaldıkça teyzemin ayaklarına saldırdık, onun çoraplara da el koyduk. 5-10 denemeden sonra çorabın bi kısmına düğümcük atma stratejisini geliştirdim. artık çoraplarım tam isabet uçuyordu. çorabı avizeye yerleştirdikten sonra hepimiz deriin bi nefes aldık. ama tabi önce ayı misali göbeklerimizi tokuşturduk birbirimize. zafer dansı yapmalıyduk çünküme.
evet efenim. hayat böyle işte. kah gülüyoz kah yemek yiyoz falan.
çok güldüm lan ahaha =)
8 Ekim 2010 Cuma 0 şahıs gencim güzelim diyor

yine mi bamyaa

vee özlenen yazı dizisi yeninden karşınızda:
(zıkkım)yemekteyiz yarışması efenim.
5 tane denyoyu bulmuşlar yine. bi tanesi yanmış etin tadının farklı olduğunu açıkladı. inanasım gelmiyor. pilavın tuzu azmış, safranı fazlaymış. öbür ayı da elle yemek yemeyi sevdiğini söyledi. muhabbete gel ba ba..
-kaç yaşındasın rümeysücüm?
-20
-bakınız arkadaşlar hanginiz böyle kaynar yemek getirdiniz, bu şekilde kim yemek sundu, allahını severseniz bakın arkadaşlar hölölölüy..
te allam ya.
öbürü kokana da başköşeye kurulmuş, tartışmanın göbeğinde konuşmaya başladı
-arködöşlör baş köşede oturduğum içün ben de konuşmak isteyorüm, lütfön kavga etmeyölüm falan fülan
al bu da başka bi denyoluk;
-dondurmayı kendiniz mi yaptınız, çok güzel olmuş böhöhö
ay yok yazmıcım. vallaha içime fenalık geliyi yazdıkça. hepiniz bopoma benziyisiniz yemekteyiz ayilesi. tenk yü.
30 Eylül 2010 Perşembe 0 şahıs gencim güzelim diyor

dadaş

hele dadaşlar hoş musanız? cuma yollara düşüyom boş musanız? :)
efenim, biliyorsunuz ki bi şehirde sabit durunca kurtlanan bi yapım, abdomenim var. dolayısıyla hemmmen kendime bir kamp ayarladım ve Erzurum yollarına düşüyorum cuma sabahı.
Uçak bileti ayarlandı, kocaman sırt çantası, uyku tulumu mat alındı. yarın çantayı dolduruyorum hayırlısıynan.
ilk uçuşum olcek lan. Şomağzımı açmıyorum, herşey ço güzel olcek =)

(Not: Ankara yollarını özlüyorum, daha önce söylemiş miydim? )
(Not 2: hayvan gibi şarkılar keşfettim, tenk yü http://alcakbasinc.blogspot.com/ )
25 Eylül 2010 Cumartesi 0 şahıs gencim güzelim diyor

işsizlik halleri vol.I


okul topluluklarına mail atıyorum (tiyatro, doğa sporları..), ne zaman toplaşıyorsunuz, hangi günler çalışıyorsunuz deyü.
sinema atölye çalışmalarına mail atıyorum, beni de aranıza alın deyü
nat geo, atlas, geo dergilerinin internet sayfalarına bakıyorum aceb bana iş çıkar mı deyü..
haftada bir gün okul mu olur arkadaş?! geri kalan zamanımda bi işe gireyim diyorum, bütün iş önerileri belli. kariyer.net işbul.kom. vs falan önerdikleri bütün işler "kan almayı iyi bilen, 2 yıllık sağlık zıbıdısı mezunu" falan istiyor. ya da tutuyor "gel biz seni ilaç mümessili yapalım, esnaf ol" diyor. küfür müsünüz lan ayılar.
ben de direnebildiğim kadar direniyorum. dershaneye falan bakıyım diyorum, biyoloji dersi veririm çocuklara diyorum. onlar da aramıyor götleri düşesice.
tamam diyorum zaten ben de sizi istemiyorum şöyle açıkhavada bi iş bulayım kendime.. yok arkadaş. Türkiye biyolojiye hazır değil. bizim memlekette biyoloji = kan almak. o kanı burnunuzdan alacam haberiniz yok yahu.. neyse

gittiğim yol yol değil, kapalı ofiste biyolog olmak istemiyorum diye kafayı yiyecem sanırım. yar bana bi iş bulasın, kuşlu böcekli ola!
0 şahıs gencim güzelim diyor

anlatacaksın uleynn

Alpay Erdem'in Özlem'ine Uykusuz dergisi el mi koyar, bisikletini parçalamakla mı tehdit eder, kuşlarının tüylerini yolmaya mı çalışır bilemem ama.. mutlaka bi şekilde FİLM ANLATIYORUM!u yazdırmalı!
anıra anıra güldüm. gülerken insanlıktan çıktım. başka bi forma büründüm. satırlar bitti, doymadım baştan okudum, yine aynı tepkileri verdim. iyi ki Uykusuz'un üçüncü yaşı deyü yazdırmışınız lan!
Mutlaka okuyun dostlar, şifa niyetine :)
ahahaha
18 Eylül 2010 Cumartesi 3 şahıs gencim güzelim diyor

paampapdıceem..

  • nassın leyn senşeyn
  • tırt dizi izlenceleriyle dolu istanbul akşamları bebeyim. yes anladın sen ruh halimi.
  • ay lav tırt diziler end çayniis films.
  • mağazadaki ömür törpüsünü bıraktım. istiframı ettim kendime geldim. kulağım müziğe kavuştu yeniden.
  • okula ders kaydı şeysini yaptım, anlamadım ben bu işi arkadaş! şimdi istediğim zaman derse gidicem, istediğim zaman gitmicim mi he? yüksek lisans ne kebap işmiş yeauuu
  • sürücü kursuna yazılacam, resmen rampaların ustası olmaya geliyorum goçlar!
  • ekimin ilk günleri erzuruma gidiyom. hele dadaşlar beni beklesin, gece boz ayı gözlemi yapacaz daha =)
  • teknosa dingiline foto makinamı verdim servise yollasınlar diye, servis makinaya kırılmış raporu vermiş. öyle servisin ben taa.. bu mu len müşteri her zaman haklıdır? fak yu!
  • ev hayvanı olaraktan papağan almaya karar verdim, fak yu demeyi öğreticim. günaydın fak yuu, iyi geceler fak yuu.. mahahha
  • lan lcwyle içli dışlı olduğumdan beri yolda rahat gezemiyorum, elalemin tişörtü gömleğini görüp aaa bunu da ordan almışlar demekten içim bayıldı, kusmak istiyorum sayın seyirciler..
  • ahanda zap şeysi yaparken 101 diye yarışma buldum, dünyanın en denyo yarışmalarından biri. tebriks. (ahmet çakarlı olan favorim hala)
  • ailecek nah çekmeyi sever olduk, gittiğimiz yol yol değil, hissedeyrum uşaklar.
  • bilgisayara format attım siz bilmeyorsunuz, fıstıktan öte bişi bu şimdi. bayılıyoring
  • öpering sizi usulca
  • http://www.dailymotion.com/video/xakgwp_technotronic-pump-up-the-jam_music
  • paampapdıceem..

5 Eylül 2010 Pazar 0 şahıs gencim güzelim diyor

özlüyürüm

Bülent Ortaçgil - Yolculuk
http://fizy.com/#s/1mfo74

Ne zaman dinlesem 205'i hatırlarım. tıpkı ne zaman Ankara'yı Beytepe'yi özlesem bu şarkıyı mırıldandığım gibi.
Aklıma hep o koltukların yerini değiştirdiğim bahar günü geliyor. Ders çalışmaya üşenip odada değişiklik yapmak istemiştim. 2'li koltuğu pencerenin tam karşısına güneşe yakın bi yerlere almıştım. Uzun zamandır Ortaçgil dinlememiştim o zamanlar. Rastgele modda bu şarkı çalınca nasıl da güzel gelmişti o güneş, o manzara, o koltuk.
Özlüyorum mütemadiyen..
30 Ağustos 2010 Pazartesi 0 şahıs gencim güzelim diyor

davul olasıca

ulan ramazan davulcusu seni unuttum sanma, hala yerinde gözüm var lan! gün gelecek bütün bu sokaklar benim olacak. ben çalacam davulu. burda saksı gibi duruyorum! saksı değilim ben! ben byk'yım! ben reytingi ççok iyi bilirm. been gelmiş geçmiş en büyük sanatçılardan biriyim. en çok bana soracaksınız. en çok banaa!
o değil de;
-bi tur çalayım mı ağbi?
:(
28 Ağustos 2010 Cumartesi 0 şahıs gencim güzelim diyor

çocuk olmak var lan

Durakta annesiyle otobüsün gelmesini bekleyen 6 yaşındaki çocuk dondurmasından güzel bi parçayı yuttuktan sonra sesine hakim olamayarak söyledi;
Annee, ben en çok kimi seviyorum biliyor musuun??
Dünya'yı!
cevap vermeyen annesine açıklama gereği hissetmiş olacak ki devam etti;
O hiç kötü değil ki..

İşe gitmek için otobüs bekleyen bünyeme nasıl da güzel geldi bu muhabbet. ne güzelsin sen çocuk.
Tabi dalgınlığım sağolsun pek güzeldi bugün. metroda yanlış yöne binip geri dönmek zoruna kaldım. fişi yanlış okuyup olmayacak yerde olmayan şeyler aradım. yanlış iliklediğim bi gömleği defolu ilan ettim. güzel yani. bugünüm dünden iyi gibi. müziklerim güzel. ahanda bugünün şarkısı: Kelis - Fireworks
23 Ağustos 2010 Pazartesi 0 şahıs gencim güzelim diyor

uç lola uç

"Bana herşeyi diyebilirsin ama sakın bitti deme.."

Hava çok sıcak, yapılacak işler çoktu. O gün onun belge toplama günüydü. Sağlık ocakları, nüfus müdürlükleri, bankalar, adliyeler, kırtasiyeler..
Sabah evden çıkarken hırka almıştı hava serin diye, ancak onu eve geri göndermesi çok isabetli bi karardı. Başından aşağı bi şişe suyu dökerken bunları düşündü.
En son yemek yemesinin üzerinden 6 saat geçmişti, açtı, susuzdu ancak bişi yiyemiyor içemiyordu yollarda. (Herkes oruçlu da sana mı oruçlu bre dingils)
Başvurduğu tırıvırı iş kabul etmişti onu. Belgelerini teslim etti oraya. Oradan okula yöneldi.
yönelmek kolay gitmek zordu. Başlamak bitirmekten kolaydı. Hava sıcaktı. (hepsi sıcaktan..)
Mecidiyeköyden kadıköye gidecekti. İyisi mi trafiğe takılmadan metrolarla kabataşa ineyim ordan vapurla uçarım dedi. Saat 3'e geliyordu, 5te kayıtlar kapanırdı. Gözlerinin önüne bi anda sıçtığının resmi geldi. Hemen bu görüntüyü kafasından atıp hızlıca metronun yürüyen merdivenlerinden aşağı koşmaya başladı. Sonra sabit merdivenlerden basamakları atlayarak yukarı tırmandı. Taksime vardı. Oradan kabataşa geçti fünikülerle. Okuduğu bunca senelerce her türlü garip kelimeyi telafuz etmeye hazırdı ama şu fünikülere sinir oluyordu inceden. Hiç bi anlam ifade etmedi o kelime o sıcakta.
İskeleye vardı. Adalar vapuru yanaşmıştı. Oradaki görevliye sormaya niyetlendi, kadıköy vapuru kaçta gelirdi, cık dedi adam. Sanki dişlerinin arasından kürdanla temizlenen bi cıktı bu. Peh dedi bizimki. Personele bak.. Jetoncu amcaya sormaya niyetlendi. Para uzatılan küçücük pencereden bakmaya çalıştı, içerde meğerse dev varmış, 150kiloluk amcanın gıdısından yukarsını göremedi. kadıköy seferi yok mu buradan dedi. Adam bişi demedi. Gıdısı hafifçe gerildi. Başı yukarı kalkmıştı galiba. Bu hayır demekti.
Eeh dedi. Atladı ilk otobüse. Gitti beşiktaşa. Bindi hemen vapura. Sonra yeniden otobüs kovaladı. derken okula varmıştı. 4te kayıt odasına girmişti. Öğrenci numarası verdiler ona. Hemen bankaya koş dedi oradaki kız yüzünde tatlı bi pembelikle. Uçtu bizimkisi bankaya. Önünde tam 38 kişi vardı. Haha dedi. Şaka olmalıydı. Yarından itibaren işe başlayacaktı başka zamanı yoktu. Bugün mutlaka kayıt yaptırmalıydı. 4'10 geçe girdiği bankadan beklemek sebebiyle bütün sinirleri gerilmiş olarak 5'e 10 kala çıktı. Kayıda yetişmesi çok zordu. Caddede koşmaya başladı kampüse doğru. Dişi mirkelam dediler arkasından bakanlar. Rüzgarın kızı süreyya oldu vardı binaya. Hemen alt kata indi, saat 5'ti. Kayıtların bitmiş olmasından korktu, odadaki personele haykırdı:

"Bana herşeyi diyebilirsin ama sakın bitti deme.."
0 şahıs gencim güzelim diyor

bilg-i sayar

merhaba bulog.
kendi bilgisayarıma iyilik edeyim dedim, harici disk buldum, bende ne varsa attım oraya yedekledim. sonra da çocuğa bayramlık niyetine antivirüs yükledim. aklansın paklansın abdest alsın deyü.
hanımefendi artık 4 yılda açılıyor. dün akşam tam 1 saat başında bekledim. sakin sakin oturdum. iki kez tıklamıcam, bi kere tıklıyıp beklicem sakin olucam dedim. denyo dingil sinirimi bozdu..
internete bile giremedim lan!
neyse. evin bilgisayarını kullanıyorum ben de. bu da öküz mübarek, binbeşyüz çekirdekli, kasadan açma tuşuna bastıktan 15 sn sonra internettesin. dizi film izlemek aşırı güzel, ekran donması diye bi kavramı yok kendisinin. e tabi ben de inceden inceden buraya yerleştim.
önce masaüstünde bi iki klasör..
sayfalarda şifre hatırlat önerilerine evet demeler..
resmen ruhuna işlicem bilgisayarın az kaldı.

öbür bilgisayarım (ahaha öbür dedim, sanki ondan başka bilgisayarım varmış gibi! )cd/dvd sürücüsünü görmüyor, söylemiş miydim? hani cdyi çalıştırınca o okuma sesi geliyor ama bilgisayarım şeysinde simgesi yok adı yok hiçbişiysi yok.. üzülüyorum mütemadiyen..

19 Ağustos 2010 Perşembe 0 şahıs gencim güzelim diyor

havada ağda sıcağı var kenanım.

hellolar hellosu.
ramazan geleli çok oldu ancak sıcaklardan yazılmıyor be güzel kardeşim. oysa size üzülerek yine ramazan davulcusu olamadığımı, üzüntümden gecelerce ağladığımı söylemek isterdim. kısmet.
adamları çok feci kıskanıyorum lan! hem gecenin bi vakti uyuyanın uykusuyla sıcak saatler geçir, bayram zamanı da utanmadan para iste. var mı böyle meslek lan, ço güzel mınakey..

neyse efenim. marmara üniversitesi yüksek lisans öğrencisi oldum ben. nerden nereye azizim..
nikonum hala kırık(*). benimle sirkeci'ye gelmek isteyen var mıı? :) (gelin bence vellaha, kıçımı kaldırıp cancağızımı doktoruna götüremeyorum. yazıklar ola bana.)

sıcaklar kötü, terleyerek 3 kilo vermişim. sıçacam ha! sanki kolay alınıyor bu kilolar, kaç iskender kaç beyti yicim şimdi. (of bayılırım lan, ölürüm)
o değil de lökü 5ateşten daha çok sevdim ben, kemaliye'den lök getürün baaa, canım çekiyiii

house izlemeye başladım, tivibu sağolsun her gün iki film izliyom, kitap okuyom, yan gelip yatıyom. ço güzel hayat.
bunları yapmamın sebeplerinden biri de şu, efenim şimdi ben şehirdışından eve geldiğim zaman evden çıkasım gelmiyor. na 3 duraklık levent bile gözümde büyüyor çok uzak la diyorum. o yüzden 4-5 gün paso evde oturuyorum. yani yine o dönemdeyim. yakında ipimi koparırım.
o değil de harbi sıcak lön..

aha son olarak size benimle futbol maçı izlemenin keyfinden bahsetmek isterdim. hayvanlar gibi gülüyoruz söylemesi ayıp. işalla bi gün sizle de izlerük :)
tenk yu.sit davn



tanıştırayım hayvan dostları!
kendisi benim yeni ev hayvanım. cici örümceğim. maksat aileyi evde yaşayan bizden bitkilerden ve de buzdolabındakilerden başka canlılara alıştırmak, hazırlamak. kendisi pek bişi yemiyor, paso ağ yapıyor garibim. dün akşam sinek attım (ölü), yemedi zaar. bu inadı neden anlamayom çocuğu. Misumena vatia. ergin erkek birey.
işte sıcakların insan üzerinde bir diğer etkisini gördünüz bayanlar baylar.

(2 ördek almayı planlıyorum şimdi he)
15 Ağustos 2010 Pazar 1 şahıs gencim güzelim diyor

yeni kayıt!

özledim vallaha sanşayn. yeni kayıt girmeyi özledim, seni özledim bebeyüm.

Eveet. Türklerin 1071'de malazgirt zaferiynen yerleşik hayata geçmeleri misali, bugün yerleşik hayata geçmiş bulunmaktayım. halbuki yollar, yolcular, yolculuklar, yolda bülent ortaçgil dinlemeler, anadolu ovalarına dağlarına bakarken tarih kitapları okumalar.. kah derede denizde yüzmeler, kah dağ tepelerine çıkmalar.. ne güzeldi be.

Erzincan - Kemaliye (Eğin) . bilenler için cümle kurmama gerek yok, onlar oranın ne kadar güzel olduğunun farkındadırlar zaten. ama bilmeyenler için ne yazsam nasıl başlasam bilemiyorum. (http://www.dogaokulu.net/) sayfasına bakıp, ayrıntılı bilgiler alabilirsiniz. orada yazmayanlara değinmek gerekirse, bi kere yemekler şahaneydi! 2 yıldızlı lüks otelimiz bozkurt otelin çok lezzetli bi mutfağı var. bütün gün yürümek olsun, efenime söyleyeyim yüzmek olsun, tırmanmak olsun çok iş yaptığımız için benim porsiyonlarım büyük oldu genelde. tepsideki çeşit sayısından ödün vermedim. hayvanlar gibi yemek yememe rağmen geldiğim kiloda döndüm ya...
neyse. hocalarla bi arada olmak, dersdışı aktivitelerde bulunmak başta garip gelmişti. kolay alışıldı tabi ki. "bot safari" dediğimiz olayda hani sanki okulda sana zorla selam verdiğini sandığın hoca var ya, mevcut oyunun getirdiği gazla üzerine uçan, tuttuğu gibi suya atmaya çalışan, yeri gelip boğan, burnunu kıran, kürekle boğazına sarılan hoca oluyor. ister istemez oha diyorsun yuuh hocam bırrrrşş diyorsun. adam gülüyor. yaa. oluyor böyle şeyler.
sonra güzel arkadaşlıklar oluyor. gülünüyor eğleniliyor içiliyor..
uykuyla harcanan zamana üzülüyor orada insan o grupla.
(enam boynum büküldü, hüzünlendim yazarken ha)

yolculuk hallerinden bahsedeyim size bi ara. erzincana tren yolu olsun, kamil ağbiyle ankara olsun. inebolu insanı olsun.. evet .
Seyahatname'nin ikinci satırını yazdım mıydı buraya?
kaçıranlar için;
Anadolu güzel ama ter kokuyor. Memleket toprağı öyle kıymetli ki vatandaş ucuza işetmiyor. (Çiş 1 lira olur mu yahu? Devlet bize yardım etsin!)
24 Temmuz 2010 Cumartesi 0 şahıs gencim güzelim diyor

gezeyom ben yaa vol.3

hello ankara.
canım okur meğersem çimenler yeşil, güneş sarı, gökyüzü maviymiş Ankara'da. lens takınca renkler değişti yemin ediyom. lan dedim. ne ara Ankaroş bu kadar canladı dedim. göz önemli bişi tabi.
neyse.
Kamil Koç'la geldim yine yeni yeniden. otobüste 72 milletten çocuk vardı bence. herkes kendi aleminde konuşa konuşa geldik Aşti'ye. ama tabi ki en arıza teyze benim yanımdaydı. ben binmeden evvel eşi oturuyormuş yanımdaki koltukta. ben bitince adamcağız kadına yerinden kalkıp yanıma oturmasını söyledi. sağolsun az miyavladı. geldi oturdu. oturduktan sonra acayip sohbet durumları oldu. işte öğrenci olduğumu öğrenince onun evinde kalabileceğimi, öğrencilerle içli dışlı olduğunu söyledi. (ahaha) öğretmen misiniz dedim. yok dedi, oğlu öğrenciyken arkadaşları gelirmiş hep. ondanmış. çok gençmişim bi de. yanımda bi gazete okuyuşu var.. üf.. okuduğum kitabı göremez oldum. zaten aramıza lönk diye derimsi çantasını koydu. sol bacak saunası. 5 yılın şampiyonu seçtim ben o teyzeyi. brava.
yarın akşamüzeri trene biniyoz. erzincana gidiyoz. dönüşte trabzon'a uğrama planları vardı. ama vazgeçtim. nihayetinde efenim bi haberci, yok gezelim görelim, ondan sonracığımaşoray uzun yolda çevirmeyoz burda demi.
öperem.
23 Temmuz 2010 Cuma 0 şahıs gencim güzelim diyor

yüreem temüz he

ahahahahaa! çogilginç yeauu.
son iki gündür öyle durduk yere aklıma kim geliyorsa lönk diye sevgili yapıyor arkadaşım! hadi bi kişi de olsa tamam dicem. aptala malum oldu dicim. ama yok.. iki kişide de aynı şey oldu. farklı gecelerde rüyamda gördüm sanırsam. kimi rüyamda görürsem ertesi güne sevgili yapıyor lan.
olmaz olmaz demeyin,
tek rakibim aksakal!
19 Temmuz 2010 Pazartesi 0 şahıs gencim güzelim diyor

niyazi krugöt

sen misin güne elm sokağında kabus serisinin fragmanımsı bişiyini izleyerek başlayan. aha!
akşamüzeri 6 gibi uyuyakaldım. 15dk falan oldu uyanalı sanırım.
bi argadaşımlan bi yerde buluşuyom, anacaddeye kestirmeden çıkalım diye bi binanın inşaatına gideyoz denyo gibi. yerin dibine 3 kat merdiven indikten sonra tam düzlüğe varacakken arkadaşım ağlıyo ufaktan. aşaada adamın biri yavru köpekleri tırmıklan öldürüp bi kenara atiyi. geri basmaya niyet ediyoz, yukarı çıkarken beton merdiven çıtırdıyo felan fişmekan derken tövbe bismillah deyü uyandın. hayır ola.
canım dondurma istiyui la.
o tırmıklı adamın da adı niyaziydi. firedi niyazi firedi niyazi. isim pek benziyi. amarigada olaydım kesin firedi olardı adı ha. anadolu sebebiylen bence. ay lav anadoli.
0 şahıs gencim güzelim diyor

negzel gudmornik bu böyle.


insan yatmadan evvel, bulaşık makinasını çalıştırabilir. anlarım. eyvallah. peki ama neden "ulan kaç yıllık makina hala tıkır tıkır çalışıyor, ne sağlammış, vay bee" gibisinden diye düşünür?
dün gece 3'te yattım, aha yarım saat önce kalktım, makina hala sabunluyor. çıkardım içindekileri manuel moda geçtim.
hani tasarruf için di mi? akan suyun elektriğin haddi hesabı yok bende. zaten anlamıyorum faturayı. geçen ay sokmuşlar bi güzel elektroşu. osursam fatura olmuş. tövbe allaam..
makinanın arızayı da çözdüm şıp diye. gider filtresini sakız tıkamış. allah belasını versin onun. erimiş bütün mikrodelikleri kapamış dingil. tam bi denizanası gibi. eşşooğlu..
ha ama suç bende. sen ne diye öyle bi anlık düşünürsün di mi? iki kez de elektriği kesmiştim böyle. biri bi binada 8 katı asansörle çıktıktan sonra, "ulan elektrik kesilse içinde kalcam of nebçim olur ya. aman." diye düşünüp aşağı inmek için yeniden asansöre yöneldiğimde ışık neyim yanmıyordu. brava bana. neyse.
o filtreyi çıkardım, parçalarına ayırdım. napsam bilmiyore, sıcak suya bastırıp iğneyle açmaya mı kassam, beynimin şomluk merkezini kapatsam mı. oy

ha bi de sol göz denyolaştı sayın okur. 1.75 hipermetrop+ birazcık da astigmat. ama asıl derecesi 3.5 mu neymiş. 35-40 yaşımda takçakmışım o merceği. yaa. 3 gündür sürekli gözlük takıyom, bugün lens alcam işalla.
9 Temmuz 2010 Cuma 1 şahıs gencim güzelim diyor

seyahatname yazacağım

ilk cümlesi "Anadolu güzel ama ter kokuyor" olacak.

şimdi şöyle,
finallerden sonra İstanbul. sonra Ankara. sonra yine İstanbul. sonra yine Ankara. oradan Kastamonu-İnebolu. ordan tabi ki yine Ankara. derken Kastamonu-Küre.
evet Küre'deyim efenim. peki ya sonrası?
buradan Kastamonu-İnebolu. oradan İstanbul. oradan Erzincan-Kemaliye (belki ulaşım sırasında bi Ankara olur, muallak) oradan İstanbul. sonrasına da artık sosyal durumlara bağlı olaraktan belki bir Ege-Akdeniz kıyıları. (tur neyim..)
nasıl? yazmam lazım di mi? evet evet. taslakları gruplamaya başladım bilem. tenk yu for çuusing as.
30 Haziran 2010 Çarşamba 0 şahıs gencim güzelim diyor

la noliyi

olm google'dan adımı öbür adımı soyadımı yedi göbek sülalemi vs. yazarak aratıyorsunuz ya. çok tırsıyorum lan.

(sincan'dan gugıla "hello goçum" yazıp bana gelen kişi. bütün sayfanın mantığını kapmışsın. sana da hello goçum. )
26 Haziran 2010 Cumartesi 0 şahıs gencim güzelim diyor

2010'un ilk ısırığı


ben burada ço edebi yazılar yazarken kolumu ısıran sivrisineğe seslenmek istiyorum:
-sağol bebeyim, kız kurusu olan diğer anofellere gösterirsin adresi artık. seda sayan gibiyim, çatır çatır doğurtacam hepinizi!
0 şahıs gencim güzelim diyor

velhasıl öyleyken büyle


"çıkamayınca tabi bi rakibi azalmış oldu" diyordu sörvayvır yarışmacısı. bense 130 metrekareye derimi sermek suretiyle yayılıyor da yayılıyordum. kendime bi şarap açtım. öğrenci evlerinden sonra istediğim kadar hasar verebileceğim bir evde bekar hayatı sürmekteydim. kadehimi doldurdum. derken ezan okundu. ezan bitsin öyle içeyim neyliyim, zaten sörvayvır izler olmuşum dedim. ne biçim bi yarışmaydı bu kuzum. "yengeçleri o kadar sorun etmiyorduk hani, çıkamıyorlardı yukarı" dedi bir başka yarışmacı. ağlamaktan gözleri şiş gibiydi. tanrım ne acımasızdı bu yarışma. ayrıca insanların çıkmakla alıp veremedikleri neydi. haşlanmış mısırımı yerken bunlar geçiyordu kafamdan.
iyisi mi kanalı değiştirmeliydi.
tivibu şeysine üye olmuştu ayilem. ne dandik bi zımbırtıydı kendisi. bugün kurmuştum kendisini bilgisayara. televizyondaki kanalların hepsini ücretsiz izlemeye yarıyordu. böyle denyoluk olmaz. bi de sesler görüntüden sonra geliyordu. artık dingil diye bahsedicim tivibu şeysinden. hemen kapattıralım hesabı. hemen.
dudullu postası köşesi. sebebimsin. kaç yıldır biriken dergileri toplayıp o köşeyi toptan okuyasım var. canımsın FMK. benim FM de K. Nikon bize yardım etsin. cCc.
hala kanalı değiştirmedim. ne tembel insanım. pazartesi mülakata girecem iki satır ders çalışmadım. niçün? çünki, kaba etim kürsüde. kaba etim bize yardım etsin. cCc.
peki? peki? 5-6 gün önce aldığım milli piyango bileti için "bana çıkması lazım, rica ediyorum bana çıksın büyük ikramiye, lütfen, çıkacak ya, evet, ya nolür, bana çıksın yarvalıyorum" muhabbetim nedir?
aha iki haftadır ilk kez msnde biri bana selam veriyor, dur cevap vereyim sonra yine ço edebi yazarım.
0 şahıs gencim güzelim diyor

recep in dı haus

yep. her ne gadar pazartesi mülakat maratonu başlıyor olsa da şu andan itibaren 130 m2'ye yayılma sergisi çalışmalarına başlıyorum efenim. ev bana kaldı zira. tabi sergiye başlamadan önce yapmam gereken işleri sıralayım hemen. öyle tatil yok. yan gelip yatma yeri değil bura. (henüz.)
bulaşıklar yıkanacak
kahvaltı vs kaldırılacak
süpürme silme
toplama
(odamda hala ankara'dan gelen eşyaların döküntüsü duruyor)
yemek felan
diğer odaların döküntüsü.

yazıya ara verdimdi düşünmek için de. oy. anam babam beni de götüreymiş ineboluya. bu ne lo..

not: 2 temmuz cuma günü akşam 6buçukta mezuniyet şeysim var efenim. beytepede görüşelim. (evet yine ankaraya gidiyom ahahah)
18 Haziran 2010 Cuma 0 şahıs gencim güzelim diyor

koş bubam koş


hello şeftali güzeli okuyucu. istanbuldayım nehayet. aslında buraya geleli 1 hafta olmadan yine ankaraya gittimdi. niçün? istanbuldaki ünilere yüksek lisans belgelerini toplamak içün. marmaraya başvurucim de söylemesi ayıp. neysecüme. geçen cumartesi istanbula geldim. çarşamba ankaraya geri döndüm. ahanda dün gece yine istanbula geldim. aslında çarşamba günübirlik gittimdi ancak yetiştiremedim işleri. zira hacettepeye de başvurdum. dün belgeleri akşam 5 gibi tamamladım işte. sonra kızların yanına uğradımdı. derken onlar da işleri bitirdiler. eve gidek dediler. iyi dedim bari ben de aştiye gideyim istanbula döneyim. o derece rahat yani. yıllardır istediğim hayalini kurduğum şeyi yaptım lan. o ye man!!
(az önce odama giren 12 yaşındaki melıs insanı (melıs diye okunuyor adı, benim içün. neyse) benim dev kulaklıkları takmış. müzik diye aranıyordu. mp3çaları verdim. çocuk kudurdu. duymuyor dünyayı. he allaam.
ne diyordum. he işte aştiye gidip ilk otobüse bilet aldım lan. oh. ço şügür. :)

yarın efesvanlav'da coşcaz. o ye bebeyim!
(bi de yüksek lisans-iş olaylarına karar versem çogzel olacah :/
10 Haziran 2010 Perşembe 0 şahıs gencim güzelim diyor

osursan ağlayazam

şunu biliyorum ki, hayatımda hiçbir zaman bugünlerde istediğim kadar araba sahibi olmak istemeyecem. eminim bundan. bu kadar da büyük konuşuyorum.
koli ara, bulama, yalvar yakar bul, doldurmaya başla, koliler valizler dolsun hala ortada eşya bulunsun, bacağını bi yere çarp, portakal kadar şişsin, 5 saat buzla otur, sinirden kulağın ağrısın, dişlerin zonklasın, eşyalar yayılmaya devam etsin, kargoyu ayarlamaya çalış, para hesaplamaya çalış, taksi, telefon, aşti, çıkış telaşı, hasar korkusu.. bıktım ya.
5 yıldır bu çileyi çekmekten yemin ediyorum bıktım. sinirden ağlayacam ba.
7 Haziran 2010 Pazartesi 0 şahıs gencim güzelim diyor

hasar yok hasar kafada

5. Geleneksel öğrenci evleri çıkış alma işlemleri günlerindeyiz.
bu çok muhterem günlerde eğlenmemek ne mümkün.. ilk çıkışlardan sonra döndüğünüz zaman, bütün seneniz hasar bulmaları fobisiyle geçtiği içün, özellikle de bu son sene korkularınız tavan yaptığından dolayu bugünlerde diliyoruz hoş şeyler olsun. öğrenci evleri idaresinin kafası güzel olsun.
ulan yükseklikten korkmuyorum bundan korktuğum kadar. (hello kayoş)
nihayetinde denyo bi klozet kapağına 80TL vermiş adamım ben. Hayır kırsam gam yemicem yemin ediyorum. ben haram etmekten yoruldum onlar yorulmadı ayol.
bu iş zor yonca. yemin ediyorum ömür tüketiyor. o hasar mevzuu yok mu.. baştan uyarıyorum onları. geçenlerde yine bi saçmalık olmuştu da "yakarım ulan burayı" diye höykürmüştüm. kadın da gülmüştü gek gek. kınama cezası verdiğiniz insanım ulan ben, ayağınızı denk alın. (kınama cezanı seveyim usulca)
bak hasar falan yaratmayın kafami bozmayın. zaten neyi nası paketlicem bilmiyorum. entomoloji finali sokması gibi bişi bu. (37kişilik sınıftan 13 kişiyi bırakan haşmetliye öpücükler) Ya da 3 gün arka arkaya ayakkabı bakmak gibi. beyin sümüksü bi kıvam alıyor inanolsun.

ben bu kadar eşyayı nasıl 450km öteye taşıyacam allam yareppim?!
ağlamak istiyorum sayın seyirciler...
1 Haziran 2010 Salı 0 şahıs gencim güzelim diyor

final mi, o da ne


resmen bitiriyorum olm!
yarın son finale girecem. kağıdı teslim ederken kalem kırmayı planlıyorum,5 yılın hatrına.
bu dönem hiç bi sınavı anlamadım lan.(entomoloji hariç, izleri uzun yıllar sürecek kendisinin) hani eski final stresi neyim yoh. eskiden vize haftasından başlardı vücut gerilmeye. finaller başladıkça bütün metaller çarpardı elini kolunu. hey gidi hey..

neyse işte, bu dönem geri kalan derslerden bahsedecek olarsak, bi rahatlık bi gevşeklik..
bugün ornitoloji finali vardı (kuş dersi kendisi) soruları cevapladıktan sonra sayfanın dibine tavuk çizdim, öbür köşeye martılar çizdim.. o derece.
yarın ekoloji var. kitap açmak serbest. ha şimdi ben ne çalışayım söyleyin. yarın sınavda kitap serbestse akşamdan ne yapayım a dostlar? yine bi yayvanlık tabi.
bitiyor lan! angara, en has angaralısını uğurluyor haberi yok. apaçi bile olduk la bebe.
3 gün önce 2'li koltuğu pencerenin tam karşısına çekmiştim. bulut izlemek için. enam. istanbuldayken en çok özleyeceğim şeylerden biri de bu olacak.
tabi bi de voodoo blues geceleri :)
(liste uzuyor çaktırma, gözyaşlarınızı final bölümüne saklayın, daha 10 gün falan var ona.)
öperem.
28 Mayıs 2010 Cuma 0 şahıs gencim güzelim diyor

böyle komşuluk olmaz

hani karton misali duvarları olan bi binada, nasıl gürültü etmeye cüret edersin anlamıyorum. yemin ediyorum anlamıyorum. ey denyo. ey dingil. nasıl kazandın sen bu okulu? hepimiz gitar çalıştık, ama sesini bu kadar çok açtık mı ha?! açtık mıı?!!
ha steve vai olsan, joe satriani olsan tövbe bişi demem, açarım kapıyı daha çok ses gelsin diye. ama sen ki "do bir külah dondurma" seviyesindesin o sesi nerene açarsın ulan?!
gerizekalı. vallaha da gerizekalı.
hani 5 yıldır na bu tesislerde kalıyorum, yaz olsun kış olsun her türlü kalabalığı gördüm. ulan bina boşken bile mırıl mırıl şarkı söylerdim, allahın dağında kimse yokken lan!
hele kii final haftasındayız, final haftasının ortasındayız..
ben hala dünkü finale ağlarken, bugünkü ayakkabı siniriyle dolanırken.. sen nası bunu yapabiliyorsun yemin ediyorum anlamıyorum.
hey allaam ya.
bi nota daha duyayım, kapıyı kırıp içeri dalmazsam en adiyim.
(nihayetinde bugüne bugün 2 kapı, bir de parmak kırmışlığım var. tenk yu. )
0 şahıs gencim güzelim diyor

suntaya ilham veren

perşembe günkü final efenim. 1.sınıftayken ali hocanın sınavında da kafamı sıraya vurmuştum. bu sınavda da vurdum. nasıl vurmayayım. tavuk embriyosuna benzeyen hocamız bile melayke kaldı bunun yanında. kastın neydi hoci?
insan 5 şık arasında kalır mı yahu? en azından bi tanesini elersin di mi? yuooh..

eskiden kaba etime güvenirdim ben. geçmişe mazi.
0 şahıs gencim güzelim diyor

pabıç



bütün gün ayakkabı baktık, denedik, yamuk yumuk bastık, yürümeye çalıştık, olmadı çıkardık, bi küçüğünü denedik.. kah güldük kah ağladık hiçbişi alamadan döndük evlere.
acaba topuklu ayakkabı giyemediği için mankenliği bırakan olmuş mudur? ne zor iş arkadaş, insan anatomisine aykırı, doğana kafa tutuyorsun resmen. akıl almıyor mantık yetmiyor sayın seyirciler.
2 alışveriş merkezi, kızılay'a onlarca mağaza gezdik.. ne kazandık, hiç.
alternatif çözümler ürettim:
pisi pisi giyebiliriz.
pisi pisi giymeyebiliriz.
ayaklarımızı boyayabiliriz.
e daha ne olsun..

jöleden ayakkabı yapsak?
25 Mayıs 2010 Salı 0 şahıs gencim güzelim diyor

gudmornik konşu

Günaydııın, size yan masadan görevli gönderdiler, belki müziğinizin sesine dikkat edersiniz diye. teşekkürleeer
bundan sonra yöntemimi biliyorum dostum.
ay lav babaanne ruhu!
24 Mayıs 2010 Pazartesi 0 şahıs gencim güzelim diyor

giden günlerim oldu


İstanbul'a dönünce burada en çok özleyeceğim şeylerden birinin Kızılay'da güneşin batmadığı vakitlerde, Selanik2'ye yürürken köprü üstünde apaçi toplulukları görmek ile beytepe şenliklerinde ormana işemek olduğuna inanasım gelmiyor.
19 Mayıs 2010 Çarşamba 0 şahıs gencim güzelim diyor

bana bi hal geldi havada durdum

evet. herkesler gördü uçuşumu. sabri halt yemiş. insanlar benim havada duruşuma gülmedi. (hoş başlangıçta sabri'ye de gülmemişlerdi.) ço eyi ço güzel uçtum lan!
öğrendim ki, insan düşmeden önce bi anlığına hissedermiş. o hissi sallamazsa bir güzel düşermiş. . ayakları yerden kesilirmiş.
Mevcut hasarlar: 2 dirsek + 2 diz kapağı + 1 ayak bileği + 2 leğen kemiği + 1 bütün göbek
kazanın üzerinden 12saat geçti dirseklerden biri hala kanıyor, sulanıyor bi garip. yaralarım kabuk tutmuyor. (ahanda ergen cümlesi oldu)
hani öyle bi düştüm ki.. öyle saçma bi şekilde düştüm ki. hiçkimse gülmedi. insanlar toplandı başıma iyi misiniz diye.
bu arada, buradan ismini şe etmek istemem ama Samsung marka E250 dedikleri modelden olan, şenliklerde 17 kişinin tecavüzüne uğramış olan telefonum düşme esnasında konuşarak iletişme durumundaydı. kendisi elimden uçtuu.. gittiii... teee ileriye çakıldı. telefonumu ilerden bi adam getirdi. inanılması güç ama kendisi hala çalışıyor seyirciler.
BU TELEFON DOĞAYA KAFA TUTUYOR!
o ye bebeyim.
18 Mayıs 2010 Salı 0 şahıs gencim güzelim diyor

boş gezenin hoş kalfasıyam


kendi kendimin patronuyam.
efenim dün tarihte bi ilki gerçekleştirdim (ya da gerçekleştirmeyeli o kadaar uzun zaman olmuş ki hatırlamıyor ben) sabah evden çıktım.. fotoğraf makinalarımla.. kabataşa gittim. ordan sultanahmete fırladım. derken müzelerin kapalı olduğunu farkettim. arada bi sergiye girdim. derken sirkeci'ye kadar yürüdüm. sonracığıma nikon'un servisini buldum üşenmedim. makinan en az bi hafta kalır öyle arızasını söyleriz dediler. bi settürün gidin dedim. çıktım ordan. aslında karaköye kadar yürürmüşüm.. yürümedim. bindim trenli zıbıdıya. çok kalabalıktı denyo. kabataşa kadar gittim yine. ordan da yürüyerek beşiktaşa vardım. ço eylenceliydi. başka naaptım. beşiktaşta kardaşcuğazımlan "adı temmuz"la buluştum. ordan vapıra bindik. kadıköye geçtik. kadıköyde oturduk. bizim nonike bira ısmarladım. beğenmedi pek. hehehe. sonra ordan beşiktaşa döndük.
aslında şöyle oldu. ben hiç bakmadan iskeleye girdim. hatta teyzenin biri "bu beşiktaş vapuru mu" dedi. ben de " evet beşiktaş, zaten o çeyrek kala çeyrek geçe geliyor" dedim. haa evet dedi kendisi de. sonra bi bindik. kabataş vapuruymuş. ahahah. teyze inşallah bana uymamıştır dedim. kabataştan da otobüs neyim vardık eve.
  • kabalcı'da aradığım kitapları bulamadım.
  • yine bisürü yer değişmiş.
  • sabah bindiğim tren zıbıdısında yanıma oturan çocuk sirkeci-tophane arası 20dk sürer mi diye sordu. kabaetim cevapladı hemen. yok dedim en fazla 15dk. sürer. teşekkürler dedi. inerken de iyi günler dedi. dedim kibar insanlar ölmemiş, şeker de yiyebiliyorlar...
  • tren zıbıdısı kalabalığında arkamdaki iş adamı amcalar konuşuyordu işte aman ne kalabalık varoğ falan diye. sonra aralarından biri ankaradan geldiğini söyledi. nassın hemşerim diye atlamamak için kendimi zor tuttum. angaralıyam artıh.
16 Mayıs 2010 Pazar 0 şahıs gencim güzelim diyor

bahar şenlikleri o ye

vee 4 günün sonunda beklenen oldu. anne ben techno oldum. apaçi oldum. artık her türlü garip-uçuk müzikde yerimde sekebiliyorum. teşekkürler ötk!
şenlik notları:
  • ötk'nın (öğrenci temsilciler konseyi) kendi fotoğraflarından oluşan slaytı izletmesi nedir abi?!
  • direc-t çok güzeldi
  • mfö çok daha güzeldi
  • ipini koparan cinslerin gelmesi de hoştu tabi.
  • candan erçetin'in olduğu gün bulunduğum tayfa mükemmeldi. teşekkürler iskandinav!
  • profestival'de çok miktarda tekiladan sonra bira içip, bi de üşüttüğüm için bu şenliklerde pek içmedim. hatta öyle ki dün şenlikten sonra odaya geldiğimde oturdum yemek pişirdim. dolayısıyla insanları alkollü izlemek çok keyifli. en keyiflisinden. mehehe
  • sertaçortaç sahneyi terk etti. biz de ona bayılıyorduk zaten. (de kavga neyim çıkmayaydı..)
  • bam (beytepe alışveriş merkezi) beytepe'de sevmediğim az şeyden biridir. (istanbul'a döndüğümde en az 2 yıl Şok'tan alışveriş yapmayacağım.) bu senede şenliklerde kendince festival yapmaya devam etti. denyo müzikleriyle, garip çadırlarıyla beytepe'de okuduklarından şüpheli olduğum bireyleri gördüm yine.
  • bamfest'miş. kakasını yesin diyorum.
  • sabancı günü şeysi çok güzeldi. zaten onlar getirdi mfö'yü. gerçekten güzeldi. teşekkürler!
  • efes dansçı kızları bi acaipti. yakında ayakbilekleri hizasında çekilmiş videoları görürsünüz internette. hayat...
  • eylenceli insanlarla bulunmak ortamın abidikliğini unutturuyor. dolayısıyla alkol olsun olmasın keyfimize baktık yine.
  • ah bi de fotoğraf makinam kırılmayaydı :(
  • gerçi bu akşam nolursa olsun birkaç kare çekecektim, lakin yaşanan olaylar sonucu orman tarafından tırmanarak medeniyete ulaştım. telefonlar çekmezken, kaba etimden ter damlarken, medikonun orda seçili görüp koşuşumu asla unutamıcim. zira pek bi maceralı oldu bu akşam.
  • yine fotoğraf çekemedik iyi mi.
  • ha bi dee :)
  • .. of bunu yazmak istemiyorum gerçi. apaçi videosu çektik biz. yaklaşık 27dk. yanlış görmediysem. of. çok eylendik cidden. apaçiler de insan.
13 Mayıs 2010 Perşembe 0 şahıs gencim güzelim diyor

canım şenlik

şenlikler negzel..
yarın da fotoğraf çekecem olm.
cumaya sınav varmış. meh.
en çok cuma eylenecem.

(daha sonra uzun uuzun şenlik manzarası yazıları gelecek tabiğ)
3 Mayıs 2010 Pazartesi 0 şahıs gencim güzelim diyor

merhaba

buradan bütün öğrenci kardeşlerime bir taktik vermek istiyorum. sınavlarda (testlerde) kullanabilsinler gönül rahatlığıyla diye.
şıklar arasında mı kaldınız?
gerçekten neyi işaretleyeceğiniz hakkında bi fikriniz yok mu?
korkmayın! sizin gibi bi sürü öğrenci var maralım.
taktik şu: içinizden şu cümleyi geçiriyorsunuz, "5 saniye içinde biri öksürürse cevap a. 1..2..3..4..5"
baktınız kimse öksürmedi, cümleyi değiştiriyoruz, "5 saniye kimse tıksırmazsa cevap b...."
hala tepki yoksa, cümleyi mecburen değiştiriyoruz, (boş bırakacak değiliz ya) " 8 saniye içinde herhangi bi ses olursa cevap d..."

sonucunun güzel olacağını garanti edemem ama illa doldurmak gerekiyorsa kağıdı, yapıyorum böyle şeyler bazen. kpds'de de yaptım bugün. çok eylenceliydi cidden. meğersem üds'de adını yazana puan vermişler. yoğusam kpds'nin eline düşsem "ingilizce ne, yeniyo mu" seviyesine koyarlar beni. taşlarlar mazallah
beyin bedava o ayrı.
 
;